17 Kasım 1999 22:00
Demirbaş davası karara kaldı
Sinan Demirbaş'ın işkenceyle öldürülmesiyle ilgili davanın Yargıtay'ca bozulmasının ardından ilk duruşma görüldü.
Demirbaş davası karara kaldı
24 yaşındaki Sinan Demirbaş'ı 7 Temmuz 1995 tarihinde gözaltına alarak, 15 gün işkence yapıp öldüren polislerden Bünyamin Gök'ün yargılandığı davanın, Yargıtay'ın bozma kararından sonra ilk duruşması yapıldı. 2 Şubat 2000 tarihinde görülecek duruşmada mahkeme heyeti kararını açıklayacak.
Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanık polis Bünyamin Gök'ün "kasten adam öldürmek" suçundan 14 yıl ağır hapse mahkûm edilmesi kararını 26 Mayıs 1999 tarihinde bozan Yargıtay, Demirbaş'ın kasten öldürülmediğini, suçun kastı aşan müessir fiil olduğunu iddia etmişti. Bozma kararının ardından dün görülen ilk duruşmaya sanık avukatı Süleyman Ayhan, Sinan Demirbaş'ın babası Hüseyin Demirbaş ile annesi Kumru Demirbaş ve avukatlarından Ercan Ayhan, Mehmet Alp, Kenan Çetin ve Süleyman Yeter katıldı. Duruşma sırasında adliye çevresinde geniş önlem aldılar. Duruşma, mahkeme heyeti değişikliği gerekçesiyle ve kararı açıklamak üzere 2 Şubat 2000 tarihine ertelendi. Avukat Kenan Çetin, duruşmanın ardından gazetemize yaptığı açıklamada, gelişmelerin Türkiye'nin hukuk devleti olmadığının açık bir kanıtı olduğunu vurguladı.
İşkence kanıtlandı
Uludağ Üniversitesi Fizik Bölümü Öğrencisi Sinan Demirbaş, Elazığ'ın Fevzi Çakmak Mahallesi'ndeki evinden "yoklama kaçağı" olduğu iddia edilerek 7 Temmuz 1994'te gözaltına alınmıştı. 15 gün gözaltında tutulan ve yoğun işkence gören Demirbaş, 21 Temmuz 1995'te polisler tarafından ağır yaralı olarak getirildiği Devlet Hastanesi'nde müdahale yapılmadığı için yaşamını yitirdi. Polisler ise Elazığ Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı 1800 Evler'de gözaltında tutularak işkence gören Sinan Demirbaş'ın "gözaltında tutulduğu hücrede, başını duvara vurarak yaralandığını ve götürüldüğü hastaneden kaçmak isterken merdivenden düştüğünü" öne sürdüler. Elazığ Valiliği ise "Sinan Demirbaş'ın intihar ettikten sonra götürüldüğü hastanede yapılan tıbbi müdahaleye karşın kurtarılamayarak öldüğünü" açıkladı. Polisler, Sinan Demirbaş'ın cesetini ailesine teslim etmeyip, gizlice Gülmez Mezarlığı'na gömdüler. Sinan Demirbaş'ın babası Hüseyin Demirbaş ise Elazığ Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunarak, otopsinin sağlıksız olduğunu belirtip, oğlunun mezarının açılarak yeniden otopsi yapılmasını istedi. 21 Ağustos 1995 tarihinde Demirbaş'ın mezarı açılarak, ikinci otopsi yapıldı. Avukatların girmesine izin verilmeyen otopsi sonucunda, Sinan Demirbaş'ın vücudunda sigara yanığı izleri bulunduğu saptanıp, işkencenin yapıldığı kanıtlandı.
24 yaşındaki Sinan Demirbaş'ı 7 Temmuz 1995 tarihinde gözaltına alarak, 15 gün işkence yapıp öldüren polislerden Bünyamin Gök'ün yargılandığı davanın, Yargıtay'ın bozma kararından sonra ilk duruşması yapıldı. 2 Şubat 2000 tarihinde görülecek duruşmada mahkeme heyeti kararını açıklayacak.
Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanık polis Bünyamin Gök'ün "kasten adam öldürmek" suçundan 14 yıl ağır hapse mahkûm edilmesi kararını 26 Mayıs 1999 tarihinde bozan Yargıtay, Demirbaş'ın kasten öldürülmediğini, suçun kastı aşan müessir fiil olduğunu iddia etmişti. Bozma kararının ardından dün görülen ilk duruşmaya sanık avukatı Süleyman Ayhan, Sinan Demirbaş'ın babası Hüseyin Demirbaş ile annesi Kumru Demirbaş ve avukatlarından Ercan Ayhan, Mehmet Alp, Kenan Çetin ve Süleyman Yeter katıldı. Duruşma sırasında adliye çevresinde geniş önlem aldılar. Duruşma, mahkeme heyeti değişikliği gerekçesiyle ve kararı açıklamak üzere 2 Şubat 2000 tarihine ertelendi. Avukat Kenan Çetin, duruşmanın ardından gazetemize yaptığı açıklamada, gelişmelerin Türkiye'nin hukuk devleti olmadığının açık bir kanıtı olduğunu vurguladı.
İşkence kanıtlandı
Uludağ Üniversitesi Fizik Bölümü Öğrencisi Sinan Demirbaş, Elazığ'ın Fevzi Çakmak Mahallesi'ndeki evinden "yoklama kaçağı" olduğu iddia edilerek 7 Temmuz 1994'te gözaltına alınmıştı. 15 gün gözaltında tutulan ve yoğun işkence gören Demirbaş, 21 Temmuz 1995'te polisler tarafından ağır yaralı olarak getirildiği Devlet Hastanesi'nde müdahale yapılmadığı için yaşamını yitirdi. Polisler ise Elazığ Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı 1800 Evler'de gözaltında tutularak işkence gören Sinan Demirbaş'ın "gözaltında tutulduğu hücrede, başını duvara vurarak yaralandığını ve götürüldüğü hastaneden kaçmak isterken merdivenden düştüğünü" öne sürdüler. Elazığ Valiliği ise "Sinan Demirbaş'ın intihar ettikten sonra götürüldüğü hastanede yapılan tıbbi müdahaleye karşın kurtarılamayarak öldüğünü" açıkladı. Polisler, Sinan Demirbaş'ın cesetini ailesine teslim etmeyip, gizlice Gülmez Mezarlığı'na gömdüler. Sinan Demirbaş'ın babası Hüseyin Demirbaş ise Elazığ Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunarak, otopsinin sağlıksız olduğunu belirtip, oğlunun mezarının açılarak yeniden otopsi yapılmasını istedi. 21 Ağustos 1995 tarihinde Demirbaş'ın mezarı açılarak, ikinci otopsi yapıldı. Avukatların girmesine izin verilmeyen otopsi sonucunda, Sinan Demirbaş'ın vücudunda sigara yanığı izleri bulunduğu saptanıp, işkencenin yapıldığı kanıtlandı.
YAZARLAR
Mustafa Yalçıner
İsrail-İran güç gösterisi nereye varacak?
Nuray Sancar
Vatan millet ıstakoz
Bülent Falakaoğlu
Istakozun faturası!
Ahmet Yaşaroğlu
Çocuklar ve gençler kime emanet?
Adnan Gümüş
Köy Enstitüsü farkı, şehre ve geleneğe uymazlığı: Hümanist, yararcı, bütüncül köy rehberi
Yücel Özdemir
AB, İran’a karşı Türkiye’ye rol verme peşinde
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
