02 Eylül 1999 21:00

Deprem değil sorumsuzluk yıktı

Depremden sonra evi yıkılan depremzedelere "Gidin depremden hesap sorun" diyen yetkililere yanıtı Avcılar'da yıkılan bir binanın raporu yanıt verdi.

Paylaş
Deprem değil sorumsuzluk yıktı
Rojda İldan
17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan depremden sonra suçu depreme yükleyerek "Gidin depremden hesap sorun" diyenleri enkaz haline dönen bir apartman için hazırlanan bilirkişi raporu yanıtladı. Raporda Avcılar'da bulunan binanın deprem nedeniyle değil 'taşıyıcı sisteminde hatalı ve eksik malzeme kullanıldığı için' yıkıldığı vurgulandı. Evin yıkılmasında depremin sadece sebep olduğunun açıklandığı ve yıkılan binanın çürük olduğunun saptandığı ön raporla binanın sakinleri sorumlulara yani yasalara göre "kusursuz sorumluluk" halini taşıması gerektiği halde taşımayan devlete karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilecekler.
Delillerin karartılmasını önlemek amacıyla Kazmaz Hukuk Bürosu tarafından açılan delil tespit davasındaki Avcılar'ın Ambarlı Mahallesi Fevzi Çakmak Caddesi Ördek Sokak No:9 adresinde bulunan apartmanla ilgili bilirkişi raporu açıklandı. 31.8.99 tarihinde bilirkişi Zeki Mesut Marangoz tarafından sunulan rapor daha önceden labaratuvarlara gidilerek yapılan incelemeler sonucu ortaya çıktı. Bilirkişinin 'depremden sonra yapılan incelemelerde yıkılan ve hasar gören binaların eksik malzeme, hatalı imalat, aşırı yükleme ya da kaçak kattan kaynaklandığı hasıl olmuştur' dediği raporda söz konusu olan binanın da taşıyıcı sisteminde hatalı ve eksik malzeme kullanıldığı için yıkıldığı da tespit edildi.
Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz Avcılar'daki depremzedelere gönüllü hukuki danışmanlık yapan avukat Remzi Kazmaz bugüne kadar binalarının deprem sonucu yıkıldığını söyleyenlerin açıklanan resmi raporlarla bu saatten sonra ancak depremin sebebiyet vererek binaların yıkıldığını söyleyebileceklerini açıkladı. Depremde Avcılar'da 28 binanın enkaza döndüğünü ve bu enkazlarda gayri resmi sonuçlara göre 274 kişinin hayatını kaybettiğini belirten Kazmaz, bu raporla beraber depremzedelerin enkaz haline gelen daireleriyle ilgili olarak maddi ve manevi tazminat davası açabileceklerini belirtti. Enkaz altında ölenlerin yakınlarının bu raporla Cumhuriyet Savcılığı'na şikayette bulunabileceğini de açıklayan Kazmaz, davaların bir an önce açılması gerektiğini çünkü tutuklamaların bir an önce başlaması gerektiğini ifade etti. "Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı'nın neden hâlâ tutuklamalara başlamadığını anlayamadık. Bu konuda şikayet dilekçemizi vermemize rağmen sürekli olarak bizlere raporlar gelsin denildi. Halbuki Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 104. maddesinde eğer sanığın kaçma ihtimali varsa -ki birçok müteahhidin ortada gözükmediğini görüyoruz- tutuklamaların bir an önce başlaması gerekir" dedi.
Projeler hâlâ belediyede
Ellerine ulaşan bu bilirkişi raporunun eksik olduğunu belirten Kazmaz, nedeninin belediyedeki bina projelerinin Cumhuriyet Savcılığı'na ulaştırılmamış olması olduğunu açıkladı. Cumhuriyet Savcılığı'nın yazı yazmasına ve aradan 17 gün geçmesine rağmen projenin hâlâ belediyede olduğunu belirten Kazmaz, "Cumhuriyet Savcılığı belediyeden bu projeyi hâlâ alamadıysa bu işin altında bir çapanoğlu var. Bu da şudur; bazı inşaatlarda sorumluluğun belediyenin tam sırtında olduğu bir olay var. Örneğin dört katlı bir proje eğer altı katlı yapılmışsa bu hata müteahhidin değil doğrudan belediyenin suçudur. Bu yüzden bizler kaçak katlardan direk sorumlu olan belediyenin bu yıkımlardaki sorumluluğunu gizlemek için projeyi Cumhuriyet Savcılığı'na göndermediğini ya da üstünde oynama yapılabileceğini düşünüyoruz. Bu dikkat çekicidir. Avcılar'da sorumluların bir an önce adliyeye çıkartılması gerekmektedir." dedi.
Raporu alanlar ne yapacak?
Kazmaz, raporları alan kiracı ya da ev sahibi mağdurların Asliye Hukuk Mahkemeleri'ne zarar ve ziyan tespiti için başvurmaları gerektiğini söyledi. Bunun bu raporların ön rapor olmasından ve zarar ve ziyanların tam olarak yer almamasından kaynaklandığını açıklayan Kazmaz, bundan sonra mağdurların yapabilecekleri işlemleri şu şekilde açıkladı: "Miktarlar çıktıktan sonra yine o raporlarla beraber idareye başvurulacak. İdare kim? Biz bu sorumluluğun Başbakanlık'tan başlayan ilçe belediyelerine kadar giden bir hiyerarşi içerisinde olduğunu söylüyoruz. Doğrusu da budur. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) bütün imar planlarının yapılmasını sağlar. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı 3030 sayılı İmar Yasası'ndan sonra almış olduğu yetkiyle beraber bu ölçekleri büyükşehir belediyelerine havale eder. 3194 sayılı İmar Yasası'na binayen de büyükşehir belediyesi 25'lik ölçek planlarının 10.000'lik ölçek planlarına çizimi için ilçe Belediyelere gönderir. Burada ilçe belediyeleri 1/10.000 ölçek planlarını tamamlar ve tekrar büyükşehire oradan Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'na oradan da tekrar Başbakanlık'a bağlı DPT'ye gider. Bu hiyerarşi ve bürokrasi içerisindeki sorumlular gün gibi ortadadır. O halde idareye yani Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'na, DPT'ye, ilçe belediyelerine, büyükşehir belediyelerine." Türkiye'de idarelerin genellikle zararları ödemeyerek "Gidin mahkemelerde hakkınızı arayın" dediğini de ifade eden Kazmaz, "Vatandaş o zaman İdare Mahkemeleri'ne tam yargı davası açacak" dedi. Manevi tazminatın destekten yoksun kalınması nedeniyle isteneceğine vurgu yapan Kazmaz, "Yargı davaları da devletin hizmet kusurundan dolayı açılıyor. Devlet Objektif Sorumluluk Yasası'na göre kusursuz sorumluluk halini taşımaktadır." dedi. Kazmaz, mimar, mühendislerle ve müteahhitler hakkında açılacak davaların ise Asliye Hukuk Mahkemeleri'ne açılacağını söyleyerek "Bu davalardan sonuç çıkacağını zannetmiyorum. Vatandaşlarımızın İdari Mahkemeler'e dava açmasını öneriyorum" dedi.
ÖNCEKİ HABER

Adapazarlı fırıncılar ekmek üretmek için

SONRAKİ HABER

Artçı şoklara karşı önlem yetersiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...