26 Ekim 1999 21:00

Özelleştirme yerelleşiyor

Genel-İş'in düzenlediği "Uluslararası Tahkim ve Yerel Kamu Hizmetlerinde Özelleştirme" başlıklı panelde...

Paylaş
Özelleştirme yerelleşiyor
Genel-İş'in düzenlediği "Uluslararası Tahkim ve Yerel Kamu Hizmetlerinde Özelleştirme" başlıklı panelde, küreselleşmenin insanların geleceğini açısından ciddi bir tehlike olduğu vurgulandı.
Türkiye Ortadoğu Amme İdare Enstitüsü (TODAİE)'nden Doç. Dr. Birgül Ayman Güler, KİGEM Başkanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Şükran Soner'in katıldığı paneli Genel-İş Genel Başkanı İsmail Hakkı Önal yönetti.
Küreselleşminin sadece temel hizmetleri değil, 3217 tane belediyeyi de ilgilendirdiğini söyleyerek sözüne başlayan Güler, Dünya Bankası'nın kalkınma raporunda Üçüncü Dünya Ülkeleri'nin gittikçe yoksullaştıklarının açıklandığını belirtti. Güler, bu saptamaya katıldığını, ancak çözüm yolu olarak Dünya Bankası'nın çözümünü kabul etmediğini ifade etti. Küreselleşme, toplam kalite yönetimi gibi kavramların kapitalizmin politikaları olduğunu anlatan Güler, "Bu, kapitalizmin sendikasız yeniden inşasıdır" dedi.
Tehlikeli kavramlar!
Eskiden sol söylem olarak ortaya koyulan yerel yönetimlerin güçlenmesi ve sivil toplum örgütlerinin şimdi yeni içerik kazanarak kapitalizmin yeniden inşasına yardımcı olacak kavramlar haline geldiğine vurgu yapan Güler, 21. yüzyılda kapitalizmin bürokrasi, sivil toplum örgütleri ve şirketler olmak üzere üçe bölündüğünü, ancak TÜSİAD gibi örgütlerin de sivil toplum örgütlerinin içinde sayılarak burjuvazinin tüm gücü elinde bulunduracağını belirtti.
Hizmetler pahalı oluyor
Küreselleşme ile belediye yönetimlerinin de değiştiğini, küreselleşmenin ülkeleri belediyelerden yani yerel yönetimlerden doğru ele geçirdiğini dile getiren Güler, 1985 yılına kadar yerel yönetimlerin tüm yatırımlarının kamu kredileriyle olduğunu, ancak 1986-96 arasında kamu kredisinin yüzde 13'e düştüğünü, buna karşılık özel kredinin yüzde 20'ye ve uluslararası kredinin ise yüzde 67'ye çıktığını söyledi. Güler, bu borçlara karşılı bazı şartlarında kabul edilmek zorunda kalındığını anlattı. Bu şartların örneğin kanalizasyon ve su tesisatının yapımına karşılık buraların işletmesinin uluslararası alanda özelleştirilmesinin istendiğini dile getiren Güler, buna örnek olarak Trabzon belediyeler birliğini, Çeşme-Alaçatı belediyeler birliğini ve Antalya belediyesini örnek gösterdi.
Buralarda su, kanalizasyon ve katı atık tesislerinin işletmesinin yabancı şirketlere verildiğini anlatan Güler, bu durumun su kullananların her ay yüzde 7-8 faizli fatura ödemelerine neden olduğunu kaydetti.
Kurtuluş Savaşı sonrası ekonomide de bazı değişikliklerin yapıldığını söyleyerek, en uygun sistemin karma ekonomi olduğunu iddia eden Mümtaz Soysal ise, Türkiye'nin yatırımlara ihtiyacı olduğunu vurguladı. Soysal küreselleşmenin sendikaların ortadan kaldırılmasını hedeflediğine dikkati çekti.
Bireycilik dayatılıyor
Son olarak söz alan Şükran Soner de, medyanın insanların beynini yıkadığını söyledi. Birçok olumsuzlukları üst üste sıralayan medyanın çözüm olarak yabancı sermayeyi ve tahkimi gösterdiğini ifade eden Soner, bu şekilde insanların beyninin yıkandığını ve bireysel çıkarları peşine düşerek geleceklerini unuttuğunu kaydetti.
ÖNCEKİ HABER

Demirel'e 'babalık davası' başladı

SONRAKİ HABER

SEKA gibi kazanacağız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...