11 Ağustos 2011 09:21

Gençliğin özgürlük meşalesi Selçuk’tan geçecek!

İşsizlik ve eğitimsizlik söz konusu olduğunda, “Avrupa’da yaşasaydık keşke!” diye iç geçirilir hep. Ya da bizim için en büyük idealdir biraz para biriktirip yurt dışında okumak. Ülkemizdeki kötü eğitim şartları, işsiz kalma korkusu bizi bu duyguya iter. Hele yaşanan krizle birlikte daha çok telaffuz edili

Gençliğin özgürlük meşalesi Selçuk’tan geçecek!
Paylaş
Sinem Uğurlu

İşsizlik ve eğitimsizlik söz konusu olduğunda, “Avrupa’da yaşasaydık keşke!” diye iç geçirilir hep. Ya da bizim için en büyük idealdir biraz para biriktirip yurt dışında okumak. Ülkemizdeki kötü eğitim şartları, işsiz kalma korkusu bizi bu duyguya iter. Hele yaşanan krizle birlikte daha çok telaffuz edilir oldu bu sözler. Krizin, kapitalist sistemden değil de, kötü yönetimlerden kaynaklandığı tezi de ileri sürülünce, “iyi yönetenlerin” olduğu ülkelerde yaşamak tercih konusu oluyor. Ancak; bırakalım Ortadoğu ve Türkiye gibi “kötü yöneticilerin” olduğu ülkeleri, örnek gösterilen AB üyesi ülkelerde yaşanan son gelişmeler bunun aksini kanıtlıyor. Londra’da yaşanan isyanlar, batı medyasının adi suçlar nitelendirmelerine rağmen, işsizlik ve geleceksizliğin sonucunda gerçekleşen öfkenin dışa vurumu olarak her şeyi gözler önüne seriyor. Özellikle gençliğin yoğun olarak katıldığı Londra, Yunanistan ve ispanya gibi Avrupa’daki bu isyanlar, içinde adil bir gelir dağılımı talebini de barındırıyor. Avrupa’daki bu gelişmeler ve Ortadoğu’da yaşananlar, daha çok yaşanabilecek sosyal patlamaların da haberini veriyor.
Yunanistan’da gençlik kampı…
Yanı başımızdaki Yunanistan’da da reform adına uygulanan kemer sıkma ve IMF politikalarıyla birlikte, Yunanistan emekçilerinin ve gençliğinin kazanılmış hakları geri alınıyor. Yunan emekçileri, grevler yaparak ve mitingler düzenleyerek hükümetin kriz politikalarına karşı mücadele ediyorlar.  Tıpkı diğer yerlerde olduğu gibi, hareketin dinamik gücünü gençliğin oluşturması ise tesadüf değil. Çünkü kapitalist kriz, gençliğin geleceğini elinden alıyor. En demokrat iktidarlar bile, sistemin devamını sağlamak adına ellerindeki polis gücüyle terör estiriyor. Tam da böyle bir dönemde, Yunanistan’da mücadele eden nKA (Komünizm ve Özgürlük Yolunda Gençlik) gençlik örgütü, “Kriz Kapitalizmin, Gelecek Bizimdir” diyerek, bir gençlik kampı gerçekleştirdi. Yoğunluğunu üniversite öğrencilerinin oluşturduğu kampta, gençliğin kriz politikalarına olan öfkesi öne çıktı. Panel ve söyleşilerde, gençliğin başarmak için nasıl mücadele edeceği ve gençlik mücadelesinin ancak işçi sınıfı mücadelesi ile birleşerek kazanabileceği tartışıldı. Kapitalizme karşı, sosyalizm alternatifi dillendirildi ve tıpkı ülkemizde gerçekleşen kampta olduğu gibi, bu alternatifin kolektif bir yaşam biçimi olarak provası yapıldı.
Sınırların yarattığı farklılıklarının yerini, sınıf farklılıkları alıyor!
Ülkemiz dışındaki dünyaya dair gelişmeler, her gün biraz daha ön plana çıktıkça, dünya emekçilerinin ve onun gençliğinin koşullarının ne kadar birbirine benzediği daha anlaşılır oldu. Elbette dünya ülkelerinin iktidarlarının politikalarının benzerliği ortaya çıktı. Diğer ülkelerin yaşam koşullarını öğrendikçe, Türkiye ile kıyaslama ve benzetmeler yapmamak el de değil. Bunu anlamak için ülkemizdeki işsizlik rakamlarına, vahşi çalışma koşullarına ve AKP iktidarının saldırganlıklarına bakmak bile yeterli olacaktır. Uzaya çıkan ilk Sovyet kozmonotu Yuri Gagarin oradan sınırları göremediğini söylemişti. Kapitalizmin yarattığı yoksulluk, bunu doğrularcasına dilleri ve kültürleri farklı olan sınırlarla çizilmiş ülkelerin emekçilerini birbirine daha fazla yaklaştırıyor.
Türkiye ve Özgürlük Buluşması…
Ülkemizde de ekonomik krizin etkileri kendini işsizlik, sosyal hakların kısıtlanması, yaşam kalitesinin düşmesi, gençliğin geleceksizleştirmesi olarak gösterdi. AKP iktidarı, söz konusu demokrasi olunca, başta Kürt sorunu olmak üzere her alanda, Ortadoğu diktatörlerinden aşağı kalmıyor. Ancak; Türkiye halkları ve emekçileri de, henüz dağınık da olsa bu politikalara karşı emek demokrasi ve özgürlük mücadelesi de veriyor. Dünyadaki gelişmeler dikkate alındığında, ülkemizde de mücadeleyi yükseltmek, bu gün için geleceğimizi kazanmakla aynı anlamı taşıyor. Bir mücadele olanağı olarak değerlendireceğimiz, Türkiye gençliğinin 20 Ağustos’ta gerçekleştireceği Selçuk’taki özgürlük buluşması kampı, işte bu yüzden çok daha önemli bir yere oturuyor. Gençlik kampında, Türkiye gençliği de özgürlüğü nasıl alacağını ve mücadele olanaklarını tartışacak, birlikte tatil yapmanın tadına varacak, kolektif üretimi hayata geçirecek ve mücadeleyi daha da yükselmek için kararlar alacak. Kapitalizmin krizine ve sermayeye karşı mücadele eden dünya gençliği, tıpkı olimpiyat meşaleleri gibi özgürlük meşalesini ülkeden ülkeye yayıyor. Gençliğin özgürlük meşalesi, Türkiye’de de 20 Ağustos’ta Selçuk’tan da geçecek. Haydi, biz de bu meşaleyi yakmak için, İzmir’de buluşmaya!

ÖNCEKİ HABER

Şilili öğrencilere Avrupa’dan destek geldi

SONRAKİ HABER

Gençlik kampına Kocaeli’den çağrı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...