30 Mayıs 1999 21:00
Tarım desteği sanayiciye gidiyor
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) tarafından hazırlanan Zirai ve İktisadi Rapor'da, bugünkü destekleme alım politikasıyla verilen desteklerin ne üreticiye ne de tüketiciye gittiği kaydedildi.
Tarım desteği sanayiciye gidiyor
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) tarafından hazırlanan Zirai ve İktisadi Rapor'da, bugünkü destekleme alım politikasıyla verilen desteklerin ne üreticiye ne de tüketiciye gittiği kaydedildi. Buna örnek olarak buğday destekleme alımları gösterilen raporda, TMO'nun hububat alımı için 1998 yılında 400 trilyon lira kaynak kullandığı, devletin ve TMO'nun kasasında bulunmayan bu kaynağın borçlanma yoluyla bulunduğu hatırlatıldı.
Devletin 400 trilyon liralık borçlanma için en az 600 triyon lira faiz ödediği belirtilen raporda, "Neticede devlet TMO alımları için 400 trilyon liralık bir borç bulma baskısı altında kalmış, para talebini artırmış, borçlanma faizlerini yükseltmiş ve finans sektörüne 600 trilyon liralık bir destek sağlamıştır" denildi.
Raporda devletin kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alarak bu yolla sağladığı parayı çiftçiye prim olarak ödeyip, hububatın borsada işlem görerek satılmasını sağlaması gerektiği anlatıldı. 1980 yılına kadar 2 kilo buğdayla bir kilo ekmek alınabilirken, 1980-1987 yılları arasında 3 kilo buğdayla bir kilo ekmek, 1987-1988 yıllarında ise 5 kilo buğdayla bir kilo ekmek alınabilir noktaya gelindiği, dolayısıyla çiftçinin gelirinin, ekmek fiyatları karşısında reel olarak yüzde 40 (doğrusu yüzde 60) oranında azaldığı vurgulandı.
Ekmek fiyatlarının buğday fiyatlarına göre değil enflasyona paralel arttığı ifade edilen raporda, bu durumun da, desteklemenin sanayiciye gittiğini gösterdiği kaydedildi. Devletin tarımsal ürünlere verdiği girdi desteğinin de sanayicilere gittiği kaydedilen raporda, bu görüşe dayanak olarak da gübre desteği gösterildi. Devletin 1998 yılında gübre için 140 trilyon liralık girdi desteği verdiği hatırlatılan raporda, geçen yıl uluslararası gübre fiyatlarındaki düşüşe rağmen firmaların gübre fiyatını aşağı çekmediği, sanayicinin de gübreyi ucuzlatmadığı belirtildi. Raporda, "Hükümetler bu desteği gübre üreticisi firmalara vermelerine rağmen, kamuoyuna karşı tarımı desteklediklerini söylemektedirler. Gübre ithalatçıları ve sanayiciler, gübre ve gübre hammaddesini dampingli fiyatla ve ucuza Türkiye'ye ithal etmelerine rağmen, Türkiye'deki gübre fiyatı artışları eflasyonun çok üzerinde seyretmektedir. Bu bakımdan gübreye aktarılan desteklemelerin ismi tarımsal destek, faydalanan ise gübre sanayicileri olmaktadır" görüşü dile getirildi.
Enflasyonun yüzde 60 olduğu bir dönemde, Ziraat Bankası'nın yüzde 65'le tarım kesimine kredi kullandırmasının bir destekleme olmadığı vurgulandı.
Raporda, devletin yıllık yüzde 150 faizle para bularak kredi vermesinin üretici desteğiyle ilgisi bulunmadığı belirtildi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) tarafından hazırlanan Zirai ve İktisadi Rapor'da, bugünkü destekleme alım politikasıyla verilen desteklerin ne üreticiye ne de tüketiciye gittiği kaydedildi. Buna örnek olarak buğday destekleme alımları gösterilen raporda, TMO'nun hububat alımı için 1998 yılında 400 trilyon lira kaynak kullandığı, devletin ve TMO'nun kasasında bulunmayan bu kaynağın borçlanma yoluyla bulunduğu hatırlatıldı.
Devletin 400 trilyon liralık borçlanma için en az 600 triyon lira faiz ödediği belirtilen raporda, "Neticede devlet TMO alımları için 400 trilyon liralık bir borç bulma baskısı altında kalmış, para talebini artırmış, borçlanma faizlerini yükseltmiş ve finans sektörüne 600 trilyon liralık bir destek sağlamıştır" denildi.
Raporda devletin kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alarak bu yolla sağladığı parayı çiftçiye prim olarak ödeyip, hububatın borsada işlem görerek satılmasını sağlaması gerektiği anlatıldı. 1980 yılına kadar 2 kilo buğdayla bir kilo ekmek alınabilirken, 1980-1987 yılları arasında 3 kilo buğdayla bir kilo ekmek, 1987-1988 yıllarında ise 5 kilo buğdayla bir kilo ekmek alınabilir noktaya gelindiği, dolayısıyla çiftçinin gelirinin, ekmek fiyatları karşısında reel olarak yüzde 40 (doğrusu yüzde 60) oranında azaldığı vurgulandı.
Ekmek fiyatlarının buğday fiyatlarına göre değil enflasyona paralel arttığı ifade edilen raporda, bu durumun da, desteklemenin sanayiciye gittiğini gösterdiği kaydedildi. Devletin tarımsal ürünlere verdiği girdi desteğinin de sanayicilere gittiği kaydedilen raporda, bu görüşe dayanak olarak da gübre desteği gösterildi. Devletin 1998 yılında gübre için 140 trilyon liralık girdi desteği verdiği hatırlatılan raporda, geçen yıl uluslararası gübre fiyatlarındaki düşüşe rağmen firmaların gübre fiyatını aşağı çekmediği, sanayicinin de gübreyi ucuzlatmadığı belirtildi. Raporda, "Hükümetler bu desteği gübre üreticisi firmalara vermelerine rağmen, kamuoyuna karşı tarımı desteklediklerini söylemektedirler. Gübre ithalatçıları ve sanayiciler, gübre ve gübre hammaddesini dampingli fiyatla ve ucuza Türkiye'ye ithal etmelerine rağmen, Türkiye'deki gübre fiyatı artışları eflasyonun çok üzerinde seyretmektedir. Bu bakımdan gübreye aktarılan desteklemelerin ismi tarımsal destek, faydalanan ise gübre sanayicileri olmaktadır" görüşü dile getirildi.
Enflasyonun yüzde 60 olduğu bir dönemde, Ziraat Bankası'nın yüzde 65'le tarım kesimine kredi kullandırmasının bir destekleme olmadığı vurgulandı.
Raporda, devletin yıllık yüzde 150 faizle para bularak kredi vermesinin üretici desteğiyle ilgisi bulunmadığı belirtildi.
YAZARLAR
A. Cihan Soylu
‘Boş tencere’ iktidarın neresinde?
Şebnem Korur Fincancı
Tehlike nedir?
Sultan Özer
Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?
Hediye Levent
Erdoğan'ın Irak ziyaretinin 3 sebebi ve değişim rüzgarı!
Arif Nacaroğlu
Özgürlükçü Anayasa
Erkan Aydoğanoğlu
1 Mayıs ve sonrası
Mehmet Özyazanlar
Galatasaray kaparak, Fenerbahçe kaptırmayarak…
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
