30 Mayıs 1999 21:00
Almanya katliamı aklamaya çalışıyor
Sudanlı bir sığınmacının sınırdışı edilirken öldürülmesi, Almanya'da yoğun tepkilere yol açtı. Yetkililer, sığınmacı politikalarını aklamaya çalışıyorlar.
Almanya katliamı aklamaya çalışıyor
Sudanlı sığınmacı Amir Ömer Muhammed Ageeb'in sınırdışı edilirken polisler tarafından ölümüne karşı tepkiler giderek büyüyor. Resmi makamlar ise olayın en ince ayrıntısına kadar araştırılacağı yolundaki sözlerle kamuoyunu yatıştırmaya çalışıyor. Federal İçişleri Bakanı Otto Schily önceki gün yayınladığı bir genelge ile olay aydınlığa kavuşana kadar 'şiddete teşebbüs edebilecek sabıkalı' sığınmacıların sınır dışı edilmelerini durdurdu. Schily verdiği demeç sırasında, oldukça üzgün olduğunu söylerken, olayın geniş kapsamlı şekilde araştırılacağını ve memurların görevlerini suistimal ettiklerinin belgelenmesi halinde, aleyhlerinde soruşturma açılacağını belirtti. Landshut Başsavcılığı ise ölüm sebebinin henüz belli olmadığını öne sürerek, ayrıntılı bilgi vermekten kaçındı. Aynı gün olayı Landshut Savcılığı'ndan devralan Frankfurt Savcılığı ise otopsi ve soruşturma sonuçlarının 'aylar sürebileceğini' açıkladı.
Güvenlik çevrelerinden yapılan açıklamalar ise yine sığınmacılara yönelik uygulamaları aklama amacı güdüyor. Güvenlik yetkilileri tarafından yapılan ilk açıklamalarda ölen Sudanlı'nın hırsızlık, taciz, ağır yaralama ve sarkıntılıktan sabıkalı olduğu ve cezalandırıldığı 'vurgulandı'. Karlsruhe Mahkemesi tarafından sınırdışı edilen Sudanlı'nın şiddet meyilimli olduğu ve uçağa binmemek için direndiği ve 'refakatçi' memurlara şiddet kullandığı ileri sürüldü. Bu yüzden ellerinin ve ayaklarının bağlandığı ve uçak kalkarken motorsiklet kaskı geçirilen kafasının memurlar tarafından yere doğru bastırıldığı savunuldu. Polis Sendikası tarafından yapılan açıklamada adil bir yargılama istendi ve 'refakatçi' memurların halen olayın şokunda olduğu iddia edildi.
"Organize ve bilinçli"
Sığınmacılara yardım kuruluşu Pro-Asyl ise yaptığı açıklamada Sudanlı'nın ölümünü "Organize insanlıkdışı sınırdışı uygulaması" olarak nitelendirdi. Kuruluşun Sözcüsü Heiko Kauffmann, bu uygulamalara Almanların tahammül göstermemelerini isterken, sorumlular hakkında geniş bir soruşturmanın başlatılmasını ve Sudanlı'nın ölümünde suç unsuru tavır sergileyenlerin cezalandırılmasını talep etti.
Kauffmann, sınır dışı edilen yabancıların ellerinin ve ayaklarının bağlanmasını, ağızlarının bantlanmasını sert bir dille eleştirirken, sınır dışı edilecek insanların karşı koymalarının normal olduğunu ve bu insanlara karşı şiddet uygulanması yerine sakinleştirilmeleri gerektiğini söyledi.
Zorunlu hallerde sınır dışından vazgeçilmesi gerektiğini belirten Kauffmann, sınır dışlarında insanlık dışı uygulamalara derhal son verilmesini istedi.
Sudanlı sığınmacı Amir Ömer Muhammed Ageeb'in sınırdışı edilirken polisler tarafından ölümüne karşı tepkiler giderek büyüyor. Resmi makamlar ise olayın en ince ayrıntısına kadar araştırılacağı yolundaki sözlerle kamuoyunu yatıştırmaya çalışıyor. Federal İçişleri Bakanı Otto Schily önceki gün yayınladığı bir genelge ile olay aydınlığa kavuşana kadar 'şiddete teşebbüs edebilecek sabıkalı' sığınmacıların sınır dışı edilmelerini durdurdu. Schily verdiği demeç sırasında, oldukça üzgün olduğunu söylerken, olayın geniş kapsamlı şekilde araştırılacağını ve memurların görevlerini suistimal ettiklerinin belgelenmesi halinde, aleyhlerinde soruşturma açılacağını belirtti. Landshut Başsavcılığı ise ölüm sebebinin henüz belli olmadığını öne sürerek, ayrıntılı bilgi vermekten kaçındı. Aynı gün olayı Landshut Savcılığı'ndan devralan Frankfurt Savcılığı ise otopsi ve soruşturma sonuçlarının 'aylar sürebileceğini' açıkladı.
Güvenlik çevrelerinden yapılan açıklamalar ise yine sığınmacılara yönelik uygulamaları aklama amacı güdüyor. Güvenlik yetkilileri tarafından yapılan ilk açıklamalarda ölen Sudanlı'nın hırsızlık, taciz, ağır yaralama ve sarkıntılıktan sabıkalı olduğu ve cezalandırıldığı 'vurgulandı'. Karlsruhe Mahkemesi tarafından sınırdışı edilen Sudanlı'nın şiddet meyilimli olduğu ve uçağa binmemek için direndiği ve 'refakatçi' memurlara şiddet kullandığı ileri sürüldü. Bu yüzden ellerinin ve ayaklarının bağlandığı ve uçak kalkarken motorsiklet kaskı geçirilen kafasının memurlar tarafından yere doğru bastırıldığı savunuldu. Polis Sendikası tarafından yapılan açıklamada adil bir yargılama istendi ve 'refakatçi' memurların halen olayın şokunda olduğu iddia edildi.
"Organize ve bilinçli"
Sığınmacılara yardım kuruluşu Pro-Asyl ise yaptığı açıklamada Sudanlı'nın ölümünü "Organize insanlıkdışı sınırdışı uygulaması" olarak nitelendirdi. Kuruluşun Sözcüsü Heiko Kauffmann, bu uygulamalara Almanların tahammül göstermemelerini isterken, sorumlular hakkında geniş bir soruşturmanın başlatılmasını ve Sudanlı'nın ölümünde suç unsuru tavır sergileyenlerin cezalandırılmasını talep etti.
Kauffmann, sınır dışı edilen yabancıların ellerinin ve ayaklarının bağlanmasını, ağızlarının bantlanmasını sert bir dille eleştirirken, sınır dışı edilecek insanların karşı koymalarının normal olduğunu ve bu insanlara karşı şiddet uygulanması yerine sakinleştirilmeleri gerektiğini söyledi.
Zorunlu hallerde sınır dışından vazgeçilmesi gerektiğini belirten Kauffmann, sınır dışlarında insanlık dışı uygulamalara derhal son verilmesini istedi.
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
