09 Ekim 1999 21:00

Saldırılara karşı uyanık olunmalı

Öner, Meclis gündeminin yoğun olduğunu belirterek, "Deprem bahanesiyle emekçilere karşı saldırılara devam ediliyorsa, her türlü tepki dile getirilmelidir" dedi.

Paylaş
Saldırılara karşı uyanık olunmalı
Sosyal Güvenlik Yasası, SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın tek çatı altında birleştirilerek sigorta ve sağlık hizmetlerinin ayrılması, sendikal çalışmalar gibi konuların temel gündemi oluşturduğu Genel-İş Malatya Şube Genel Kurulu'nda yeniden Genel-İş Malatya Şube Başkanı seçilen ve DİSK'in Malatya bölge temsilciliğini yürütmekte olan Bahattin Öner'le görüştük.
Sosyal Güvenlik Yasası'nın ikinci ayağı olan SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın tek çatı altında toplanması ve sağlık ile sigortanın birbirinden ayrılması öngörülüyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsnuz?
Zaten "sosyal güvenlik reformu" olarak sunulan saldırı daha çok yaş meselesi olarak lanse edildi. Ama sorunun özü sosyal güvenlik kurumlarının özelleştirilmesi ve bundan elde edilecek olan 50 milyar doların belli çevrelere peşkeş çekilmesi, yağmalanmasıdır. Bu elli milyar dolarlık rantın dışında birde özel sigortacılığın özendirilmesi olayı var. Özel sigorta şirketleri "Devlet seni 60 yılda emekli ediyor, gel ben seni 20 yılda, 15 yılda emekli edeyim" diyecek ve böylece emekçilerin birikimleri yağmalanacak.
Sermaye kesimleri işçilerin işgüvenliği taleplerine karşı kıdem tazminatlarını pazarlık konusu yapıyor. Bu konuda devletin tutumu ise "Aranızda anlaşın gelin" biçiminde...
Sosyal güvenlik reformu gündeme geldiğinde işsizlik sigortasını devrim diye anlattılar. Hani, nerde?, 2003'tan sonra yürürlüğe girecekmiş. Yani yönetenler tasarıyı Meclis'ten geçirmenin aymazlığı içinde. Emekçiye karşı bir saldırı olduğunda Bakan Okuyan, kanaldan kanala koşup, sermayeninin avukatlığını yapıyor.
Ama iş güvenliği gibi emekçilerin lehine bir şey söz konusu olduğunda 'Aranızda anlaşın' diyor. 12 Eylül'de Halit Narin, "Bugüne kadar işverenin anası ağladı, bundan sonra çalışanın anası ağlayacak" demişti. Bakın Meclis'e 19 yıldır emekçilerin lehine bir tek yasa çıktı mı? Yargıtay Başkanı, adli yılın başlangıcında 12 Eylül Anayasasının değişmesi gerektiğini söylüyor, dert yanıyor. Dert yanacağınıza değiştirin.
Belediyelerden yoğun bir işçi atımı söz konusuyken,siz yeni belediyelerde örgütleniyorsunuz. Çalışmanız hakkında bilgi verirmisiniz?
Anayasa'nın 51. maddesi işçilerin örgütlenme hakkından bahseder. Siz anayasal hakkınızı kullanmaya, örgütlenmeye çalışıyorsunuz, işveren işten atarım diyor. Vahşi kapitalizm dediğimiz olayın başında özelleştirme var. Özelleştirme demek sendikasızlaştırma demek, kayıtdışı ekonomi demek. Ondan sonra SSK batıyor diyorsunuz, demokrasi diye feryat ediyorsunuz. Kendi yasalarını uygulayan bir devlet olmadan demokrasi olmaz. Bizim örgütlenme çalışmalarımıza gelince, Malatya'da 7-8 tane belediyede örgütlenme çalışmamız devam ediyor. Hekimhan ve Beydağı belediyesinde 400'e yakın işçiyi örgütledik. Adıyaman yöresinde de Kahta, Gölbaşı, Tut, Yaylapınar gibi belediyelerde örgütlenme çalışmalarımız devam ediyor. Örgütlenme sırasında belediyeler bizi diğer sendikalarla korkutmaya çalışıyor. Sendikaları birbirine karşı kullanıyor. Ama bizim korkumuz yok, biz her koşulda işçilerimizin sorunlarına sahip çıkmaya, onları örgütlemeye devam edeceğiz.
Devlet IMF ile anlaşmalar gereği emekçilere karşı saldırılarına devam ettiriyor. Emek Platformu buna karşı bir sessizlik içinde bulunuyor. Sizce bu süreçte ne yapmak gerekiyor?
Bu adamlar depremi bahane ederek emekçilere karşı saldırılarına devam ediyorlarsa, artık Emek Platformu da kendini silkelemeli. Bu kararlara karşı alanlara çıkılmalı, üretimden gelen güç kullanılmalı, her türlü tepki dile getirilmelidir. Saldırılara karşı uyanık olmak ve artık gereğini yerine getirmek gerekiyor.
ÖNCEKİ HABER

AKTAŞ dokuz yıl yasadışı çalışmış

SONRAKİ HABER

Kış belirtileri sebze ve meyve

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...