07 Kasım 1999 22:00

Sokağa inen toprağın türküsü

'97 yılında kurulan Anatole Sokak Oyuncuları topluluğu kısa denebilecek bir sürede Avrupa'nın üç ayrı ülkesinde 22 festivale katılmış, sonrasında ise kadro ve isim değişiklikleri ile bugüne kadar gelmiş.

Paylaş
Sokağa inen toprağın türküsü
Özlem Ergun
Genelde sanatın ve özelde de tiyatronun halka ulaşabilmesi için kimi zaman gündeme gelen, tartışılan ve çözüm seçenek; sanatın sokaklarda, meydanlarda icra edilmesi. Böylece söz konusu olan etkinlik, teaep edenine yani izleyicisine daha kolay ulaşabilecek, sokaklardaki devinimin bir parçası olacak ve yaşamın doğal akışı içindeki yerini alacaktır.
Anatole Sokak Oyuncuları
İşte böylesi bir çalışmayı yaşama geçiren oldukça az sayıdaki gruplardan biri Anatole Sokak Oyuncuları... '97 yılında kurulan tiyatro kısa denebilecek bir sürede Avrupa'nın üç ayrı ülkesinde; Belçika, Fransa ve Almanya'da 22 festivale katılmış, sonrasında ise kadro ve isim değişiklikleri ile bugüne kadar gelmiş. 10 kişiden oluşan Anatole Sokak Tiyatrosu, profesyonel tiyatorculardan sporculara ve müzisyenlere kadar renkli bir kadro ile çıkıyor karşımıza. Sokak tiyatrosu ve oyunları üzerine konuştuğumuz Anatole Sokak Oyuncuları'ndan ve aynı zamanda Şehir Tiyatroları oyuncusu olan Eftal Gülbudak, "Harekete dayalı bir oyun, dolayısı ile bu grubu oluşturan insanların birtakım özel becerilerinin olması gerekiyor. Değişik yerlerden gelmiş ama aynı amaç etrafında birleşmiş insanlar bunlar" diyor.
Amaçlarını ise hazırladıkları bir broşürde şöyle dile getirmişler: "Anatole Sokak Oyuncuları; Anadolu toprakları üzerinde var olmuş tüm uygarlıkların çocukları ve kültür varlıklarının mirasçısı olarak bu zengin kültürün geçmişten günümüze izlerini takip ederek onu kavramayı ve önce kendi insanlarına sonra da tüm dünya insanlarına tiyatro aracılığı ile aktarmayı ve farklı kültürlerle kültürel takası hedeflemekte, bunu da tiyatronun gelişimi için bir görev kabul etmektedir."
Anatole Sokak Tiyatrosu'nun seçtiği oyun ve kendilerini tanımladıkları isim de bu amaca denk düşer nitelikte. Güneşin doğduğu yer, şafak ülkesi anlamına gelen Anotole, aynı zamanda Anadolu'nun bilinen en eski adı.
Köy seyirlik oyunlarından sokağa
Sergiledikleri oyunlarının adı ise Toprağın Türküsü.
Oyunda, Anadolu insanını ve onun toprakla ilişkisini izlerken, iyi ve kötüyü temsil eden zıtlıkların çatışmasına da tanıklık oluyoruz. Ve şimdi oyunun devamını Ümran İnceoğlu ile birlikte kaleme alan Eftal Gülbudak'tan dinleyelim: "Anadolu insanının topraktan bereket dileklerinin ve o bereketi elde etmek içn verdikleri her türlü zorlu mücadelenin öyküsü. Mitolojik dönemden bugüne kadar Anadolu'da yerleşmiş farklı uygarlıkların kendi kültürleri içinde yaşattıkları birtakım ritüeller bunlar. Ve ritüellerin bugün Anadolu'da köy seyirlik oyunlarına dönüşmüş bugünkü yansımaları."
Onları oyunlarının ötesinde farklı kılan yönleri ise kuşkusuz sokak tiyatrosu gibi söylenegelen, ama yaşama geçirilme noktasında çoğu zaman mümkün kılınmayan bir edimi gerçekleştirmeleri.
Gülbudak, bu türle ilgilenen grupların konuyu farklı algılayıp farklı yorumladıklarını söylerken, kendi tiyatro anlayışlarını ise şöyle dile getiriyor. "Bizim algıladığımız anlamda sokak tiyatrosunu, açık alanlarda yapıyorsunuz, sokaklarda meydanlarda insanların gündelik yaşamlarının geçtiği alanlarda oynuyorsunuz. Açık alanlarda yapılmasının dışında, bizim yaptığımız tarzdaki tiyatroda seyirci herhangi bir alana sıkıştırılmış değil. Yani seyirci koltukları buradadır, geçin burdan seyredin gibi uygulamalar yok. Oyun zaten hareketli bir oyun. Bizim seçtiğimiz herhangi bir noktada başlıyor ve sonra seyirci ile hareket etmeye başlıyoruz. Zaten oyun bir çağrı ile başlıyor, bu bir şenlik zaten. 'Bakın bereket için bolluk için bir şenlik yapacağız herkes davetlidir.' Müzik ve görsel zenginlik insanlar için bir davet oluyor. Aslında bu bir yolculuk ve bu yolculuk esnasında seyirci istediği yer ve zamanda oyuna girip çıkma, katılma serbestisine sahip. Ve bir anlamda oyuncu seyirci, onları yönlendirerek ve bazen de onların coşkusal tepkisini harekete geçirerek oyuna katmaya çalışıyoruz."
'Süprizlere açık olunmalı'
Alışageldiğimiz tiyatro salonlarından farklı olarak sokakta, meydanda hiç beklemedikleri bir anda seyircinin yani alışverişten dönen bir kadının, işinden evine dönen bir memurun ya da sokaktaki simitçinin ve belki de ömründe hiç tiyatro görmemiş bir dilencinin karşına bir anda çıkıveren bu garip(!) kılıklı garip(!) insanlara yönelen hayret dolu gözler... İşte bu şaşkınlık içindeki seyircinin ne yapacağını bilemez ruh halinde gösterdiği tepkilere onlar süpriz diyorlar. Gülbudak, "Bu süprizlere hazırlıklı olmak gerek" derken yaşadıklarından ilginç birkaç anekdot aktarıyor: "Her ne kadar oyun ve mekânı önceden belirlemiş bile olsak, o anda gelebilecek pek çok süprize açık olmak zorundayız. Mesela seyirci sizin daha önce belirlediğiniz ve oyun oynayacağınız alanı sizden önce gelip işgal etmiş olabilir. Seyirciyi bir şekilde bedenimizle, sesimizle, elimizdeki materyallerle yönlendirerek oyun alanımızı açıyoruz. Bunu başka türlü de yapabiliyoruz, seyirciden önce o alana gidip onların bizim çevremiz de konumlanmasını sağlıyoruz. Yol esnasında bazen kağnıyı çekerken seyirciler destek veriyor. Öküzlerin yanına geçip onlarla birlikte çekmek istiyorlar. Bir anda oyuncu kadrosu çoğalıveriyor."
Sonra oyun esnasında oyunun içine girip fotoğraf için poz verenler ve 'Oradan değil buradan gideceksiniz' deyip yol gösterenler de yabancı değil onlara.
Anadolu kültürünü farkı bir tiyatro diliyle aktarma ve düşünsel bir köprü kurma noktasında önemli bir misyon yüklenen Anatole Sokak Oyuncuları, mali durum söz konusu olduğunda ise iyimser değil: "Bir anlamda tiyatronun gelişimine katkıda bulunduğumuzu düşünüyoruz ve bunu da önemsiyoruz. Bu kadar önemli bir çalışmanın destek görmesini istiyoruz, ama aradığımız o desteğe henüz uluşabildiğimizi söyleyemeyeceğim. Destek aldığımız kurum ve kişiler oldu. Şehir Tiyatroları Salonu'nda provalarımızı yaptık, sonra teknik anlamda birkaç atölyeden destek verdiler. Şu anda ise masrafları kendi cebimizden karşılıyoruz, ama nereye kadar?"
ÖNCEKİ HABER

Depremzedeler: 'Mücadeleye devam'

SONRAKİ HABER

Amatör tiyatrocular tartışıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...