07 Eylül 2011 10:27

TAŞLARIN YAKTIĞI AĞITLAR

Sobadaki niyaz eve güzel, nefis bir koku salmıştı. Evde tek oturan kadın bir yandan pencerenin buğusunu silip yağmurun temposunu tutuyordu, bir yandan sobanın.  Anında nasırlı kıvrak eller sobanın gözünde bulunan niyaza gerekli müdahaleyi yapıp yanmasını engelliyordu. Sonra dönüp pencere kenarına, yağmur eşliğinde, gidenleri düşün

TAŞLARIN YAKTIĞI AĞITLAR
Paylaş
Duygu Kurban

Sobadaki niyaz eve güzel, nefis bir koku salmıştı. Evde tek oturan kadın bir yandan pencerenin buğusunu silip yağmurun temposunu tutuyordu, bir yandan sobanın.  Anında nasırlı kıvrak eller sobanın gözünde bulunan niyaza gerekli müdahaleyi yapıp yanmasını engelliyordu. Sonra dönüp pencere kenarına, yağmur eşliğinde, gidenleri düşünüyordu. Gidenler o kadar çoktu ki; yollar hep ileriye akıyordu ya da dönen hiç yoktu… buralarda böyleydi, her şey düşüncelerle yoğruluyordu. Düşündükçe azalacak gibiydi tüm acılar, hiç azalmıyordu oysa. Yağmur tuhaf bir hüzün getirmişti yüreğine… Sonra yağmuru delip geçen sızılı sesler işitti acılı ana. Korktu… Pencereyi açtı. Yağmur damlaları içeri damlıyordu, sesler ise netleşiyor. ‘Fıratttttt’ diye bir feryat işitti. Yığıldı pencere kenarına, bir fısıltı şeklinde sızlandı kadın: ‘wiyyyy lawominnn’ … sesler yakınlaştı. Baba bağırdı dışarıdan, sesi yağmuru delip geçti: “Xece yere bir yatak daha ser, Fırat bugün misafirimizdir.” Xece, yüreği yangın yeri Xece, serdi bir yatak daha yanı başına. Fıratı misafirdi evine son kez. Son kez aldı kucağına yavrusunu. Yatağın içinde, geceye saklanmış ağıtlar ses buldu tekrar. Üçüncü cenazesiydi Xece’nin; yollarla bağı kopmuştu böylelikle. Yolların artık ne getireceği ne götüreceği kimse kalmıştı. Tüm gidenleri düşündü; Fıratına sarılı şekilde mırıldandı zavallı yaşlı kadın: “wiyyyy lawominnnnnn”…

13 kurşunlu çocuk bedenleri

Kitapta bir çocuk dönüp soruyor yazarımıza: “bir insanın vücudundan 12 tane kurşun çıkartılır mı Müge abla ya…”, babasının vücudundan 12 tane kurşun çıkarılmış. Peki, olamaz mı? Öyle bir olur ki; küçücük bedenlere on üç kurşun sığdırmış zihniyet, bir yetişkinin bedenine on iki kurşunu niye sığdırmasın ki… Ne tuhaf değil mi; diğer ülkelerde bir kişinin ölmesi ya da öldürülmesi ülkeyi ayağa kaldırırken, bizde gidenlerin sayısı bilinmiyor…

Siz hiç yollardan bir ölüm haberi beklediniz mi?

Müge Tuzcuoğlu gidenleri, arkada kalanların hikâyelerini çocuklardan dinliyor. Orada en büyük heyecan yol çizgileri ve o çizgilerin verdiği ‘yolların hiç bitmeyeceği’ hissi.   Hayallerin tek kurulabildiği yerdir yolculuklar, içinde umudu barındırır. Ama bu sadece çocuklar için böyledir. Yolların bir de diğer yönü vardır, özellikle analarda anlam bulan. Yollar ayrılıktır, acıdır, ölümdür… Yollar yeni gidişlere gebedir, yeni yitirilişlere… yollar anaların gözünde bir damla yaş, yüreğinde sızıdır. Oradan ya ölüm haberi gelir ya da hiçbir şey gelmez. Kimisinin oğlu ölmüştür, kimisinin kızı içerdedir, kimisi haber dahi alamıyordur. Bu anaların tek derdi var “taş atan çocuklar” gibi: Barış. Her cumartesi İstanbul’un göbeğinde, Taksim’de, insanların gözüne sokmaya çalışıyorlar bu isteklerini. Ama hiçbir ülke bu kadar kör ve sağır olmamıştır, inanın. Kadınlar ve çocuklar bu savaşı en derinden yaşayanlar aslında ve en ilerden göğüsleyenler. Bir şey oluyor, bakıyoruz ilk tepki kadınlardan gelmiş. Alanlarda en ön safta kadınlar ve çocuklar… Sürekli “bu çocuklar niye önlerde taş atıyor” deniliyor. Çünkü en büyük acıyı bu çocuklar ve analar yaşıyor. Düşünsenize çocuğunuzun parmağı kanadığında canınız nasıl yanar? Orada analar artık parmak kanamalarına aldırmıyor bile. Orada umut da umutsuzluk da yollarda kilitli. Siz hiç yollardan bir ölüm haberi beklediniz mi mesela? Ve bilir misiniz, onlar en iyi ağıt yakarlar: dinlediğinizde anlamasanız da yüreğinize işleyen, dillerden eksik olmayan ağıtlar. Hepsi farklıdır, farklı anaların ağzından çıkmıştır, farklı kişilere yakılmıştır; ama aslında hepsi aynıdır. Hepsi mutlaka bir gidene yakılmıştır.

Taş Olsam…

ÖNCEKİ HABER

Hediye Aksoy Yaşamalı

SONRAKİ HABER

Gökçek’i eleştirmenin cezası: 11 ay 20 gün

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...