14 Kasım 1999 22:00

'Hükümet değil biz karar vereceğiz'

Fabrikalarının İTÜ'ye devredilmesi kararına karşı eylemler yapan Beykoz Deri Kundura işçileriyle dayanışma içerisinde olan EMEP'in yürüttüğü çalışmalar sürüyor.

Paylaş
'Hükümet değil biz karar vereceğiz'
Bektaş Durmaz - Yeliz Topuz
Fabrikalarının kapatılarak İTÜ'ye devredilmesi yönünde alınan kararın ardından çeşitli eylemler yapan Beykoz Deri Kundura işçileriyle dayanışma içerisinde olan Emeğin Partisi (EMEP)'nin yürüttüğü çalışmalar, işçi evlerine yönelik ev ziyaretleriyle sürüyor.
Öncelikle fabrikaya yönelik olarak sürdürülen kesintisiz bir çalışma üzerinden ilişki kurulan tek tek işçilerin ziyaretiyle başlayan ev ziyaretleri, gelinen noktada çok sayıda işçinin katıldığı ev toplantılarına dönüşmeye başladı. Başta Tuzla olmak üzere İstanbul'un çeşitli fabrikalarında çalışan işçilerin katıldığı toplantılar ise kundura işçileriyle diğer fabrikaların ileri işçilerinin sorunlarını tartıştığı, saldırılara karşı koymanın yollarını aradığı kürsülere dönüşmüş durumda.
Önceki gün de özellikle Tuzla bölgesinde çalışan deri ve tersane işçilerinin katıldığı ve Beykoz Deri Kundura işçilerinin ev sahipliğini yaptığı bir toplantı yapıldı. Toplantıda fabrikanın bilinçli bir şekilde zarar ettirildiğini ve bunun sorumlulusunun '84'ten beri iktidara gelen hükümetlerin uyguladığı politikalar olduğunu söyleyen EMEP yöneticisi Haşim Demir, üretim kapasitelerinin de yeni işçi alımları yapılmaması sonucu olarak düşürüldüğünü kaydetti.
"Ben 23 yıldır çelik bombe kısmında çalışıyorum, malzemeyi kıstıklarından dolayı 100 çift çıkacağına 5 çift ayakkabı çıkıyor" diyerek Deri Kundura'da oynanmak istenen oyunları teşhir eden kundura işçisi Hüseyin Akbıyık, "Zamanında fabrikanın deri kısmını kapattırmasaydık bütün bunlar başımıza gelmeyecekti. Şimdiki gibi mücadele etseydik deri kısmını kapatamazlardı" dedi.
'Direndik, kazandık'
Toplantıya Tuzla'dan katılan tersane işçisi Hüseyin Yüksel de, Tuzla Deri Sanayii'nin benzer sorunlar karşısındaki mücadele deneyimlerini aktararak şöyle konuştu: "Zamanında deri sanayiinde ayakkabı bölümünü kapatmaya çalıştılar. Bu haksız uygulamaya karşın 20 işçiyle birlikte çadır kurarak mücadele etmeye başladık. Bu direnişi kırmak amacıyla jandarma her gün çadırımızı basıp dağıtıyordu, ancak bizler bütün bu saldırılara rağmen yılmadık ve direnişi diğer kısımlara yayarak haklı mücadelemizi kazandık."
Komiteleşmenin önemi
Aynı birlikteliğin Beykoz Deri Kundura fabrikasında da sağlanması gerektiğini söyleyen Demir, "Bu birlikteliğin oluşabilmesi için de işçilerin komiteler oluşturup sendikayı denetlemesi ve Beykoz halkını da topyekûn mücadeleye katması gerekir. Çünkü Beykoz'daki mücadelenin başarısı diğer tüm fabrikalardaki işçilerin mücadelesine ışık tutacak" diye konuştu.
Fabrikalarını kapattırmamak konusundaki kararlılıklarını "Fabrikanın kapanıp kapanmayacağına hükümet değil, biz işçiler karar vereceğiz" diyerek bir kez daha vurgulayan 23 yıllık Deri Kundura işçisi Hüseyin Akbıyık, fabrikanın kapatılmasına karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini ifade ettiği konuşmasını şu sözlerle bitirdi: "Deri Kundura işçisi başını verir, ama işini vermez."
ÖNCEKİ HABER

Bakanlık Okuyan'ın çiftliği

SONRAKİ HABER

Türk-İş'te liste sıkıntısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...