22 Haziran 1999 21:00

Çevre katliamı doludizgin

İstanbul'da defalarca gündeme gelen ancak her defasında da birkaç işletmeye verilen gülünç cezalarla geçiştirilen çevre talanı bütün hızıyla sürüyor. Birçok bölgedeki zehirli atıkların bırakıldığı dereler hâlâ zehir saçıyor.

Paylaş
Çevre katliamı doludizgin
Bülent Falakaoğlu
Üretim sonucunda ortaya çıkan atıkları arıtmak ya da yok etmek için gereken önlemleri almayan birçok işletmenin yasa tanımaz, "çevre katili" tutumları önüne geçilemez bir hale geldi. Yenibosna'daki Bes Boyahanesi bu işletmelerden sadece biri. Tekstil boyama işi yapan ve İstanbul'da kullanımı yasak olan "6 numaralı fuel-oil" yakarak çevre yasasını hiçe saydığı geçen ay açığa çıkan Bes Boyahanesi, halen faaliyetlerini sürdürerek hemen yanıbaşında bulunan Key Tekstil, Şahnur Tekstil, Otto Tekstil firmalarında çalışan yüzlerce işçinin de sağlığını tehlikeye atıyor.
Yapılan denetlemelerde arıtma tesisi olmadığı ortaya çıkan ve kapatılma kararı Valilik aşamasında bulunan fabrika yasak fuel-oil kullanarak suç işlemeye devam ediyor. Fabrika atıklarının yoğun bir şekilde çevreye zarar verdiği yerlerden biri de her türlü altyapı hizmetinden yoksun olan Kıraç beldesi. Özellikle Namık Kemal Mahallesi'nde bulunan kot pantolon, sabun, kumaş ve boya fabrikaları atıklarını hiçbir arıtmaya tabi tutmadan mahalleye bırakıyorlar. Mahallenin ortasından geçen bu kimyasal atıkların içerisinde ise çocuklar oynuyor.
Dereler bilindiği gibi
Etrafında yerleşim bölgeleri bulunan, hastalık ve felaket saçtığı herkes tarafından bilinen onlarca dere kapatılmadan ya da ıslah edilmeden aynen akmaya devam ediyor. İstanbul Bağcılar'da, boya fabrikalarının atıklarının boşaltıldığı, dikim atölyelerinin parça atıklarının atıldığı, tıkanan tuvaletin pisliğinin getirildiği, çöplerin bırakıldığı Tavukçu Deresi, hastalık ve mikrop saçarak akmaya devam eden derelerden bir tanesi. Özellikle Yavuz Selim Mahallesi 5/14 sokakta oturanlar tüberküloz, sarılık gibi birçok hastalığın ortaya çıktığını, yazın kokudan evlerinde oturamaz olduklarını söylüyorlar.
Kapatılması için binlerce imza toplanan ve en son 10 Temmuz 1995'de yoğun yağmurun da etkisi ile pis su yatağına dönüşen İkitelli'deki Ayamama Deresi de halen aynı şekilde akmaya devam eden derelerden. Sel sonrası yıkılmış gecekonduların ve bütün eşyalarını yitirmiş ailelerin durumunda hiçbir değişiklik olmazken ve birçok salgın hastalığa neden olan Ayamama Deresi, aynı tehlike potansiyelini taşıyor olmasına rağmen yöneticilerin vurdumduymazlığı devam ediyor.
İlk elden önlemler
Akarsuların ve göllerin işletmelerin pervasızlığı sonucu felaket ve hastalık saçar duruma gelmesi karşısında Çevre Mühendisi Metin Yüce ilk elden yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor: "Atıksuların nehirlere verilmesi kesinlikle yasaklanmalı; nehir sahili en az 100'er metrelik bir şerit halinde yapılaşmaya kapatılmalı, yeşil alanlar tesis edilmeli; şehir içindeki septik çukurlar mümkün olduğu kadar azaltılmalı; tehlikeli sanayi atıklarının havuzlarda devamlı olarak depolanması yasaklanmalı; zirai mücadelede kimyasal maddelerin suya karışmamasına dikkat edilmeli, koruma ve kullanma amaçlı yerel kurullar oluşturulmalı."
ÖNCEKİ HABER

'Önce atılan arkadaşlarımız alınsın'

SONRAKİ HABER

Kosova mayın tarlası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...