28 Kasım 1999 22:00

WTO'da 2000'nin yeni pazarları

   belirlenecek

Paylaş
WTO'da 2000'nin yeni pazarları
    belirlenecek
Kamil Şanverdi
Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Araştırma Görevlisi Erdem Sofracı, bugün başlayacak olan WTO toplantısının bir genel politika belirlenmesi, küreselleşmenin tek merkezden yönetilmesi ve pazar bakımından cazip gelen ülkelerin tespit edilerek çıkar ekonomilerinin savunulması olduğunu söyledi.
Dünya Ticaret Örgütü (WTO)'nün 30 Kasım-3 Aralık 1999 tarihleri arasında ABD'nin Seattle kentinde yapacağı "Millenium Round" görüşmeleri, gelişmiş ülkeler ve uluslararası şirketlerin 21. yüzyılın ve yeni bir bin yılın progamını sunma toplantısı olacak. Ar. Gör. Sofracı, WTO toplantısını, "2000'li yılların politikaları belirlenecek ve bu belirlemede çokuluslu şirketler belirleyici olacaktır. Yeni kârlar için yeni pazarlar gerekecek, yeni kaynaklar tespit edilecek, bu şekilde yeni politikalar belirlenecektir" olarak değerlendirdi.
"Liberal politikalar beraberinde birçok sorunu birlikte getirecektir. Bugün tam anlamıyla liberal politikanın uygulandığı ülke yoktur" diyen Sofracı, toplantıda geri kalmış ülkelerin önceliklerinin tartışma konusu bile yapılmayacağının açık olduğunu vurguladı.
Geri ülkeler pazar demektir
Geri kalmış ülkelerde geniş bir pazar olduğunu belirten Sofracı, gelişmiş ülkelerin sanayi atıklarını bile geri kalmış ülkelere aktardığını, çevreyi yok ettiğini hatırlatarak, "Görüşülecek maddelerden birisi ağaç kesme serbestliğidir. Bu, kârın her şeyin önünde tutulduğunun çarpıcı bir göstergesidir" dedi.
Yönlendirilen birçok ülkeden birisinin de Türkiye olduğunu söyleyen Sofracı, çokuluslu şirketlerin isteklerinin yerine getirilmesi için bazı politikalar gerektiğini, asıl muhataplara sorulmadan, sosyal güvenlik, tahkim vb. uygulamaların hiç tartışılmadan, incelenmeden çokuluslu şirketlerin istekleri doğrultusunda yürürlüğe sokulduğunu vurguladı.
WTO politikalarının Türkiye'ye yönelik yansımalarını da değerlendiren Sofracı, çalışan kesimlerin örgütlenmesinin engellendiğini, kaynakların istenilen şekilde kullanılamadığını belirterek, yeni vergi yasalarının çıkartılmasının, memurların maaşlarının düşük tutulmasının, bu yansımanın kimleri hedef aldığını açıkça ortaya koyduğunu kaydetti.
Stand-by'ı yardım gibi gösteriyorlar
Uluslararası sermayenin Türkiye'ye yönelik politikalarını da değerlendiren Sanlı, IMF ve Dünya Bankası'nın geri kalmış ülkelere "yardım gibi görünen" anlaşmalar imzalattığını söyledi. Sofracı, stand-by anlaşmasının sosyal güvenlik ve kamu açıklarının kapatılması ve enflasyonun düşürülmesi konusunda etkili olacağının iddia edildiğini belirterek, uygulanan politikaların özellikle sabit ücretlileri etkileyeceğini vurguladı.
2000 yılı bütçesinde kamu yatırımları için sadece yüzde 4, faizlere yüzde 45, maaşlara yüzde 20, sosyal güvenliğe ise yüzde11 pay ayrıldığını, geri kalanın savunmaya ayrıldığını, böyle bir bütçeden olumlu bir uygulama beklenemeyeceğine dikkati çekti.
Tek çarenin IMF olarak gösterildiğini, IMF'nin bugünkü görevinin ise kürelleşmeye ve çokuluslu şirketlere hizmet ederek pazar oluşturmak olduğunu ifade eden Sofracı, dünya ticaretine bakıldığı zaman birçok pazarın çokuluslu şirketler tarafından yönetilmekte olduğunun görüldüğünü belirtti.
Öte yandan KİT'lerin özelleştirilmesi sürecini bütün dünya bağlamında değerlendirmek gerektiğini hatırlatan Sofracı, 1980 sonrasında çok iyi işleyen ve verimli olan işletmelerin olduğunu, bunların özel sektöre devredildiğini, ama özel sektörde de büyüme görülemediğini ifade etti.
2000 yılı programında yer alan tarım politikalarına da değinen Sofracı, Türkiye'de tarım alanında çalışan nüfusun çok yüksek olmasına karşın, tarımın gelire katkısının düşmekte olduğunun altını çizdi. Sofracı şu görüşleri dile getirdi:
"Fakat bu şaşırtıcı değil. Tarıma verilen desteklerin siyasi çıkarlar dışında olacağını tahmin etmiyorum. Bu hayvancık için de geçerlidir. Artık tamamen ithalatçı bir konuma geldik. Çünkü tarım konusunda üretime yönelik hiçbir politika yoktur."
WTO toplantısında da tarımın ele alınacağını hatırlatan Sofracı, özellikle geri kalmış ülkelerde tarımı geliştirecek politikaların üzerinde durulmayacağını, tam aksine mevcut gidişe daha da hız verileceğini söyledi.
ÖNCEKİ HABER

K. İrlanda parlamentosu için yeşil ışık

SONRAKİ HABER

Fransa ve İsviçre'de onbinler alanlarda

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...