17 Ekim 1999 21:00

Tutuklular işkence ve kurşunla öldürüldü

Halil Doğan, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde 10 tutuklunun öldürüldüğü katliamdan sağ kurtuldu. Yanıbaşında arkadaşları kurşunlandı, ölümle tehdit edildi.

Paylaş
Tutuklular işkence ve kurşunla öldürüldü
Barış Kaygısız
Halil Doğan, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde 10 tutuklunun öldürüldüğü katliamdan sağ kurtuldu. Yanıbaşında arkadaşları öldü, cezaevinin odunluğunda işkence gördü, elektrikli ağaç kesme makinesinde doğranmakla tehdit edildi. Halen; katliamdan sonra gönderildiği İskenderun Cezaevi'nde bulunan Halil Doğan, 3,5 yıldır tutuklu ve yaşı henüz 18.
'Yüreği büyükmüş'
12 Temmuz 1996 tarihinde tutuklanan ve "örgüt yöneticisi" olmak suçlamasıyla aldığı 22.5 yıl hapis cezası Yargıtay'da onaylanan Halil Doğan'ın yaşadıkları hakkında görüştüğümüz annesi Zeynep Doğan, oğlunun anlattıklarından dehşete kapıldığını anlattı ve son süreçte yaşadığı duyguları "Kendi küçük, yüreği büyükmüş. Artık, 'Ölürse onların, sağ kalırsa benim' diyorum" sözleriyle özetledi.
Hayati tehlikesi geçmedi
Katliam gününe ilişkin sözlerine; Halil'in, işkence seansları sonrası bayıldığını ve gözünü iki gün sonra Numune Hastanesi'nde açtığını anlatarak başlayan Zeynep Doğan, Halil'in aynı gün, "elleri kelepçeli ve iç çamaşırlarıyla, dövüle dövüle" İskenderun Cezaevi'ne götürüldüğünü söyledi. Doğan, "Halil'i ilk gittiğimde koluna girerek getirdiler. Sol dizinin altından bir kurşun girip çıkmış, yarası duruyor. İki bacağındaki 10 kadar saçma halen çıkartılmadı. Kafasını çatıdan atılan bir taş yarmış, 15 dikiş atmışlar. Kolundaki platin de çıkmış, kolu boşlukta sallanıyor. Sabah akşam uyuşturucu iğne yapıyorlar. Rapor isteyince de 'gerek yok' demişler" dedi.
Gözünü işkenceciye açtı
Anne Doğan, Halil'in iki gün sonra gözünü açtığı hastanede, başında, kendisine işkence yapan bir polisin beklediğini anlattığını kaydetti. Doğan'ın anlattığına göre, polisler, Halil'in serumu çıkartması ve slogan atmasıyla birlikte yerdeki paspası enfeksiyon kapsın diye yaralarına sürmüşler ve takılan sondayı üzerine dökmüşler.
Katliam nasıl başladı?
Katliamın başlangıcının, operasyonu fark ederek havalandırmaya çıkan tutukluların üzerine çatıda ne varsa atılması olduğunu ifade eden Doğan, tutukluların da kremitleri geri atarak kendilerini koruduklarını söyledi. Tutukluların kafalarına kova ve leğen örterek korunmaya çalıştıklarını, gaz bombalarını geri attıklarını ve güçleri tükenince de içeri sığındıklarını anlatan Doğan, direnmenin 11.00'e kadar sürdüğünü, son olarak havalandırmada Halil'in de içinde bulunduğu 9-10 kişinin kaldığını, onların da ucu sivri kancalarla çekilerek, birbirlerinden koparıldıklarını söyledi. Sık sık, "Teslim olun, onlar gibi öleceksiniz" anonsları yapıldığını, tutukluların da buna sloganlarla cevap verdiklerini ifade eden Doğan, Ümit Altıntaş ile Zafer Kırbıyık'ın da bu aşamada kurşunlandıklarını, Zafer Kırbıyık'ın Halil'in kucağında son nefesini verdiğini kaydetti.
'İsmet işkencede öldürüldü'
Bu aşamadan sonra tutukluların çoğunluğunun hamama götürüldüğünü, Halil'in ise Cemal Çakmak ve İsmet Kavaklıoğlu ile birlikte odunluğa sürüklendiğini anlatan Doğan, burada yapılan işkencede Halil'in, boğazı elektrikli ağaç kesme makinesinde yaklaştırılıp, doğranmakla tehdit edildiğini ve "Tünel, silah, cep telefonları, başta Sağmalcılar olmak üzere cezaevleriyle ilişkileri ve isimler" gibi konularda sorulara maruz kaldığını kaydetti. Doğan, oğlunun bayılması üzerine bırakıldığını dile getirdi.
Doğan, Halil'in; İsmet Kavaklıoğlu'nun bu aşamada direnmesi ve küfretmeye başlaması sonrası kurşunlandığını, bundan önce uzun süre odunla dövüldüğünü söylediğini aktardı. Doğan, tutukluların vücuduna demir batırıldığını, koltuk altlarının yakıldığını ve hayaların sıkıldığını da ifade etti.
'Bursa'da öğrendim...'
Oğlunu, "Çok yakışıklı, hırçın bir çocuktu" sözleriyle anlatan Doğan, Halil'i en çok etkileyen olayın ağabeyi Erdal'ın Temmuz 1995'te yakalanması olduğunu söyledi. "Hocaları onun için 'kulaklarından yaramazlık, gözlerinden zekâ fışkırıyor' derdi. O'nunsa tek isteği abisi gibi olmaktı, başka bir şey istemiyordu. Ağabeyi cezaevine girdikten sonra dünya başına dar geldi. Erdal ölüm orucundayken, hep basın açıklamalarına giderdi. Yeni Karamürsel'in önünden bağırtıra bağırtıra gözaltına almışlar" diyen Doğan, Halil'in tutuklandığını, Erdal'ın durumunun ağırlaşması üzerine gittiği Bursa'da öğrenmiş...
ÖNCEKİ HABER

Asgari ücrette ilk randevu

SONRAKİ HABER

Almanya'dan nükleer karşıtlarına destek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...