14 Temmuz 1999 21:00

Adalet Bakanlığı kefen istiyor

Bülent ve Kemal Ertürk'ün Ankara Merkez Cezaevi'ne sevk talebiyle başlattıkları açlık grevi 59. gününe girerken, Adalet Bakanlığı görüşme isteklerine hala yanıt vermedi.

Paylaş
Adalet Bakanlığı kefen istiyor
Bülent Ertürk ve Kemal Ertürk'ün Ankara Merkez Cezaevi'ne sevk talebiyle başlattıkları açlık grevi 59'uncu gününe girerken, ailelerin tüm girişimlerine rağmen Adalet Bakanlığı görüşme isteklerine yanıt vermedi. Tutuklu yakınları, meydana gelecek ölümlerden bakanın sorumlu olduğunu bildirdiler.
Aileler, devletin ve Adalet Bakanlığı'nın duyarsızlığını protesto etmek için dün, Kızılay Postanesi'nden, bakanlığa kefen gönderdi. Aileler, burada yaptıkları açıklamada, devletin Bülent Ertürk ve Kemal Ertürk'ü hücrede öldürme niyetinde olduğunu ifade ettiler.
Daha sonra Adalet Bakanı ile görüşmek üzere bakanlığa gitmek isteyen aileler polis tarafından engellenirken, 5 kişilik bir heyetin geçişine izin verildi. Heyet, tüm girişimlere rağmen Bakan Hikmet Sami Türk ile görüşemezken, görüşme talebini içeren bir dilekçe yazdı. Aileler, bakanın görüşmemek için her yola başvurduğunu, bundan sonraki tüm gelişmelerden bakanlığın sorumlu olacağını vurguladılar.
Aileler, açlık grevlerindeki tutukluların taleplerinin kabul edilmemesini ve yetkililerin tutumunu protesto etmek için, her gün saat 18.00'de Yüksel Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde basın açıklaması yapacak.
'Kısmi değil, genel af'
Gündeme gelen af tartışmalarını olumlu bulduklarını kaydeden THYD-DER Genel Başkanı Meliha Özcan, yaptığı yazılı açıklamada, ailelerin beklentisinin koşulsuz genel af olduğunu belirtti. Özcan, tartışılan affın işkenceciler, uyuşturucu kaçıkçıları ve ırza geçme gibi insanlık suçu işlemiş olanların dışında bütün tutukluları kapsamasının zorunlu olduğunu dile getirdi. Özcan, anayasal ve hukuk reformlarının yapılması gerektiğini vurguladı.
Ölüm kapıda
İHD Ankara Şube Sekreteri İlhami Yaban da, Bülent Ertürk ve Kemal Ertürk'ün ölme noktasına geldiğine dikkat çekerek, bir an önce harekete geçilmesini istedi.
Tutukluların ailesi ve avukatıyla birlikte önceki gün akşam saatlerinde Yüksel Caddesi'nde basın açıklaması düzenleyen Yaban, cezaevlerinde geçmişte de provokasyonlar yaratılmaya çalışıldığını hatırlatarak, 1996'da varılan konsepte uygun olarak sevk talebinin yerine getirilmesi gerektiğini vurguladı. Yaban, Adalet Bakanlığı'na ve cezaevi yönetimine yaptıkları başvuruların sonuçsuz kaldığını belirterek, tutukluların ölümünden yetkililerin sorumlu olacağını ifade etti.
'Tabutluklar açılıyor'
Tutuklu aileleri adına konuşan bir tutuklu annesi de, hücre sistemi adı altında tutukluların hücrelere konularak tecrit edildiklerini ve en insani talepler için açlık grevlerine sürüklendiklerini belirterek, Eskişehir tabutluklarının yeniden açılmaya çalışıldığına işaret etti.
'Kemal ölmek üzere'
Bülent ve Kemal Ertürk'ün avukatı Filiz Kalaycı ise müvekkillerinin açlık grevine başlamasının ardından her düzeydeki yetkili ile görüştüklerini, ancak sonuç alamadıklarını belirterek, önceki gün yapılan görüşmede Kemal Ertürk'in hayati fonksiyonlarını yitirme durumunda olduğunu gördüklerini dile getirdi. Geçtiğimiz hafta sonu zorla hastaneye götürülen Kemal Ertürk'ün hastanede bileklerinden ve ayaklarından yatağa kelepçelendiği öğrenildi. Yetkililerin tutukluların koğuş sisteminin olduğu hiçbir cezaevine sevk edilmeyeceğini söylediğini aktaran Kalaycı, bu yaklaşımın onları ölüme terk etmek anlamına geldiğini kaydetti. Kemal Ertürk'ün annesi Elif Ertürk de, "Kemal bitmek üzere, ölüyor. Kemal ölünce ne kazanacaklar" diye konuştu. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Yonca Teknik işçilerinden
    gazetemize ziyaret
Anayasal haklarını kullanarak DİSK'e bağlı Limter-İş Sendikası'na üye oldukları için işten atılan Yonca Teknik işçileri, gazetemizi ziyaret ettiler.
Ziyaret sırasında yaşadıkları sorunları anlatan işçiler, işyerlerinin bulunduğu Tuzla Tershane Havzası'nda 20 yıldan sonra ilk defa bir direnişin yaşandığını söylediler. Patronun, köpeklerine daha çok değer verdiğini söyleyen işçiler, havzada yoğun iş cinayetlerinin yaşandığını kaydettiler. Patronların iş kazalarının üstünü örtmek için anlaştıkları özel hastanelerin olduğunu dile getiren işçiler, polisin de kendilerine baskı yaptığını söylediler. Gözaltına alındıkları sırada polisin, kendilerine, "DİSK'e değil, gidin başka sendikaya üye olun" dediğini ifade eden işçiler, işe geri dönene ve sendika hakkını alana kadar mücadeleyi sürdürmede kararlı olduklarını vurguladılar.
ÖNCEKİ HABER

'SSK olmasaydı...'

SONRAKİ HABER

Sürgün'ün hüznü, coşkusu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa