16 Eylül 1999 21:00

Yaşamın 'an'larında yakalananlar

Rssam Nesrin Bal, yaşamında; bağımsızlığı, özgürlüğü, kendi olabilmeyi ilke edinen sanatçı, verili olan sisteme ve bu eksende gelişen değer yargılarına karşı da sorgulayıcı.

Paylaş
Yaşamın 'an'larında yakalananlar
Özlem Ergun
Sanat çevrelerinde bilinç ressamı diye nitelenen Nesrin Bal'ın 33. kişisel sergisi İMKB Sanat Galerisi'nde açıldı. Bal'ın, resimle tanışıklığı çok daha öncelere dayansa da, böylesine bir uğraşın, yaşamının merkezine yerleşmesi son 11 yıla rastlıyor. Sadece Türkiye'de değil, yurtdışında da, haklı bir üne sahip olan sanatçı, 1955 Antalya doğumlu. 6 çocuklu bir işçi ailesinin 5. çocuğu olarak dünyaya gelen Bal, eğitimini Mersin'de tamamlar. Okul yıllarında edebiyat, spor, müzik, tiyatro, şiir ve dans gibi faaliyetlerde yer alan Bal'ın, sonraki yılları da buna uygun olarak, yine böylesine renkli, hareketli geçecektir ve bir de yaşadığımız döneme paralel olarak bir o kadar zorlu ve belki de yıpratıcı... 1974 yılında Mersin Belediyesi'ndeki memurluğu iş yaşamının başlangıcıdır ama sonuncusu olmayacaktır.
Serbest ticaret, fabrika işçiliği, şirket yöneticiliği, sanat galerisi-atölye yöneticiliği, restoran-bar işletmeciliği gibi birbiriyle uzaktan yakından ilgisi olmayan bu işleri, 10 yıl gibi kısa denebilecek bir zaman dilimine sığdırır.
Serüven...
Arkasına dönüp baktığında, 'Her şey 20-30 yaş arasında oldu' dediği o yılları, şöyle anlatıyor: "Çok erken farkına vardım belki birtakım şeylerin, en başta koparıp almayı öğrendim. Babam hastaydı o sırada, ölmek üzereydi, ben lisede okuyordum. Arkasından devlet memurluğuna başladım. Her şey 20-30 yaş arasında gerçekleşti. İki kere evlendim, şimdi iki çocuğum var. Ve 30 yaşıma geldiğimde hiçbir şey yoktu, ne sosyal güvence ne başka bir şey."
Tüm bunların ardından, 1980 yılında resimle birlikte yaşamaya başlaması ve İstanbul'a yerleşmesi hayatının dönüm noktası olacaktır. Kendini bulduğu, mutlu olduğu, yaşam serüvenini tanımladığı resim sanatı; özgür, çok yönlü kişiliğinin de ifadesidir artık.
"Resim, kendimi gerçekleştirme serüvenimdir, kendimi bulmak için, yaşadığım derinliğe inerken attığım her adımın yansımasıdır, anlardır... O anlarda ne hissediyorsam onu yapmışımdır. Zaten bütün ömrümüzü kendimizi gerçekleştirmek için harcamıyor muyuz?" diyen sanatçı için resim yapıyor olmak; tanımsız bir haz, başka hiçbir sevinçle değiştirilemeyecek olan bir şölen adeta.
'Hayat ne kadar muhteşem, ilginç ve şaşırtıcı" diyor yeni öğrenmeye başlayan bir çocuğun heyecanı ve yılların deneyimlerinden süzdükleriyle...
Bazen hüzün, bazen coşku, bazen kaos olarak tuvaline yansıyanları, anlarda yakaladığını anlatıyor sanatçı ve ardından da bunun aslında nasıl da zorlu bir serüven olduğunu: "Bir anda, çok küçük bir zaman dilimi içinde, hayatın var olduğunu anlıyorsun. İşte o kısacık anı yakalamak için haftalarımı aylarımı harcamaya razıyım. Çünkü o, hiçbir yerde ve zamanda yakalanmayacak muhteşem bir haz. O anlara ise çok zor ulaşıyorum, çünkü bizi etkileyen, kirleten öyle çok etken var ki... Önce bunlardan arınmam gerek."
Hangi özgürlük?...
Yaşamında; bağımsızlığı, özgürlüğü, kendi olabilmeyi ilke edinen sanatçı, verili olan sisteme ve bu eksende gelişen değer yargılarına karşı da sorgulayıcı. '80'den sonraki sisteme entegre olamadım' derken, '80 sonrasını karaktarize karanlığının halen, her alanda yaşanmakta olduğuna da dikkat çekiyor: "Baktığımızda sistem prototip insanlar yetiştirmeye eğilimli. Hayır; hizaya girmiyorsan seni sistemin dışına atmaya çalışıyor. Ama her şeye rağmen direnir, inat eder ve başarırsan o sistem seni bu sefer ödüllendiriyor (!), devlet sanatçısı yapıyor. Bugün hangi özgürlükten bahsedebiliriz, bir karmaşa içindeyiz. Teknolojinin hayli geliştiği ama düşüncenin tatil edildiği, insana dair her şeyin ikinci plana atıldığı bir çağ."
İşte; tüm bunlara, bir başkaldırı, meydan okuma onunkisi... Bal, "Akıl sağlığımı korumak için sanata sığınmam söz konusu. Çünkü, burada her türlü söylemimi ifade edebiliyorum" derken sanatın nasıl güçlü bir edim olduğuna da bir kez daha vurgu yapıyor.
Çalışmalarını dahil olduğu akım itibariyle; soyut eksprestyonist diye tanımlayan Bal'ın; son dönem resimleri ise daha çok makro ve mikro kozmoza ilişkin... Zaman içinde kendi ekolünü yaratan sanatçı, şimdi 'izm'leri bir kenara bıraktığını da ekliyor. Resimlerinde, geleceğe dair öngörüleri izlerken, bu geçiş sürecine de tanıklık ediyoruz: "Ben ilk önce, soyut eksprestyonist diye niteliyordum ama şimdi şöyle düşünüyorum; ürettiğimiz her işin doğada ve evrende bir karşılığı vardır. Elbette, en büyük sanatçı doğadır. Her şey muhteşem... Ama ben de, doğanın bir parçasıyım, bunun dışına çıkmam mümkün mü. Evrene açılan bir tek yolum var, o da beynim, aklım... 44 yaşındayım, birtakım şeyleri özümsemişim, zamanımın ve kendimin farkındayım ve geleceğe dair öngörülerim neden olmasın. 'İzm'leri bir kenera atıyorum, ille bir 'izm' eklemek durumunda değiliz."
Sanat sorumluluktur
Özellikle son dönem ressamlarda egemen olan 'soyut resim'e ilişkin olarak ise; "Plastik sanatlarda soyut varılabilecek en son noktadır. Ayrıca da en ilkelidir. Bir çemberin kendine tamamlanması gibi bir şeydir" tanımını yapıyor Bal.
Ve bu anlayışın başarılı bir temsilcisi olabilmek için, matematik, geometri, felsefe, sanat tarih gibi temel doktrinleri bilmenin zorunluluk olduğu gerçeğinin altını çiziyor. Bal, ülkemizde, bu konuda bilinçsizliğin hakim olduğunu söylerken, bu durumun nedenlerini ise yaşadığımız çağın ve öncesinin hakim anlayışlarıyla açıklıyor. "Ülkemizde, İslamiyetin yasaklayıcı tavrından dolayı 150 yıllık bir gecikme söz konusu plastik sanatlarda. O yüzden, hızlı bir geçiş de yaşıyoruz. Son 12 yıl diyebileceğim bir süre içinde mantar gibi her yerden ressamlar çıktı. 3 aylık kurslara gidenler ressamım dediler ve inanılmaz fiyatlar koydular tablolarına, sonra da satılmıyor diye üzüldüler. Hani bunun altyapısı! Resim yapmak sadece boyayı alıp tuvalin üzerine sürmek değil. Bu bir sorumluluktur. Bahsettiğimiz bu alanlara yabancı kalarak soyut resim yapmak mümkün değildir. İnsan kalitesinin bu denli düşmesininin sorumlusu da popüler kültürün ta kendisidir. "
"Kendimle barışığım ve böyle çok mutluyum" diyen Bal, direngen bir insan, güçlü bir kadın ve sorumlu bir sanatçı... Yaşam serüvenine kısa da olsa tanıklık etmek isterseniz, çalışmalarını 27 Eylül tarihine kadar İMKB Sanat Galerisi'nde izleyebilirsiniz.
ÖNCEKİ HABER

Devlet, Göktepe ailesine

SONRAKİ HABER

Sözler tutulmadı, yaralar sarılmadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...