10 Haziran 1999 21:00

Adalet Bakanı: 'İdama karşıyım,

Adalet Bakanı: 'İdama karşıyım, ama kaldırılmamalı'
57'nci hükümetin Adalet Bakanı Prof. Hikmet Sami Türk, kişisel olarak idam cezasına karşı olduğunu, ancak Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu koşullar nedeniyle kaldırılması yönünde bir girişiminin olmayacağını bildirdi. "Boş bir beklenti yaratmak istemediğini" ancak sağlanacak bir mutabakatla genel affın çıkarılabileceğini söyleyen Türk, devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne karşı işlenen suçlardan dolayı affın zaten mümkün olmadığını da söyledi. DGM'lerle ilgili olarak yapılması düşünülen değişikliklere de değinen Türk, "Dışarının isteğiyle ya da Avrupa'nın isteğiyle Anayasamızda değişiklik yapılmış gibi bir düşünceye kapılmamız gerekir. AİHM'yi kabul etmekle hukuk sistemimizi büyük bir hukuk sisteminin parçası haline getirmeyi kabul etmişiz" diye konuştu. Şu anda DGM'lerin önünde 7000'in üzerinde dosya olduğunu anlatan Türk, "Askeri hakimler bugüne kadar sivil meslektaşları kadar onur ve tarafsızlık ve bağımsızlık içinde görev yapmışlardır. Şimdi İmralı'daki davayla işin bağlantısı şu; bu dava belki yirminci yüzyılın Türkiye bakımından son derece önemli davası. Bu dava Türk milleti üzerinde tüm dünyanın gözünün üstünde olacağı bir davadır. Bu davada verilecek hüküm, adil Türk yargısının bir kararı olacaktır. Sadece üyelerinden birisinin askeri hakim olması nedeniyle verilecek kararın, daha başlangıçta tarafsız ve bağımsız olmayan bir mahkeme tarafından verilmiş bir karar şeklinde nitelendirilmek zorunda kalmamalı Türkiye."
'Daha önemli davalar olabilir'
Öcalan davasının bitmesinin ardından DGM'lerde değişikliğe gidilmesi yönündeki görüşlere katılmadığını da açıklayan Bakan Türk, "Acaba yarın çok daha önemli bir başka davanın çıkmayacağını kim bilebilir?" dedi. Kişisel olarak idam cezasına karşı olduğunu da bir soru üzerine açıklayan Türk, Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu koşullar yüzünden bu cezanın kaldırılması yönünde bir çalışma içinde olmayacağını ifade etti.
'Yargıya etki olmamalı'
Yargı bağımsızlığı konusunun 'hiçbir siyasal etki altında olmaksızın' yürütülmesi gerektiğini söyleyen Türk, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)'nun da 9 üyeden oluşmasını istediklerini belirterek, "Bunun için de Adalet Bakanı üye olarak yer almayacak, müsteşar yer almayacak, ama adalet bakanı yürütme ile yargı arasındaki bağlantıyı sağlamak için gerektiğinde bütçeyi Meclis'te savunacak insan, bütçeyi sunacak olan insan adalet bakanıdır. Bu bağlantının da sağlanması gerekir. Yargının ihtiyaçlarını karşılayacak olan örneğin adliye binalarını yaptıracak olan cezaevlerini inşa ettirecek olan adalet bakanıdır. Bir bağlantı olması gerekir.
Onu da biz şöyle çözdük: Adalet bakanı gerekli gördüğünde kurul toplantılarına katılır ama oy hakkı olmaz. Şimdiki sistemden farklı olarak biz kurula seçilecek hakimlerin bir defa seçilmesini, 6 yıl için bir defa seçilmesini bu görevde bulundukları süre içerisinde Yargıtay ve Danıştay'daki asıl görevlerinin askıya alınmasını daha sonra HSYK üyeliği görevleri sona erdiğinde eski görevlerine dönmelerini öngörüyoruz" dedi. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ayrıca, adli kolluğun kurulması gerektiğini böylece işkencenin önleneceği iddia etti.

Evrensel'i Takip Et