13 Haziran 1999 21:00

'Ne Kürt ne de Türk anaları acı çeksin'

Gazetemizi ziyaret eden Barış Anaları İnisiyatifi, Kürt illerinde yaşanan savaşın bir tarafı olduklarını ve Öcalan Davası'nda dinlenmek istediklerini söylediler.

Paylaş
'Ne Kürt ne de Türk anaları acı çeksin'
PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan'ın İmralı Adası'nda yargılanmasına başlanması sürecinde oluşturulan Barış Anaları İnisiyatifi, gazetemiz Yeni Evrensel'i ziyaret etti. Analar, "Akan kan dursun" diyerek barışın sağlanması konusunda ısrar edeceklerini söylediler.
Şimdilik çalışmalarını KESK Genel Merkezi'nde kendilerine ayrılan bir odada sürdüren Barış Anaları İnisiyatifi, Kürt illerinde yaşanan savaşın son bulması ve barışın sağlanması yönünde yapmış oldukları gazete ziyaretlerine devam ediyor. Dün de gazetemiz Yeni Evrensel'i ziyaret eden analar, artık daha fazla kan dökülmemesini istediler ve kendi deyimleri ile eli kalem tutan herkesin bunun için çaba sarfetmesi gerektiğini söylediler. Gazetemiz yöneticileri ise, estirilen şovenist rüzgâra karşı, Kürt ve Türk emekçilerinin kardeşliğini öne çıkaran ve Kürt sorununun bu temelde çözüleceğine işaret eden bir çizgi izlediklerini söylediler.
"Akan kan dursun" diyen analar da bu savaşta çocuklarını kaybettiklerini, kendilerinin tıpkı asker anneleri gibi acı çektiklerine vurgu yaparak, "Onların en azından bir mezarı var. Bizim önünde ağlayacağımız bir mezarımız bile" yok diye konuştular.
"Ne Türk ne de Kürt anaları acı çeksin" diyen analar, Öcalan Davası'na katılarak, kendilerinin de taraf olarak dinlenmek istediklerini söyleyerek barışın sağlanması için herkesin çaba göstermesi gerektiğine vurgu yaptılar. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Hüseyin Uzun olayında yeni iddialar
Gazetemize "yetkili polis" imzasıyla gönderilen bilgi ve belgelerde, Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığı ile uyuşturucu kaçakçıları arasındaki ilişki konusunda ciddi iddialar yer alıyor.
7 aydır yaptığı arşiv çalışmasıyla Hüseyin Uzun olayını araştıran bir yetkili polis, Emniyet Müdürlüğü içerisindeki hesaplaşmaları, polis-uyuşturucu kaçakçıları bağlantısı ve Hüseyin Uzun'un ölümüyle ilgili gazetemize önemli bilgiler verdi. Yetkili polisin iddialarına göre, Hüseyin Uzun'un ölümüyle sonuçlanan olaylar şöyle gelişti:
Trine Operasyonu
"İstanbul Narkotik Şube, Ekim 1998 yılında İtalya bağlantılı bir grubu izlemektedir. Bu organizasyonun başındaki kişi yıllarca yurtdışında uyuşturucu kaçakçılığı yapmış ve anadili gibi İtalyanca konuşan Ersen Gürsel isimli biridir. Narkotik polisi, uluslararası organizasyon ile İtalya'ya gönderilecek 800 kg. eroin maddesini de bu organizasyonla birlikte takip etmektedir. İtalyan narkotik polisiyle de uluslararası bir çalışma sergilenmek istenir. "Trine Operasyonu" adı verilen operasyonun çalışmaları günü gününe Ankara'da bulunan Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığı'na bildirilir. İstanbul narkotik polisi, İtalya'ya uyuşturucu sevkıyatı yapacak olan grubu hem teknik hem de fiziki olarak izlemektedir. Teknik izleme çerçevesinde Ersen Gürsel isimli şahsın telefonları da dinlenmektedir.
Operasyon delindi
13 Ekim 1998 tarihinde saat 20.00 sularında kaçakçı Ersen Gürsel'i arayan şahıs 'İstanbul Narkotik seni takip ediyor, dikkatli ol, yakalanma' ikazında bulunur ve 'İtalyanlarla irtibatı kes' der. Bu uyarıyla operasyonun delinmesi üzerine hemen operasyona başlanır. Takip edilenler birer birer yakalanır. Ancak 800 kg. eroin yerine bu malın numunesi 8 kg. eroin ele geçirilir. Bilgi sızdırıldığı için 792 kg. eroin el değiştirmiş ve bilinmeyen bir kanalla yurtdışına yola çıkmıştır bile. Kaybolan eroini arayan İstanbul polisi, delinmenin nasıl ve kimler tarafından gerçekleştirildiğini araştırmaya başlar. Durum hemen Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığı'na bildirilir. Ve bu delinmeye neden olan telefon konuşmasının deşifresi deliller arasına eklenir.
Emin Aslan korunuyor
31 Ekim 1998 tarihinde Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanı Emin Aslan'ın imzası ile gönderilen yazıda, bu delinmeyi, yardımcısı İsmail Çalışkan'ın iyi niyet çerçevesinde yaptığından bahsedilmektedir. Bu yazıyı alan İstanbul narkotik herhangi bir girişimde bulunamaz, konuyla ilgili Aslan ve Çalışkan hakkında hiçbir işlem yapılmaz.
1998'in yaz aylarında ise Atabilir Sitoçi isimli bir kişinin İstanbul Asayiş Şube'ye "Ayvaz Korkmaz Çetesi" ile ilgili verdiği şikâyet dilekçesinde, Emin Aslan, Naci Kumaş, Yener Kur gibi üst düzey emniyet görevlilerinin uyuşturucu kaçakçılarıyla irtibatlı olduklarından, Ayvaz Korkmaz ve Hüseyin Uzun ile irtibatlarından bahsedilmektedir. Naci Kumaş ve Yener Kur gibi polislerin isimleri basına sızdırılırken, İstanbul İl Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, Kumaş ve Kur'u İstanbul'dan polis okullarına gönderir. Ancak Emin Aslan'dan bir satır bile bahsedilmez.
Uzun'dan korktular
1998'in Aralık ayında Ayvaz Korkmaz çetesinin ortağı Hüseyin Uzun İstanbul polisine teslim olur. Bu durumu haber alan Emin Aslan kendisiyle ilgili bilgi vermesinden korktuğu Hüseyin Uzun'un akrabası İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'u yanına alarak İstanbul'a gelir. Hüseyin Uzun, İstanbul Organize Şube'de akrabası Sabri Uzun'u görür görmez eline sarılır ve öper. Görev alanlarında olmadığı için bugüne kadar hiçbir sorguya katılmayan Kaçakçılık Daire Başkanı ve İstihbarat Daire Başkanı, Hüseyin Uzun'un sorgusuna katılır."
İddialar ve sorular
Yetkili polisin tüm bu iddiaları birçok soruyu da beraberinde getiriyor. İntihar ettiği iddia edilen Hüseyin Uzun'un, Emin Aslan'la ilgili bilgi vermesinden korkulduğu için öldürülmüş olabileceği ihtimali akla geliyor. Ancak bu kadar bilgi ve belgeye rağmen Emin Aslan hakkında neden herhangi bir işlem yapılmadığı da merak konusu.
ÖNCEKİ HABER

Öcalan: İdam edilmem Türkiye'ye tuzak

SONRAKİ HABER

Yeni Dünya Düzeni'nde sevgi ve umut

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...