28 Mayıs 1999 21:00
'Tarihsel kazanımlar büyük mücadelelerle elde edildi'
'Tarihsel kazanımlar büyük mücadelelerle elde edildi'
Sinan İmrek
Uluslararası Sendikal Dayanışma Konferans'ına Fransa'dan katılan CGT (Genel İş Konfederasyonu) Sağlık Federasyonu eski Genel Sekreteri Roger Nadaud ile ülkesinde sendikal hareketin durumu ve sorunları üzerine konuştuk. Roger Nadaud, sınıf sendikacılığını savunan işçi önderleri ve sendikacılarla birlikte, uzlaşmacı CGT çizgisine karşı çıkarak, bu yöndeki muhalefeti ve tepkileri birleştirmeye ve örgütlemeye çalıştıklarını anlattı. Nadaud aynı zamanda Fransız Komünist Partisi (FKP)'nin tamamen sosyal demokrat bir parti haline geldiğini, son yıllarda ciddi bir dağılma yaşadığını, Komünist Alternatif olarak FKP içerisinde de yaşanan dağınıklığı toparlamaya çalıştıklarını söyledi.
- Ülkenizdeki sendikal hareketin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Nadaud: Sendikal hareketin gelişimi o ülkedeki toplumsal, sosyal, ekonomik ve politik gelişmeyle bağlantılıdır. Genel olarak sendikacılığın yozlaşmasına tanık oluyoruz ki altını çizmek gerekiyor, mücadeleci sendikacılık Fransa'da her zaman faal olmuştur ve işçi sınıfının büyük kazanımlarına imza atmıştır. Sınıf sendikacılığı, Fransa'daki sınıf hareketi ve devrimci hareket geleneği içinde önemli bir yere sahip iken, 15 yıldan fazla bir süredir gelişen sosyal demokrasi, bu sosyal hareketi büyük oranda reformist yapılanma dediğimiz yere sürükledi. '80'den itibaren sosyal demokrasinin su yüzüne çıkma, yani iktidar süreci başladı. Burjuvazi başka dönemler yapamadıklarını her zaman sosyal demokrasi aracılığıyla yapmıştır.
- Bu durumda 1995 yılındaki eylemler nasıl gelişti?
Nadaud: 1990 yılından itibaren ve özellikle '95 eylemlerinde işçi sınıfı, güçlü eylemlerle tepkisini dile getirdi. Juppe'nin planı, yalnız çalışanların taleplerine değil, tüm topluma, sosyal haklara, Fransız halkının tarihsel kazanımlarına, öğrenci gençliğe yapılan bir saldırıydı ve büyük bir hoşnutsuzluğa yol açtı. Kitlesel eylemler bundan dolayı ve alttan ve tabandan gelen baskıyla patladı. CGT, altan gelen işçi dalgası sonucu ancak eylemlere katıldı. Yani bu tepki, sendika merkezleri aracılığıyla değil, mücadeleci sendikacılar, sendika şubeleri ve özellikle de demiryolu, sağlık vb sektörlerdeki mücadeleci işçilerin baskısıyla eylemlere dönüştü. Hareketi saptırabilmek için sendika merkezleri bundan yararlanmaya çalıştı.
CGT son iki kongresinde tamamen reformist bir yapıya büründü. İşçinin yalnızlaştırılması, esnek çalışma, daha fazla üretim, ücretlerin düşürülmesi, iş güvencesinin ortadan kaldırılması için işverenlerin öne sürdüğü 35 saatlik işgünü dayatması karşısında CGT destek veriyor ve onaylıyor. 35 saatlik işgünü için işçilerin bunu talep eden hiçbir eylemi olmadı. Çünkü emekçileri aldatmak için öne sürüldü.
Fransa'daki sendikalı işçi sayısı çalışanların ancak yüzde 9'una tekabül ediyor. Daha önce 2 milyon olan üye sayısı 500 bine düşen CGT içindeki dürüst unsurlar, sendika aristokrasisi ve bürokrasisi tarafından tasviye ediliyor, tepki gösterenler görevlerinden alınıyor.
- CGT ve FKP içindeki muhalefet olarak nasıl bir çaba içerisindesiniz?
Nadaud: Tarihsel kazanımlar uzlaşmacı sendikacılıkla değil büyük direnişler ve büyük mücadelelerle elde edildi. Çünkü bunlar, milyonlarca işçi direnişe geçerek, tüm ekonomi felç edilerek, fabrika işgalleri yapılarak, sokaklar kuşatılarak ve tabii ki devrimci sendikacılıkla kazanılan zaferlerdir. Biz bunlar için mücadele ediyoruz. Tepeden bakmıyor ve yönlendirici rolü oynamıyoruz, bu çaba ancak mücadele içinde ve işçilerin kabullenmesiyle anlamlı olabilir. Tabandan gelen çok güçlü tepkiler var, bu tepkilerin gerektiği gibi örgütlenmesi için çalışıyoruz. İdeolojik bir eğitim ihtiyacı var ve bu yönlü çabamız var. Politika yapmayı reddeden bir sendikacılık, rolünü oynayamaz. Daha iyi, sosyalist bir toplum için mücadele ediyoruz. Güç ilişkileriyle birlikte kazanmak için tek olanak sınıf mücadelesi ve devrimci hareket.
Sinan İmrek
Uluslararası Sendikal Dayanışma Konferans'ına Fransa'dan katılan CGT (Genel İş Konfederasyonu) Sağlık Federasyonu eski Genel Sekreteri Roger Nadaud ile ülkesinde sendikal hareketin durumu ve sorunları üzerine konuştuk. Roger Nadaud, sınıf sendikacılığını savunan işçi önderleri ve sendikacılarla birlikte, uzlaşmacı CGT çizgisine karşı çıkarak, bu yöndeki muhalefeti ve tepkileri birleştirmeye ve örgütlemeye çalıştıklarını anlattı. Nadaud aynı zamanda Fransız Komünist Partisi (FKP)'nin tamamen sosyal demokrat bir parti haline geldiğini, son yıllarda ciddi bir dağılma yaşadığını, Komünist Alternatif olarak FKP içerisinde de yaşanan dağınıklığı toparlamaya çalıştıklarını söyledi.
- Ülkenizdeki sendikal hareketin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Nadaud: Sendikal hareketin gelişimi o ülkedeki toplumsal, sosyal, ekonomik ve politik gelişmeyle bağlantılıdır. Genel olarak sendikacılığın yozlaşmasına tanık oluyoruz ki altını çizmek gerekiyor, mücadeleci sendikacılık Fransa'da her zaman faal olmuştur ve işçi sınıfının büyük kazanımlarına imza atmıştır. Sınıf sendikacılığı, Fransa'daki sınıf hareketi ve devrimci hareket geleneği içinde önemli bir yere sahip iken, 15 yıldan fazla bir süredir gelişen sosyal demokrasi, bu sosyal hareketi büyük oranda reformist yapılanma dediğimiz yere sürükledi. '80'den itibaren sosyal demokrasinin su yüzüne çıkma, yani iktidar süreci başladı. Burjuvazi başka dönemler yapamadıklarını her zaman sosyal demokrasi aracılığıyla yapmıştır.
- Bu durumda 1995 yılındaki eylemler nasıl gelişti?
Nadaud: 1990 yılından itibaren ve özellikle '95 eylemlerinde işçi sınıfı, güçlü eylemlerle tepkisini dile getirdi. Juppe'nin planı, yalnız çalışanların taleplerine değil, tüm topluma, sosyal haklara, Fransız halkının tarihsel kazanımlarına, öğrenci gençliğe yapılan bir saldırıydı ve büyük bir hoşnutsuzluğa yol açtı. Kitlesel eylemler bundan dolayı ve alttan ve tabandan gelen baskıyla patladı. CGT, altan gelen işçi dalgası sonucu ancak eylemlere katıldı. Yani bu tepki, sendika merkezleri aracılığıyla değil, mücadeleci sendikacılar, sendika şubeleri ve özellikle de demiryolu, sağlık vb sektörlerdeki mücadeleci işçilerin baskısıyla eylemlere dönüştü. Hareketi saptırabilmek için sendika merkezleri bundan yararlanmaya çalıştı.
CGT son iki kongresinde tamamen reformist bir yapıya büründü. İşçinin yalnızlaştırılması, esnek çalışma, daha fazla üretim, ücretlerin düşürülmesi, iş güvencesinin ortadan kaldırılması için işverenlerin öne sürdüğü 35 saatlik işgünü dayatması karşısında CGT destek veriyor ve onaylıyor. 35 saatlik işgünü için işçilerin bunu talep eden hiçbir eylemi olmadı. Çünkü emekçileri aldatmak için öne sürüldü.
Fransa'daki sendikalı işçi sayısı çalışanların ancak yüzde 9'una tekabül ediyor. Daha önce 2 milyon olan üye sayısı 500 bine düşen CGT içindeki dürüst unsurlar, sendika aristokrasisi ve bürokrasisi tarafından tasviye ediliyor, tepki gösterenler görevlerinden alınıyor.
- CGT ve FKP içindeki muhalefet olarak nasıl bir çaba içerisindesiniz?
Nadaud: Tarihsel kazanımlar uzlaşmacı sendikacılıkla değil büyük direnişler ve büyük mücadelelerle elde edildi. Çünkü bunlar, milyonlarca işçi direnişe geçerek, tüm ekonomi felç edilerek, fabrika işgalleri yapılarak, sokaklar kuşatılarak ve tabii ki devrimci sendikacılıkla kazanılan zaferlerdir. Biz bunlar için mücadele ediyoruz. Tepeden bakmıyor ve yönlendirici rolü oynamıyoruz, bu çaba ancak mücadele içinde ve işçilerin kabullenmesiyle anlamlı olabilir. Tabandan gelen çok güçlü tepkiler var, bu tepkilerin gerektiği gibi örgütlenmesi için çalışıyoruz. İdeolojik bir eğitim ihtiyacı var ve bu yönlü çabamız var. Politika yapmayı reddeden bir sendikacılık, rolünü oynayamaz. Daha iyi, sosyalist bir toplum için mücadele ediyoruz. Güç ilişkileriyle birlikte kazanmak için tek olanak sınıf mücadelesi ve devrimci hareket.
Evrensel'i Takip Et