26 Kasım 1999 22:00

Cargill tahkim destekli

Cargill tarım tekelinin İznik Gölü yakınına kurduğu fabrika mahkemenin yürütmeyi durdurma kararını çiğneyerek faaliyetlerini sürdürüyor. Uluslararası tahkim yasalarından güç alan fabrika İznik Gölü'nü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakırken, çevreye büyük zarar getirecek.

Paylaş
Cargill tahkim destekli
Sibel Hürtaş
İznik Gölü'nü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakan Cargill Tarım Sanayi Fabrikası'na karşı henüz inşaat halindeyken açılan davada mahkeme 'yürütmeyi durdurma' kararı verdi. Ancak TBMM'den geçen 'uluslararası tahkim' yasalarından cesaret alan Cargill tarım tekeli mahkeme kararını hiçe sayarak üretime geçmiş durumda.
Meslek odalarının fabrikaya karşı iki yıldır sürdürdürdükleri dava süreci fabrika aleyhine sonuçlansa da tahkimin yasalaşması, sürdürülen mücadeleyi zayıflatıyor. Fabrikanın İznik Gölü ve çevresi için birçok tehlikenin sinyalini verdiğini hatırlatan taraflar, tahkimin fabrikanın mahkeme kararlarını çiğnemesine olanak tanıdığını söylediler.
Açılan davalara taraf olan Bursa Milletvekili Ali Rahmi Beyreli gazetemize yaptığı açıklamada mahkemenin kararını hatırlatarak, açtıkları son davaya gelecek bilirkişi raporunun sümenaltı edilmeye çalışıldığını söyledi. Beyreli, fabrikanın ABD bağlantısına dikkat çekerek, "Kararların uygulanmamasında onların etkisi var" şeklinde konuştu. Yatırıma değil, yatırımın kurulmak istendiği alana karşı olduklarını belirterek, fabrika sahiplerinin konuyu inat meselesi haline getirdiğini kaydeden Beyreli, "Yatırımın yapılması için daha elverişli yerler de bulunabilirdi, fabrikanın orada kurulmasına tüm Bursa kamuoyu karşı. Ancak konuyu inat konusu haline getirdiler. Maalesef bildiklerini yapmaya başladılar. Oysa başka alanlar bulunabilirdi. Yazık oluyor, inatlaşmaya gidiyorlar. Ülkenin güzel kaynaklarını mahvediyorlar. Proje dışında DSİ'nin sulama alanını da değiştirdiler" dedi.
'En büyük terör'
Fabrikaya karşı açılan davaların taraflarından biri de Orman Mühendisleri Odası Bursa Temsilcisi Kenan Aypacar. Aypacar, İznik Gölü'nün ve Gemlik Körfezi'nin geleceği için fabrikanın kapatılması gerektiğini belirterek, "Yasalara uyulmamasını en büyük terör olarak kabul ediyorum. Madem burası hukuk devleti o zaman kanunların uygulanması gerekir" dedi. Aypacar, fabrikanın tahkim yasasında yapılan değişiklerle getirilecek uyum yasalarına güvenerek kararlara uymadığını söyleyerek, verilen hukuksal mücadelede de geriye dönüşün yaşanabileceği endişesini dile getirdi.
Kimya Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Zuhal Yazıcı da, fabrikanın tahkimden güç aldığını hatırlatarak, fabrikanın faaliyete devam etmesinin İznik Gölü'nün yok olması anlamına geldiğini söyledi. Başlattıkları hukuksal mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceklerini ifade eden Yazıcı, Tahkim'in fabrikanın lehine olduğuna dikkat çekerek, ülke değerlerinin yasalarla korunması gerektiğini, ancak şu an tam tersi bir durumla karşı karşıya olduklarını vurguladı.
Fabrika tehlike getirecek
Meslek odalarının ve Bursa milletvekillerinin fabrikaya açılan davalarda sundukları raporda fabrikanın kurulmasının İznik Gölü'nün yok olmasına neden olacağına dikkat çekiyorlar. Hazırlanan raporda fabrikanın gölü ve çevresindeki canlıları tehdit ettiği, ayrıca yöredeki zeytin üretiminin de tehlikeye gireceği belirtiliyor.
Tesisin İznik Gölü'nün su havzası içinde olduğuna dikkat çekilen raporda, fabrikanın günde 3 ila 6 bin ton arasında su kullanacağı belirtiliyor ve "Fabrika suyun 5 kilometre uzaklıktaki kuyulardan sağlanacağı iddiasında. Ancak suyun bu şekilde sağlanması da çevresel zararı ortadan kaldırmıyor. Tesisin uzun ömürlü olacağı düşünülürse göl ve çevre açısından çok önemli olan 'kapalı havzanın' susuz kalması da kaçınılmaz görünüyor. Fabrika gün geçtikçe, gölün beslenme kaynaklarını yok edecek, kurumasına ve bataklık haline dönüşmesine neden olacak ve canlılar yok olacak" deniliyor. Fabrikanın ayrıca kimyasal bir sanayi tesisi olduğuna dikkat çekilen raporda, arıtma tesisinin atıkların en fazla yüzde 85'ini temizleyebileceğine dikkat çekiliyor.
Fay hattı üzerinde
Fabrikanın hâlâ hareketli olan fay hatları üzerinde kurulu olması, yaratacağı bu tehlikelerin yanı sıra İzmit depremiyle tanıştığımız tehlikelerin de sinyallerini veriyor. 17 Ağustos depreminin ardından meslek odaları ve çevre örgütleri, fabrikaların burada kurulmamasını, hatta kurulu fabrikaların doğuya kaydırılmasını talep etmişlerdi. Fabrikanın kurulmasının bir diğer sakıncası ise diğer fabrikalara davetiye çıkarması.
ÖNCEKİ HABER

Madenciler Denizer davasına alınmadı

SONRAKİ HABER

Kıbrıs için hazırlıklar tamam

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...