25 Temmuz 1999 21:00

Ayrıntılı bir ayrıntılandırma çalışması

Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu Müzik Birimi'nin ikinci albümü "Kardeş Türküler/Doğu", ilk albümün devamı sayılabilir.

Paylaş
Ayrıntılı bir ayrıntılandırma çalışması
Sinan Gündoğar
Bir konser grubu olarak doğan, bu doğrultuda, müthiş bir coşkuyu da yorumladıkları tüm ezgilerde, izleyicilerle, dinleyicilerle buluşturmakta hiç zorlanmayan bir gruptur Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu (BGST) Müzik Birimi.
1997 yılında "Kardeş Türküler" adlı ilk albümlerini yayınladıklarında, büyük bir ilgiyle karşılandı BGST Müzik Birimi; öyle ki, albümün adı da grubun adıyla anılır oldu. Bu büyük beğeni, aynı zamanda, ilk çalışmalarının gerisine düşmek gibi bir tehlikeyi de içeriyordu. Ancak, grup yeni albümle kendini tekrar etmediğini, elde ettiği birikimle, daha profesyonel bir çalışmaya imza atabileceğini kanıtladı.
"Kardeş Türküler/Doğu"nun kapağında yer alan, "derinleştirme, ayrıntılandırma" kavramları, aslında yapılan çalışma hakkında ipuçları veriyor. Ancak BGST üyeleri ile yapmış olduğumuz görüşmede öncelikle, ilk albümün devamı olarak algılanabilecek bu albümde kullanılan "ayrıntılama" yönteminin mantığını kavramak istiyoruz. Aldığımız cevap, grubun iki albümünün karşılaştırılması anlamına da geliyor: "Kardeş Türküler albümü, 1997'de çıktı, ama albümdeki repertuvar 1993'e dayanıyordu. O dönem, etnik canlanmanın olduğu bir döneme denk geliyordu. Bizim ilk albümümüz o dönemin yapısına, kültürel yönde hizmet eden bir albümdü. O dönemde birçok bölgenin ezgileri üzerine çalışıyorduk. Çünkü bizim için, Türkiye'de çok kültürlü bir kimliğin varlığını ortaya koymak önemliydi. O anlamda ilk albümümüz panoramik bir albümdü. Lazlardan Ermenilere, Kürtlere varıncaya dek, farklı kültürlerin örneklerini bir araya getirmiştik.
Müzikal bütünlük
Ancak o renkliliği vermek yetmiyor, o kültürlerin derinliğine inebilmek, o ürünlerin formlarını kavrayıp, oradan yükselen yeni arayışlara girebilmek gerekiyor. Bu ikinci albümümüz, biraz ona hizmet ediyor. 'Doğu' albümünde daha çok, 'govend' formları üzerine gittik, belli bir müzikal bütünlük elde etmeye çalıştık."
Albümün adının "Doğu" olması, sadece belirli bir bölge ismi olarak anılmaması gerektiğini vurguluyor BGST elemanları. "Doğu kavramı bölgesel bir yöreyi temsil ediyor, ancak bunun yanında, müzikal yapı içerisinde bir 'doğu' kavramını kullandık. Doğu coğrafyasının ortak dokusunun ürünü olan 'müzikal' formlar etrafından şekillendirdik, albümü."
Albümdeki sınıflamaların, bölgelerde yaşayan halklara ve onların müzikal formlarına dayanması, olası birçok soruyu, eleştiriyi cevaplıyor. Öyle ya, "Doğu"nun bölgesel bir çalışmaya dayandırılması söz konusu olsaydı, Âşık Mahzuni'nin bestesinin, Arapça şarkının ve Çukurova türküsünün albümde bulunması zor açıklanacak bir durum olabilirdi.
BGST'nin cümlelerinde geçen yeni üretimleri ortaya koyma, aslında birçok sanatçı tarafından göz ardı edilen, belirli bir müzik türünün birikimini elde ettikten sonra, onun üzerinden yeni arayışlara yönelmek anlamına geliyor.
"Bakıyorsunuz, herkes türkü söylüyor. Ama kimse şunu düşünmüyor: Biz yıllar yılı sadece türküleri söylemekle mi yetineceğiz? Hayır. Türkü geleneğinden yola çıkarak farklı arayışlara yönelmek gerekiyor" cümleleri, içinde bulunulan 'türkü hayranlığı' hakkında ilginç bir değerlendirme olarak algılanabilir. Grubun gelenekten beslenen yeni yönelimleri, sadece "Kerwanê" adlı bestede somutlaşmış değil şüphesiz. Farklı kültürlere ait ezgileri yorumlarken başvurdukları ve bir noktadan sonra kendi saundları haline gelen doğaçlamaları da, yönelimler hakkında yeterince ipuçları veriyor.
Vurmalılar ön planda
BGST Müzik Birimi'nin albümlerinde en belirgin özellik, vurmalı enstrümanların kullanım tarzı. Belirleyiciliği üstlenen vurmalılar, grubun saunduna o derece sinmiş ki, elektro gitar ya da bağlama, cura gibi enstrümanlar bile ezgiyi seslendirmek yerine ritim amaçlı kullanılabiliyor. Grubun yöneliminde, vurmalıların bu kadar ön plana çıkma nedenini soruyoruz. "Vurmalılara çok önem verdiğimiz için, vurmalılar bir noktadan sonra saundumuzu belirlemeye başladı. Doğu müziklerinde, 'govend' formunda aslolan vokal ve ritimdir. O yüzden de, istediğimiz her şeyi uygulayabildik" diye cevap veren BGST üyeleri, ritmin yanı sıra, vokalin kullanımında da kimi arayışlara gittiklerini belirtiyorlar. Albümleri dikkatli bir şekilde dinlendiğinde, her an, her yerden, herhangi bir vokal veya bir enstrümanın çıktığı, biraz dolaştığı sonra da kaybolduğu anlaşılır. Bu, grubun klasik anlamdaki çoksesliliğin dışında bir çokseslilik arayışı olarak değerlendirilebilir. Çokseslilik arayışı hem ritimlerde, hem enstrümanlarda hem de vokallerde söz konusu. Bir ritim başlıyor, sonrasında farklı bir ritim onu destekliyor, melodinin belirli bir ölçüsünü ortaya koyan bir enstrüman yerini, diğer ölçüyü çalacak enstrümana bırakabiliyor. Aynı şey vokallerde de söz konusu. Grubun yönelimleri doğrultusunda yaratılan çoksesliliği nasıl değerlendirdiklerini öğrenmek istiyoruz, BGST Müzik Birimi üyelerinden. "Vokal kullanımında da kafa yormaya çalışıyoruz. Geleneksel halk müziklerinde ritimlerde ve vokallerde yeni bir şeyler oluşturmaya çalışıyoruz. Klasik armonideki 1, 3, 5 anlamındaki çokseslilik yok. Ama iç içe geçen vokaller, birbirinden almalar vermeler gibi arayışlarda çokseslilik söz konusu. Bunu geleneksel müziklerde bulabiliyoruz. Söz konusu müzikal yapıların bize tanıdığı olanakları kavramaya çalışıyoruz. Bir de, dünyanın farklı bölgelerindeki müzikleri dinleyerek edindiğimiz bir birikim var. O ikisinin bir araya geldiği bir yapıyı kurmaya çalışıyoruz" cümleleri, yaptıkları müziğin küçük bir özeti gibi duruyor.
Gerilimli söyleyiş
Müziklerinde sürekli olarak karşımıza çıkan "gergin söyleyiş"i bu albümde de bulmak mümkün. BGST Müzik Birimi, bu uygulamayı şu şekilde değerlendiriyor: "Grubumuzda bir ağırlık söz konusu. Çok hareketli ezgilerde bile derinlerden gelen bir vokalle bir gerilimi işin içerisine katıyoruz. Sıra gecelerinde okunan 'Nevruz'da çok ferah bir yorum vardır, orda bile 'gerilimli bir söyleyiş'i ortaya koymaya çalıştık."
ÖNCEKİ HABER

'Sağlık para kazanma aracı

SONRAKİ HABER

Antep'te 60 bin mühür ortaya çıkartıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...