19 Mayıs 1999 21:00
Düşünceye özgürlük balonları
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Ortaköy'de düşünceye özgürlük için halen hapiste bulunan 'düşünce suçluları'nın adının yazılı olduğu balonları denize saldı.
Düşünceye özgürlük balonları
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Ortaköy Meydanı'nda düşünceye özgürlük için üzerinde halen hapiste bulunan 'düşünce suçluları'nın adının yazılı olduğu balonları denize saldı.
Düşünceye özgürlük için dün Ortaköy Meydanı'nda bir araya gelen İHD'liler, ellerindeki balonları düşüncenin özgür olması için denize saldılar. Balonların denize salınmasından önce konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin, Türkiye'de düşüncelerin açıklanmasına kesinlikle izin verilmediğini söyledi. Keskin, önceki gün Gazeteci-Yazar Oral Çalışlar'ın 1993 yılında yaptığı söyleşiden dolayı hapis cezası aldığını hatırlatarak, düşünceye bir cezanın daha verildiğini belirtti.
'Düşüncelerden korkmamalıyız'
İHD Genel Başkanı Akın Birdal'ın yakında cezaevine gireceğini kaydeden Keskin, "Birdal, gizli güçler tarafından öldürülmek istendi. O ceza aldı, ancak onu öldürmek isteyenler ceza almadı" diye konuştu. Keskin, birlikte yaşabilmek için insanların birbirini tanıması gerektiğine dikkat çekerek, "Düşüncelerden korkmamalıyız" dedi.
Keskin'in konuşmasının ardından İnsan Hakları Derneği yöneticileri ve üyeleri, üstünde düşüncelerinden dolayı ceza almış olan, Yazar Eşber Yağmurdereli ve Yalçın Küçük, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, Gazeteci Nurettin Şirin ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın isimlerinin yazılı olduğu balonları denize saldılar.
'Düşünceye ve düşünenlere özgürlük'
İHD Genel Sekreteri Hüsnü Öndül, Gazeteci Oral Çalışlar'a ceza verilmesini kınayarak, Çalışlar'la dayanışma içinde olduklarını belirtti. Öndül, dün yaptığı yazılı açıklamada, gazetecilerin sayısal olarak en sık ve çok ceza yaptırımı ile karşılaşan kesim olduğunu; çünkü onların halkın doğru haber alma hakkının gereği olarak, sürekli bilgiye ulaşma, elde etme, yorumlama ve yayma eyleminde bulunduklarını kaydetti. Öndül, Çalışlar'ın, halkının doğru bilgiye ulaşması için kitap yazma ve yayma eyleminde bulunduğunu belirterek, "Çalışlar, toplum adına, sorun olarak gördüğü konularda, soru sordu. Soru sormanın cezalandırıldığı bir ülkede yaşıyoruz" dedi.
"Muzaffer İlhan Erdost eleştirmek için alıntı yapması nedeniyle cezalandırılmadı mı?" diyen Öndül, cezalandırılanların adlarının, bazen Beşikçi, bazen Küçük, bazen Perinçek, Erdost, Gerger, Yağmurdereli, Keskin ya da Birdal olabildiğini dile getirdi. Öndül, "Sırada kim bilir kaç bin kişi var, yazdığı, söylediği, ürettiği için cezalandırılmak istenen. Düşünceye ve düşünenlere özgürlük istiyoruz" dedi.
Öndül, İHD'nin 3'üncü kez başlattığı Düşünceye Özgürlük Kampayası'nın sürdüğünü, Akın Birdal'ın, şube şube dolaşarak görüşmeler yaptığını belirterek, 29 Mayıs'ta Düşünceye Özgürlük Yürüyüşü, 30 Mayıs'ta da Ankara'da Düşünceye Özgürlük Mitingi'nin olduğunu hatırlattı. Öndül, Birdal'ın 3 Haziran'da cezaevine uğurlanacağını, 1 Ekim'de toplanan imzaların TBMM Başkanlığı'na gönderileceğini bildirdi.
TYS: Yasaklar kaldırılsın
Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) 2. Başkanı Kemal Özer, düşünce ve düşünceyi ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve Çalışlar'a hapis cezası verilmesine tepki gösterdi. Özer, yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde bir yandan düşünce ve düşünceyi ifade özgürlüğünü engelleyici yargı kararlarının art arda geldiğini, bir yandan da TRT'de yapılan kültür programlarının birer birer yayından kaldırıldığını kaydetti. Muzaffer İlhan Erdost'un kitabından dolayı aldığı cezanın kamuoyunda tartışıldığı bir sırada, yine kitabından dolayı Çalışlar'ın mahkûm edildiğini ifade eden Özer, "Düşünce ve düşünceyi ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmasını bir kez daha vurguluyor, sanat ve kültür yaşamımızı geliştirici yeni programlar yerine devlet televizyonundaki kısıtlayıcı uygulamanın durdurulmasını talep ediyoruz" dedi.
Fikri Sağlar'dan tepki
CHP İçel eski Milletvekili Fikri Sağlar da, Gazeteci-Yazar Oral Çalışlar'ın hapis cezasına çarptırılmasının, halkın haber alma hakkına ve gazetecilik mesleğine yönelik bir saldırı olduğunu belirtti. Sağlar, yazılı açıklamasında, Çalışlar'ın şahsında Türkiye'nin aydınlık geleceğinin mahkûm edilmek istendiğini söyleyerek, Çalışlar'a verilen cezanın 21. yüzyıla girerken Türkiye'nin siciline işlenmiş bir kara leke olduğunu kaydetti. Sağlar, "Bu cezayla Türkiye'nin aydınlık geleceğine yönelik umutlar söndürülmek ve demokratik gelişme sürecimiz tersine çevrilmek istenmiştir" dedi. Yazarını, çizerini, gazetecisini, aydınını düşüncelerinden, hatta bunun da ötesinde, mesleklerini objektif ölçüler dahilinde yapmalarından dolayı zindanlara atan bir yönetim anlayışının, Türkiye'yi 21. yüzyıla taşımasının olanaklı olmadığını belirten Sağlar, şöyle devam etti: "Yazarı-çizeri, aydını yani düşünen insanı hapislerde; hırsızı, soyguncusu, katili, tarikatçısı yönetimde olan bir Türkiye tablosu, ne Atatürk'ün kurduğu ve dünyadaki tüm 'mazlum milletlere' örnek olmuş bağımsızlık, özgürlük sembolü laik-demokratik ve çağdaş cumhuriyetle, ne 21. yüzyıl dünyası ne de Türkiye'nin emekçi halkının özlem ve çıkarlarıyla uyuşur." Bu tablonun çarpık bir tablo olduğunu ifade eden Sağlar, "Bu tablo, 50 yıllık mafya-tarikat düzeninin kirli tablosudur. Ancak bu tabloyu yaratan zihniyet, Oral Çalışlar ve benzeri aydınlık öncülerini hapislere tıkarak tükeniş ve iflaslarını daha da hızlandırmaktadır. Gelecek, Oral Çalışlar ve onun şahsında zindanlara atılmak istenen aydınlık Türkiye idealinin olacaktır. Tarihi bu doğru rotasına sokmak için şimdi her zamankinden daha fazla mücadele ve birliğe ihtiyaç vardır" dedi. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön
Sanatçılar ülkücü saldırıyı protesto etti
Faşizm Karşıtı Sanatçılar, 12 Mayıs'ı 13 Mayıs'a bağlayan gece, Dilaver Eren'in evinde türkü söyleyen Erdal Erzincan, Yılmaz Çelik, Dilaver Eren ve arkadaşlarına, ülkücü olduğu tespit edilen kişiler tarafından pompalı tüfekle ateş açılmasına tepki göstererek, "Arkadaşlarımıza atılan her kurşun sanata ve dolayısıyla bize atılmıştır" dediler.
Dün saat 12.00'de Nazım Kültürevi'nde bir araya gelen sanatçılar, bu olayın ülkücülerin değiştiğinin sık sık vurgulandığı şu günlerde, faşizmin büyük tahammülsüzlüğünün çarpıcı bir örneği olduğunu belirttiler. Ortak basın açıklamasında, basının olayı kamuoyuna yansıtırken yaptığı hatayı düzeltmesi istenerek, olayın "gürültü yapan komşusunu vurma" ve "basit bir adli vaka" olmadığı vurgulandı. Açıklamada, şöyle denildi: "Bugünden itibaren herkesin kapısı gece yarısı, arkasında pompalı tüfeğini gizleyen faşist komşusu tarafından çalınabilir; Türkiye'yi bu hale getirdiler. Türkiye'de faşizmin mayası tutmayacak, tutturmayacağız. Şarkılarımızla, türkülerimizle, şiirlerimizle, resimlerimizle, kalemlerimizle faşizme rahatsızlık vermeye devam edeceğiz. Faşizm Karşıtı Sanatçılar'dan faşizme rahat yok. Faşizmi rahatsız etmeye devam edeceğiz; özür dilemeye de niyetimiz yok."
Açıklamanın ardından söz alan Emin Karaca, yaptığı kısa konuşmada, seçimlerden önce katledilen SİP'li Süleyman Duman'ı andı. Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sıdıka Su ise, bu ülkenin faşistlerden çok çektiğini kaydetti. Basın toplantısına ayrıca, SİP Genel Başkanı Aydemir Güler, İHD yöneticileri, HADEP Kadıköy ilçe başkanı katıldı.
Basın açıklamasına imza atan sanatçılar:
Aclan Uras, Ahmet Mürted, Ahmet Soner, Ali Ekber Eren, Alp Tamer Ulukılıç, Arzu Görücü, Baytekin Kara, Belkıs Akkale, BEKSAV Sanatçıları, Betül Çetinay, Birol Topaloğlu, Bulunmaz Kültür Merkezi Sanatçıları, Bülent Somay, Cengiz Gündoğdu, Edip Akbayram, Emin İgüs, Emin Karaca, Ender Özkahraman, Erol Parlak, Ezginin Günlüğü, Ferhat Tunç, Galip Gür, Grup Munzur, Grup Yankı, Gülay, Gülcihan Koç, Güngör Gençay, Halil Nebiler, Haluk Çobanoğlu, Havva Karadaş, Himmet Tuncez, Hüseyin Kuzu, Hüsnü Arkan, İlkay Akkaya, İsmail Özden, Kemal Kahraman, Kıymet Erzincan, Kızılırmak, Kubilay Dinçer, Mazlum Çimen, Mehmet Kına, Metin Fındıkçı, Metin Kahraman, Metin Karataş, Mesut Eren, Mina Urgan, MKM Sanatçıları, Moğollar, Muammer Ketencoğlu, Mustafa Köz, Nazım Kültürevi Sanatçıları, Nejat Yavaşoğulları, Nuh Ömer Çetinay, Orhan Alkaya, Orhan İyiler, Ömer Özgeç, Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı, Sabahat Akkiraz, Sadık Gürbüz, Salih Nazım Peker, Semir Aslanyürek, Serdar Şencan, Sunay Akın, Suavi, Şehir Işıkları, Turgut Çeviker, Ulaş Özdemir, Yeşim Ustaoğlu, Yücel Tunca.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Ortaköy Meydanı'nda düşünceye özgürlük için üzerinde halen hapiste bulunan 'düşünce suçluları'nın adının yazılı olduğu balonları denize saldı.
Düşünceye özgürlük için dün Ortaköy Meydanı'nda bir araya gelen İHD'liler, ellerindeki balonları düşüncenin özgür olması için denize saldılar. Balonların denize salınmasından önce konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin, Türkiye'de düşüncelerin açıklanmasına kesinlikle izin verilmediğini söyledi. Keskin, önceki gün Gazeteci-Yazar Oral Çalışlar'ın 1993 yılında yaptığı söyleşiden dolayı hapis cezası aldığını hatırlatarak, düşünceye bir cezanın daha verildiğini belirtti.
'Düşüncelerden korkmamalıyız'
İHD Genel Başkanı Akın Birdal'ın yakında cezaevine gireceğini kaydeden Keskin, "Birdal, gizli güçler tarafından öldürülmek istendi. O ceza aldı, ancak onu öldürmek isteyenler ceza almadı" diye konuştu. Keskin, birlikte yaşabilmek için insanların birbirini tanıması gerektiğine dikkat çekerek, "Düşüncelerden korkmamalıyız" dedi.
Keskin'in konuşmasının ardından İnsan Hakları Derneği yöneticileri ve üyeleri, üstünde düşüncelerinden dolayı ceza almış olan, Yazar Eşber Yağmurdereli ve Yalçın Küçük, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, Gazeteci Nurettin Şirin ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın isimlerinin yazılı olduğu balonları denize saldılar.
'Düşünceye ve düşünenlere özgürlük'
İHD Genel Sekreteri Hüsnü Öndül, Gazeteci Oral Çalışlar'a ceza verilmesini kınayarak, Çalışlar'la dayanışma içinde olduklarını belirtti. Öndül, dün yaptığı yazılı açıklamada, gazetecilerin sayısal olarak en sık ve çok ceza yaptırımı ile karşılaşan kesim olduğunu; çünkü onların halkın doğru haber alma hakkının gereği olarak, sürekli bilgiye ulaşma, elde etme, yorumlama ve yayma eyleminde bulunduklarını kaydetti. Öndül, Çalışlar'ın, halkının doğru bilgiye ulaşması için kitap yazma ve yayma eyleminde bulunduğunu belirterek, "Çalışlar, toplum adına, sorun olarak gördüğü konularda, soru sordu. Soru sormanın cezalandırıldığı bir ülkede yaşıyoruz" dedi.
"Muzaffer İlhan Erdost eleştirmek için alıntı yapması nedeniyle cezalandırılmadı mı?" diyen Öndül, cezalandırılanların adlarının, bazen Beşikçi, bazen Küçük, bazen Perinçek, Erdost, Gerger, Yağmurdereli, Keskin ya da Birdal olabildiğini dile getirdi. Öndül, "Sırada kim bilir kaç bin kişi var, yazdığı, söylediği, ürettiği için cezalandırılmak istenen. Düşünceye ve düşünenlere özgürlük istiyoruz" dedi.
Öndül, İHD'nin 3'üncü kez başlattığı Düşünceye Özgürlük Kampayası'nın sürdüğünü, Akın Birdal'ın, şube şube dolaşarak görüşmeler yaptığını belirterek, 29 Mayıs'ta Düşünceye Özgürlük Yürüyüşü, 30 Mayıs'ta da Ankara'da Düşünceye Özgürlük Mitingi'nin olduğunu hatırlattı. Öndül, Birdal'ın 3 Haziran'da cezaevine uğurlanacağını, 1 Ekim'de toplanan imzaların TBMM Başkanlığı'na gönderileceğini bildirdi.
TYS: Yasaklar kaldırılsın
Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) 2. Başkanı Kemal Özer, düşünce ve düşünceyi ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve Çalışlar'a hapis cezası verilmesine tepki gösterdi. Özer, yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde bir yandan düşünce ve düşünceyi ifade özgürlüğünü engelleyici yargı kararlarının art arda geldiğini, bir yandan da TRT'de yapılan kültür programlarının birer birer yayından kaldırıldığını kaydetti. Muzaffer İlhan Erdost'un kitabından dolayı aldığı cezanın kamuoyunda tartışıldığı bir sırada, yine kitabından dolayı Çalışlar'ın mahkûm edildiğini ifade eden Özer, "Düşünce ve düşünceyi ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmasını bir kez daha vurguluyor, sanat ve kültür yaşamımızı geliştirici yeni programlar yerine devlet televizyonundaki kısıtlayıcı uygulamanın durdurulmasını talep ediyoruz" dedi.
Fikri Sağlar'dan tepki
CHP İçel eski Milletvekili Fikri Sağlar da, Gazeteci-Yazar Oral Çalışlar'ın hapis cezasına çarptırılmasının, halkın haber alma hakkına ve gazetecilik mesleğine yönelik bir saldırı olduğunu belirtti. Sağlar, yazılı açıklamasında, Çalışlar'ın şahsında Türkiye'nin aydınlık geleceğinin mahkûm edilmek istendiğini söyleyerek, Çalışlar'a verilen cezanın 21. yüzyıla girerken Türkiye'nin siciline işlenmiş bir kara leke olduğunu kaydetti. Sağlar, "Bu cezayla Türkiye'nin aydınlık geleceğine yönelik umutlar söndürülmek ve demokratik gelişme sürecimiz tersine çevrilmek istenmiştir" dedi. Yazarını, çizerini, gazetecisini, aydınını düşüncelerinden, hatta bunun da ötesinde, mesleklerini objektif ölçüler dahilinde yapmalarından dolayı zindanlara atan bir yönetim anlayışının, Türkiye'yi 21. yüzyıla taşımasının olanaklı olmadığını belirten Sağlar, şöyle devam etti: "Yazarı-çizeri, aydını yani düşünen insanı hapislerde; hırsızı, soyguncusu, katili, tarikatçısı yönetimde olan bir Türkiye tablosu, ne Atatürk'ün kurduğu ve dünyadaki tüm 'mazlum milletlere' örnek olmuş bağımsızlık, özgürlük sembolü laik-demokratik ve çağdaş cumhuriyetle, ne 21. yüzyıl dünyası ne de Türkiye'nin emekçi halkının özlem ve çıkarlarıyla uyuşur." Bu tablonun çarpık bir tablo olduğunu ifade eden Sağlar, "Bu tablo, 50 yıllık mafya-tarikat düzeninin kirli tablosudur. Ancak bu tabloyu yaratan zihniyet, Oral Çalışlar ve benzeri aydınlık öncülerini hapislere tıkarak tükeniş ve iflaslarını daha da hızlandırmaktadır. Gelecek, Oral Çalışlar ve onun şahsında zindanlara atılmak istenen aydınlık Türkiye idealinin olacaktır. Tarihi bu doğru rotasına sokmak için şimdi her zamankinden daha fazla mücadele ve birliğe ihtiyaç vardır" dedi. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dönSanatçılar ülkücü saldırıyı protesto etti
Faşizm Karşıtı Sanatçılar, 12 Mayıs'ı 13 Mayıs'a bağlayan gece, Dilaver Eren'in evinde türkü söyleyen Erdal Erzincan, Yılmaz Çelik, Dilaver Eren ve arkadaşlarına, ülkücü olduğu tespit edilen kişiler tarafından pompalı tüfekle ateş açılmasına tepki göstererek, "Arkadaşlarımıza atılan her kurşun sanata ve dolayısıyla bize atılmıştır" dediler.
Dün saat 12.00'de Nazım Kültürevi'nde bir araya gelen sanatçılar, bu olayın ülkücülerin değiştiğinin sık sık vurgulandığı şu günlerde, faşizmin büyük tahammülsüzlüğünün çarpıcı bir örneği olduğunu belirttiler. Ortak basın açıklamasında, basının olayı kamuoyuna yansıtırken yaptığı hatayı düzeltmesi istenerek, olayın "gürültü yapan komşusunu vurma" ve "basit bir adli vaka" olmadığı vurgulandı. Açıklamada, şöyle denildi: "Bugünden itibaren herkesin kapısı gece yarısı, arkasında pompalı tüfeğini gizleyen faşist komşusu tarafından çalınabilir; Türkiye'yi bu hale getirdiler. Türkiye'de faşizmin mayası tutmayacak, tutturmayacağız. Şarkılarımızla, türkülerimizle, şiirlerimizle, resimlerimizle, kalemlerimizle faşizme rahatsızlık vermeye devam edeceğiz. Faşizm Karşıtı Sanatçılar'dan faşizme rahat yok. Faşizmi rahatsız etmeye devam edeceğiz; özür dilemeye de niyetimiz yok."
Açıklamanın ardından söz alan Emin Karaca, yaptığı kısa konuşmada, seçimlerden önce katledilen SİP'li Süleyman Duman'ı andı. Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sıdıka Su ise, bu ülkenin faşistlerden çok çektiğini kaydetti. Basın toplantısına ayrıca, SİP Genel Başkanı Aydemir Güler, İHD yöneticileri, HADEP Kadıköy ilçe başkanı katıldı.
Basın açıklamasına imza atan sanatçılar:
Aclan Uras, Ahmet Mürted, Ahmet Soner, Ali Ekber Eren, Alp Tamer Ulukılıç, Arzu Görücü, Baytekin Kara, Belkıs Akkale, BEKSAV Sanatçıları, Betül Çetinay, Birol Topaloğlu, Bulunmaz Kültür Merkezi Sanatçıları, Bülent Somay, Cengiz Gündoğdu, Edip Akbayram, Emin İgüs, Emin Karaca, Ender Özkahraman, Erol Parlak, Ezginin Günlüğü, Ferhat Tunç, Galip Gür, Grup Munzur, Grup Yankı, Gülay, Gülcihan Koç, Güngör Gençay, Halil Nebiler, Haluk Çobanoğlu, Havva Karadaş, Himmet Tuncez, Hüseyin Kuzu, Hüsnü Arkan, İlkay Akkaya, İsmail Özden, Kemal Kahraman, Kıymet Erzincan, Kızılırmak, Kubilay Dinçer, Mazlum Çimen, Mehmet Kına, Metin Fındıkçı, Metin Kahraman, Metin Karataş, Mesut Eren, Mina Urgan, MKM Sanatçıları, Moğollar, Muammer Ketencoğlu, Mustafa Köz, Nazım Kültürevi Sanatçıları, Nejat Yavaşoğulları, Nuh Ömer Çetinay, Orhan Alkaya, Orhan İyiler, Ömer Özgeç, Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı, Sabahat Akkiraz, Sadık Gürbüz, Salih Nazım Peker, Semir Aslanyürek, Serdar Şencan, Sunay Akın, Suavi, Şehir Işıkları, Turgut Çeviker, Ulaş Özdemir, Yeşim Ustaoğlu, Yücel Tunca.
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
