06 Kasım 1999 22:00

Cinayet şebekesi JİTEM yasallaşıyor

Susurluk çetesinin ortaya çıkmasıyla birlikte varlığı inkâr edilemeyecek bir noktaya gelen, ancak faaliyetleri sürekli inkâr edilen JİTEM, artık yasallaşıyor.

Paylaş
Cinayet şebekesi JİTEM yasallaşıyor
Susurluk tartışmalarında adı sık gündeme gelen ancak yetkililer tarafından varlığı inkâr edilen JİTEM'in kuruluşuna ilişkin yasa tasarısı Başbakan Bülent Ecevit tarafından TBMM Başkanlığı'na sunuldu.
Jandarma teşkilat, görev ve yetkileri hakkında yasada değişiklik öngören tasarıda, "Jandarma, kanunlarla kendisine verilen görevleri yerine getirmek için istihbarat faaliyetinde bulunur. Bu amaçla gerekli teşkilatı kurar, bilgi toplar, değerlendirir, yetkili mercilere veya kullanım alanına ulaştırır" hükmü yer alıyor. Bu hükümle JİTEM'i yasal hale getiren tasarıda, JİTEM'in devletin diğer istihbarat kuruluşları ile işbirliği yapmasını da öngörüyor.
Tasarının gerekçesi...
Tasarının gerekçesinde, jandarmanın adli, mülki, askeri ve diğer görevlerini gereği gibi yerine getirebilmesi için etkin bir istihbaratı olması gerektiği savunuluyor. Gerekçede, ülke yüzölçümünün yüzde 92'lik bölümünde görev yapan jandarmanın istihbarat faaliyetinde bulunmasının "genel kolluk kuvveti olmasının bir gereği" olduğu ifade edilirken "Günümüzde ülkeleri tehdit eden terör ve organize suç örgütlerinin öncelikle kırsal alanda üslenmesi ve faaliyetlerini buralardan şehirlere yayması, bu bölgelerdeki haber alma faaliyetlerinin önemini daha da artırmaktadır. Tasarının yasalaşması halinde bu konuda önemli bir ihtiyaç giderilmiş olacaktır" deniliyor. JİTEM'in kurulmasına ilişkin yasa tasarısı geçen dönem Başbakan Mesut Yılmaz imzasıyla TBMM'ye sunulmuş ancak görüşülemediği için kadük olmuştu.
Birçok suç işledi
Sanki yeni uygulamaya sokulacak gibi kamuoyuna sunulan JİTEM, bölgede yıllardır birçok suç işledi. Çok sayıda faili meçhul cinayet, adam kaçırma, fidye isteme, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı olayını gerçekleştirdiği daha önce belgelerle ortaya çıkan JİTEM, TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu'nun raporunda da yer aldı. Raporda JİTEM'in varlığına dikkat çekilerek, "Bölgede JİTEM'in faaliyetlerinin de ne olduğu komisyonumuzca anlaşılamamıştır. JİTEM'in yetki ve görevsiz olduğu halde polis mıntıkasında polisten habersiz operasyon yapması ve benzeri olaylar neticesinde vatandaşın kafasında birtakım soru işaretlerinin oluşmasına sebebiyet verilmektedir. Ayrıca buna benzer birtakım olaylardan dolayı, vatandaşlar arasında JİTEM'in itirafçıları kullandığı ve bunlardan dolayı da yasadışı birtakım işlere karıştığı yönünde iddialar bulunmaktadır. Bunların silah ve uyuşturucu kaçakçılığına karıştıkları iddia edilmektedir" denildi.
Koman ifade vermedi
Faaliyetleri zaman zaman basına yansımasına rağmen JİTEM'in varlığı yetkililer tarafından sürekli inkâr edildi. Susurluk Raporu'nda adı geçen JİTEM'in varlığını TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu da ortaya çıkaramadı. Dönemin Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman birçok kez çağrılmasına rağmen komisyona ifade vermedi. Koman, açıklamalarında da JİTEM'i inkâr etti.
Veli Küçük korundu
Yine JİTEM'in kurucularından Tuğgeneral Veli Küçük'ün, Kocaeli'de Jandarma Alay Komutanı iken Veli Küçük'ün Abdullah Çatlı ve Sami Hoştan'la defalarca cep telefonuyla görüştüğü tespit edildi. Küçük'ün Çatlı'nın cenazesini Sami Hoştan'a verilmesi için Balıkesir Emniyet Müdürü Nihat Camadan'ı aradığı kamuoyuna yansıdı. Yüksekova Çetesi davasında tanık olarak dinlenen Astsubay Hüseyin Oğuz da, Küçük'ün çetelerle ve Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'la ilişkisi olduğunu söyledi.
Eseri Ersever'i de yedi
Merkezin kurucularından olan ve anılarını yazarken JİTEM'den bahseden Binbaşı Cem Ersever, faili meçhul bir cinayette öldürülmüştü. Ersever'i, Yeşil'in öldürdüğü iddiaları ortaya atıldı. Cem Ersever'le birlikte çalışan Şerif Tokgöz adlı bir kişi de, Ersever'in saklandığı yeri Veli Küçük ve bir çimento fabrikası sahibinin bildiğini, aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle Ersever'in yerini Yeşil'e Küçük'ün söylemiş olabileceğini açıkladı. Küçük, hakkındaki tüm iddialara karşın korunurken, JİTEM'in tanıdık bir elemanı olan "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım da bir türlü 'yakalanamadı'. Ancak yargı organları tarafından Küçük'ün yargılanmasına gerek duyulmadı.
Avukatlar dava açtı
İzmir Barosu Çetelere Karşı Hukukun Üstünlüğü Komisyonu'ndan bir grup avukat ise, Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı'na dava açarak, Küçük'le ilgili hukuka aykırı bu işlemlerin iptalini ve yürütmenin durdurulmasını talep etti. Avukatlar, mahkemeden halen bir sonuç alamadı. Çünkü Küçük'ün korunmasına devam ediliyordu. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Demiryol-İş kongresinde Türk-İş konuşuldu
Demiryol-İş Sendikası, altı aylık yasağın ardından sendikal faaliyetlerine dün 6. Olağan Genel Kurulu ile yeniden başladı. Türk-İş yönetiminden katılımın olmadığı Genel Kurul'da konuşan Sağlık-İş Başkanı Mustafa Başoğlu, Bayram Meral'in Türk-İş genel başkanlığı için adaylıktan çekilmesini istedi.
224 delegenin katılımıyla başlayan Genel Kurul'da Divan Başkanlığı'na Teksif Genel Başkanı Zeki Polat, yardımcılıklarına Haber-İş Genel Başkanı Cengiz Teke ve Demiryol-İş İzmir Şube Başkanı Hüseyin Ervüz seçildi. Delegelerin tek tek aranarak salona alındığı Genel Kurul'da, delege olmayanların içeri girmesine oylamayla karar verildi. Ankara 9. İş Mahkemesi'nin verdiği 6 ay faaliyet yasağı nedeniyle 22 Şubat 1999 tarihinde sendika yönetimini devralan üç kişilik kayyum heyeti adına yapılan konuşmada, bu yasağa rağmen şube başkanlarıyla toplu iş sözleşmesi imzalandığı, yurtdışında da sendikanın temsil edildiği dile getirildi. Kayyum heyeti, 623 milyar lira nakitle teslim aldığı sendikayı 2 trilyon 117 milyar lira ile teslim ettiğinin altını çizdi.
Konukların konuşması sırasında söz alan Sağlık-İş Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, oldukça heyecanlı bir konuşma yaptı. Sık sık kürsüyü yumruklayan Başoğlu, Türk-İş Genel Kurulu öncesi yapılan son genel kurulu düzenlediklerine dikkat çekti.
Tek liste önerisi
Başoğlu, daha önce Türk-İş Genel Kurulu'na tek liste ile gidilmesi önerisini getiren Zeki Polat'ı desteklediğini, bunun için de öncelikle Bayram Meral'in adaylıktan çekilmesi gerektiğini belirtti. Meral'in sürekli eleştirilen biri olduğunu, Türk-İş'i 2000 yılına taşıyacak yönetimin bu şekilde belirlenemeyeceğini ifade eden Başoğlu, konfederasyonun son dönemde sorunların gerisinde kaldığını, diğer konfederasyonların Türk-İş'in önüne geçtiklerini söyledi. Yaygın eylemlere rağmen bir sonuç alamadıklarını, Türk-İş'in toplumu bilgilendirmede yetersiz kaldığını belirten Başoğlu, iyi niyetli bir yönetimin belirlenmesi gerektiğini kaydetti.
Polat, kimseden değil
Teksif Genel Başkanı Zeki Polat ise Türk-İş yönetiminin Demiryol-İş'e "üyesi değil" muamelesi yaptığını söyledi. Hırsını aklının arkasına alarak konuştuğunu, ne Meral, ne Başoğlu, ne de Özbekçi olduğunu belirten Polat, seçilecek yönetimin Türk-İş'i 2004 yılına taşıması gerektiğinin altını çizdi. "Sağcı, solcu, milliyetçi yok, Türk-İş'te işçi var. Benim sorunum bütün kesimlere hitap edecek mozaiği oluşturmak" diyen Polat, kendisinin aday değil, arabulucu olduğunu söyledi.
"Önümüzde kavga var. Sosyal güvenlik kavgası veremedik, sınıfta kaldık. Hükümet de, biz sendikacılar da kaldık. MESS'in manifestosunu açın, kıdem tazminatları var, hatta ikramiyeler var" diyen Polat, bundan sonra işlerinin Türk-İş'i "en büyük sivil toplum örgütü" haline getirecek yönetim arayışı olacağının altını çizdi.
Demiryol-İş eski Genel Başkanı Mehmet Acıdereli de delegeleri eleştiren bir konuşma yaparak, sendikayı bu hale getiren yöneticileri göreve getirdiklerini söyledi. Demiryol-İş'in 40 yıldan fazla Türk-İş'te ve SSK'da temsil edildiğini, ancak bundan sonra böyle bir temsili göremeyeceğini belirten Acıdereli, "Kimsenin etkisinde kalmadan, elinizi vicdanınıza koyun ve seçtiğiniz kimselere değerinden fazla iltifat etmeyin. 'İşçiler sesinle gurur duyuyor' diyerek getirdiğiniz kişiler sendikayı bu hale getirdi" dedi.
ÖNCEKİ HABER

Depremzedeler kalıcı konut istedi

SONRAKİ HABER

Güven, bugünü hazırlayan dönemin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...