18 Temmuz 1999 21:00

Yalanlar, taslak ve gerçekler

DİSK ve Petrol-İş, sosyal güvenlik yasa tasarısını değerlendirdikleri raporlarla alanlardaki mücadeleyi, aydınlatma faaliyetiyle de destekliyor.

Paylaş
Yalanlar, taslak ve gerçekler
IMF destekli, sosyal güvenliği tasfiye amaçlı "sosyal güvenlik yasa tasarısı"na karşı bir yandan işçi ve emekçiler alanlarda mücadele verirken, bir yandan da hazırlanan raporlarla tasarının işçi ve emekçilerden saklanan yüzü teşhir edilmeye devam ediliyor.
DİSK tarafından hazırlanan, "Sosyal Güvenlik Reformu! Çarpıtmalar ve Gerçekler" başlıkla raporda tasarının, sosyal devlet ilkesine aykırı olduğu, kazanılmış haklara saldırı olduğu, insanca yaşamaya yeterli gelir sağlamaktan uzak olduğu eleştirileri yöneltildi.
Tasarının, sosyal güvenlik krizinin demografik ve aktüaryel dengedeki bozulmaya bağlı olarak ortaya çıktığı mantığıyla hazırlandığına vurgu yapılan raporda, Türkiye'nin nüfusunun çoğunun Avrupa ülkelerinden farklı olarak genç ve çalışabilir olduğu, yaşlı nüfus oranının düşük olduğu dile getirildi.
'SSK'nın alacakları tahsil edilsin'
60 yaş üstü nüfusun, toplam nüfusa oranının OECD ülkelerinde yüzde 20 iken, Türkiye'de yüzde 7.1 olduğunun altı çizilen raporda, aktüaryal dengenin düzeltilmesinin de esas olarak sisteme aktif katılanların artırılması ve prim tahsilatının yükseltilmesine bağlı olduğu ifade edildi.
Birçok kamu kurumunun SSK'ya borçları olduğuna vurgu yapılan raporda, bunların transfer olarak değil, borç ödemesi olarak gösterilmesi istendi.
Tasarının emeklilere insanca yaşamaya yeterli gelir sağlamaktan uzak olduğu tespiti yapılan raporda, "Emekli maaşlarının hesaplanmasında toplam çalışma süresinin esas alınması, başlangıç aylıklarının düşük ve yetersiz olması sonucunu doğuracaktır. 3600 gün üzerinden emekli olmanın yaygınlaşması, başlangıç aylığının yüzde 35 düzeyinde tutulması sonucunu doğuracaktır. Aylıkların TÜFE''ye endekslenmesi bu yetersizliklerin zaman içinde de sürdürülmesi anlamına gelmektedir" denildi.
Özel sigortacılık teşvik ediliyor
Tasarının özel sigortalılığın teşviki sonucunda, özellikle yüksek prim ödeme gücüne sahip olan kesimlerin bu şirketlere yönelmesine yol açacağı, emekli olmanın neredeyse imkânsız hale gelmesinin de sistem dışına kaçışı hızlandıracağı eleştirileri yöneltilen raporda, bunun da sistemin prim gelirlerini azaltacağına vurgu yapıldı.
DİSK'in önerileri ise şöyle sıralandı; "Emeklilere insanca yaşayabilecekleri bir gelirin sağlanması; sisteme devlet katkısının sürekli hale getirilmesi ve OECD ülkeleri düzeyine çekilmesi; kayıtdışı ekonominin kontrol edilerek, aktif sigortalı sayısı ve prim tahsilinin artırılması; iş güvencesi ve işsizlik sigortasının birlikte getirilmesi; sosyal güvenlik alanında özerk ve demokratik bir kurumsallaşmaya gidilmesi sağlanmalıdır."
BES'ten 'mücadele' çağrısı
Öte yandan KESK'e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) de bir broşür çıkartarak, üyelerine dağıttı. Broşürde, tasarıyla emekliliğin fiilen ortadan kaldırıldığı; sağlık ve yaşlılık sigortaları birbirinden ayrılarak, çalışanın bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısına göre prim ödemesi ve kademeli primlendirme sistemine geçilmek istendiği anlatıldı.
Ayrıca bugüne kadar tamamı kurum tarafından karşılanan protez, tıbbi araç bedellerinin yüzde 20'sinin çalışanlar tarafından karşılanması, zorunlu tasarruf birikimlerinin gaspı gibi hak kayıplarına da dikkat çekilen broşürde, "Sakat kadrosuyla çalışanlar bugün 15 yılda emekli olurken, tasarıyla 20 yıl çalışmak zorunda bırakılıyor" denildi.
Kamu emekçilerinin taleplerinin de yer aldığı broşürde, başta BES emekçileri olmak üzere tüm işçi ve emekçiler kendi taleplerine sahip çıkmak için, mücadeleye çağrıldı.
ÖNCEKİ HABER

Avrupa Komisyonu'nda

SONRAKİ HABER

SSK'nın borç çıkmazına

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa