03 Ekim 1999 21:00
İşveren işçiyi seçerek atıyor
Türk Traktör Fabrikası'nda yıl başından beri yaşanan kıyımdan payını alan 18 yıllık işçi Ferhat Gürkan, örgütlü oldukları Türk Metal Sendikası'nın da işverenle birlikte hareket ettiğini söyledi.
İşveren işçiyi seçerek atıyor
Sultan Özer
Koç Holding'e bağlı Türk Traktör Fabrikası'nda işveren işçi çıkartmak için hiçbir kural tanımıyor. Yıllarca emeğinden yararlandığı işçiyi kolayca kapı dışına koyan işverenin bu tutumunu işçiler, "istemediğim işçiyle çalışmam" mantığının sonucu olarak değerlendiriyorlar.
Ocak ayından beri işçi kıyımının yaşandığı fabrikadan, 18 yıldır çalışan Ferhat Gürkan da atıldı. 262 işçinin atıldığı dönemde kendisinin atılmamasına bir yandan sevinirken, bir yandan da arkadaşları işsiz kaldığı için üzülen Gürkan, çok geçmeden beş arkadaşıyla birlikte kapı önüne konulduklarını söyledi. İşten atılmalarında, işyerinde örgütlü Türk Metal Sendikası'nın da parmağı olduğunu belirten Gürkan, işverenin amacının esnek çalışmayı hayata geçirerek, az işçiyle çok üretim yapmak olduğunu ifade etti.
Gün boyunca fabrikada çalıştığını, akşam mesai bitimine beş dakika kala müdürler tarafından çağrılarak çıkışının verildiğini söyleyen Gürkan, "Cuma akşamı, tam da mesai bitiminde çağrıldım. Diğer atılanların alacakları hemen verilmezken, hesabım kesilerek, çek elime tutuşturuldu" dedi.
İşverenin, çalışanlarla diyaloğu iyi olan, işçileri aydınlatan, onları hak alma mücadelesine yönlendiren, gelebilecek saldırıları tespit edip işçileri uyaranları öncelikle attığına dikkat çeken Gürkan, tüm çıkarmalara karşın fabrikada örgütlü bir eylem gerçekleştirilmemesini ise "fabrikanın çıkışlar öncesi uzun bir süre tatil edilmesi ve çıkış haberinin önceden sızdırılması"yla açıkladı.
Gürkan, 1998-2000 dönemi grup toplusözleşmesinde MESS'in ücretsiz izin, telafi çalışması ve kısa süreli çalışmayı dayattığını da hatırlattı. Gürkan, "Ülkemizde işverenin taktiği 'önce konuş, uygula ve sonra da toplusözleşmeye koy'. İşyerindeki işçilerin esnek çalışma hakkında bilgisi yoktu. Toplusözleşmede olmadığı halde şu anda esnek çalışma uygulanıyor. Bu süreç bizi de saldırının niteliği konusunda haklı çıkardı. Daha önce saatte 20 iş yapan bir işçinin yaptığı iş saatte 30'a çıkarıldı" dedi. Gürkan, işverenin "çözüm ekipleri" olarak adlandırılan, kontrolü dahilinde bazı birimler oluşturduğunu ve bu insanları, "sınıf örgütlenmesinin engellenmesi, üretim maaliyetlerinin düşürülmesi, işçilerin tepkisinin kırılması, işçilerin sınıf sendikası yönünde örgütlenmelerinin engellenmesi" doğrultusunda kullandığını dile getirdi.
'Sendika örgütlü değil yetkili'
Üyesi oldukları Türk Metal Sendikası'na da tepki gösteren Gürkan, sendikanın "örgütlü değil, yetkili" gibi davrandığını vurguladı. Gürkan, "İşçiler, işverenin baskısıyla bu sendikada duruyor. Sendikanın tek yaptığı işverene ve kendilerine yönelebilecek her türlü saldırıyı işverenle birlikte etkisiz hale getirmektir" diyerek, sendikanın işten atılmalara tepkisiz kalmasının nedenini özetledi.
Sultan Özer
Koç Holding'e bağlı Türk Traktör Fabrikası'nda işveren işçi çıkartmak için hiçbir kural tanımıyor. Yıllarca emeğinden yararlandığı işçiyi kolayca kapı dışına koyan işverenin bu tutumunu işçiler, "istemediğim işçiyle çalışmam" mantığının sonucu olarak değerlendiriyorlar.
Ocak ayından beri işçi kıyımının yaşandığı fabrikadan, 18 yıldır çalışan Ferhat Gürkan da atıldı. 262 işçinin atıldığı dönemde kendisinin atılmamasına bir yandan sevinirken, bir yandan da arkadaşları işsiz kaldığı için üzülen Gürkan, çok geçmeden beş arkadaşıyla birlikte kapı önüne konulduklarını söyledi. İşten atılmalarında, işyerinde örgütlü Türk Metal Sendikası'nın da parmağı olduğunu belirten Gürkan, işverenin amacının esnek çalışmayı hayata geçirerek, az işçiyle çok üretim yapmak olduğunu ifade etti.
Gün boyunca fabrikada çalıştığını, akşam mesai bitimine beş dakika kala müdürler tarafından çağrılarak çıkışının verildiğini söyleyen Gürkan, "Cuma akşamı, tam da mesai bitiminde çağrıldım. Diğer atılanların alacakları hemen verilmezken, hesabım kesilerek, çek elime tutuşturuldu" dedi.
İşverenin, çalışanlarla diyaloğu iyi olan, işçileri aydınlatan, onları hak alma mücadelesine yönlendiren, gelebilecek saldırıları tespit edip işçileri uyaranları öncelikle attığına dikkat çeken Gürkan, tüm çıkarmalara karşın fabrikada örgütlü bir eylem gerçekleştirilmemesini ise "fabrikanın çıkışlar öncesi uzun bir süre tatil edilmesi ve çıkış haberinin önceden sızdırılması"yla açıkladı.
Gürkan, 1998-2000 dönemi grup toplusözleşmesinde MESS'in ücretsiz izin, telafi çalışması ve kısa süreli çalışmayı dayattığını da hatırlattı. Gürkan, "Ülkemizde işverenin taktiği 'önce konuş, uygula ve sonra da toplusözleşmeye koy'. İşyerindeki işçilerin esnek çalışma hakkında bilgisi yoktu. Toplusözleşmede olmadığı halde şu anda esnek çalışma uygulanıyor. Bu süreç bizi de saldırının niteliği konusunda haklı çıkardı. Daha önce saatte 20 iş yapan bir işçinin yaptığı iş saatte 30'a çıkarıldı" dedi. Gürkan, işverenin "çözüm ekipleri" olarak adlandırılan, kontrolü dahilinde bazı birimler oluşturduğunu ve bu insanları, "sınıf örgütlenmesinin engellenmesi, üretim maaliyetlerinin düşürülmesi, işçilerin tepkisinin kırılması, işçilerin sınıf sendikası yönünde örgütlenmelerinin engellenmesi" doğrultusunda kullandığını dile getirdi.
'Sendika örgütlü değil yetkili'
Üyesi oldukları Türk Metal Sendikası'na da tepki gösteren Gürkan, sendikanın "örgütlü değil, yetkili" gibi davrandığını vurguladı. Gürkan, "İşçiler, işverenin baskısıyla bu sendikada duruyor. Sendikanın tek yaptığı işverene ve kendilerine yönelebilecek her türlü saldırıyı işverenle birlikte etkisiz hale getirmektir" diyerek, sendikanın işten atılmalara tepkisiz kalmasının nedenini özetledi.
YAZARLAR
A. Cihan Soylu
‘Boş tencere’ iktidarın neresinde?
Şebnem Korur Fincancı
Tehlike nedir?
Sultan Özer
Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?
Hediye Levent
Erdoğan'ın Irak ziyaretinin 3 sebebi ve değişim rüzgarı!
Arif Nacaroğlu
Özgürlükçü Anayasa
Erkan Aydoğanoğlu
1 Mayıs ve sonrası
Mehmet Özyazanlar
Galatasaray kaparak, Fenerbahçe kaptırmayarak…
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
