18 Mayıs 1999 21:00

Nisan ayında yine yasak, yine baskı

İnsan hakları ihlalleri nisan ayında da tüm hızıyla sürdü. 7078 kişi gözaltına alındı, düşünce özgürlüğü talebine 220 yıl hapis verildi, 24 kişi yargısız infaza kurban gitti.

Paylaş
Nisan ayında yine yasak, yine baskı
16 Mart katliamı davasının Susurluk'la bağlantısını kurmamakta direnen mahkeme, yine Susurluk Raporu'nun tekrar istenilmesinin gerekli olmadığı kararını verdi. Davanın müdahil avukatı Cem Alptekin, Başbakanlık Hukuk Müşavirliği'nden gönderilen yazıların yeterli olmadığını belirterek, mahkeme heyetine sansür uygulandığını vurguladı. Sanıkları delil yetersizliğinden serbest bırakıldıktan sonra yeni delillerin ortaya çıkmasıyla ikinci defa açılan 16 Mart katliamı davasına, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya müdahil avukatlar katılırken, gıyabi tutuklu sanık eski polis Mustafa Doğan ve Özgün Koç ile tutuksuz sanık Latif Aktı gelmedi. Mahkemeye Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nden gönderilen bir çuval dosyanın okunmasının mümkün olmadığını belirten Müdahil Avukat Cem Alptekin, dosyalar incelendikten sonra beyanda bulanacağını söyledi. Alptekin, Başbakanlık Hukuk Müşavirliği'nden 16 Mart katliamı ve Susurluk Raporu'yla ilgili gelen yazının yeterli olmadığını ifade ederek, Susurluk'la ilgili basında çıkan haberlere dikkat çekti.
Alptekin, "Basına uygulanmayan sansür, mahkeme heyetine uygulanmıştır. Bu gibi olaylar salt bir cinayet olayı değildir. Raporun tamamının mahkemeye gönderilmesini talep ediyoruz" dedi.
Ev Korkut Özal'ındı
Müdahil avukatlardan Hilmi Ata ise, sanık olan ama mahkemeye bir türlü gelmeyen Özgün Koç'un ifadesinin alınması için gıyabi tutuklama kararının çıkarılmasını istedi. 16 Mart katliamında adı geçen Mehmet Gül, Sıddık Polat ve Erganeli Ahmet'in olaydan önce Korkut Özal'a ait olduğu iddia edilen bir evde kaldıklarını söyleyen Hilmi Avta, Korkut Özal'ın tanık olarak dinlenmesi taleplerini yineledi. Ata, bu evin o dönem Korkut Özal'a ait olduğunun Tapu Dairesi kayıtlarına bakıldığında anlaşılacağını kaydetti. Mahkeme heyeti, Susurluk Raporu'nun tekrar istenilmesinin gerekli olmadığına, Korkut Özal'a ait tapu kayıtlarının esasa etkili olmayacağından dolayı reddine, sanık Mustafa Doğan ve Özgür Koç'un gıyaben tutukluluğunun devamına karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Nisan ayının ihlal bilançosu
Faili meçhul cinayetler15
Yargısız infaz, işkence ve gözaltında ölümler24
Çatışmada ölenler86
Sivillere yönelik eylemler3 ölü,
20 yaralı
Kayıp savı1
İşkence görenler ve işkence savı44
Gözaltına alınanlar7078
Tutuklamalar256
Saldırıya uğrayan, baskı ve tehditlere maruz kalan84
Boşaltılan-yakılan köy ve mezra-
Cezaevinde tutuklulara saldırılar7 yaralı
İşten atılan kişi sayısı842
Bombalanan ve kundaklanan yer62
Kapatılan siyasi kuruluş ve yayın organı21
Baskına uğrayan, siyasi kuruluş ve yayın organı37
Toplatılan ve yasaklanan yayın19
İstenen hapis ve para cezaları33 yıl, 6 ay hapis
Verilen hapis ve para cezaları220 yıl, 2 ay ve 503 milyon TL
Cezaevinde bulunan "düşünce suçluları"148
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Gazeteciliği yargıladılar ve ceza verdiler
Düşünce özgürlüğü tartışmalarının yoğunlaştığı bugünlerde, bir gazeteci daha, düşüncesini açıkladığı için demir parmaklıklar ardına gönderiliyor. PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan ve Kemal Burkay ile yaptığı söyleşiyi topladığı "Öcalan, Burkay ve Kürt Sorunu" adlı kitabında bölücülük yaptığı iddiasıyla yargılanan Gazeteci-Yazar Oral Çalışlar, hapis cezasına çarptırıldı. Çalışlar, "Yargılanan düşünce de değil, gazetecilik oldu. Bundan sonra DGM'ye mi gelip kiminle röportaj yapacağımızı soracağız" diyerek yargıyı sert dille eleştirdi.
Cumhuriyet gazetesinde yazı dizisi halinde yayınlanan PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan ve Kemal Burkay ile yapılan röportajın, Pencere Yayınevi tarafından kitaplaştırılmasının ardından TMY'nın 8/1 maddesine göre bölücülük iddiasıyla yargılanan Gazeteci-Yazar Oral Çalışlar ve Pencere Yayınevi sahibi Muzaffer Erdoğdu, dün İstanbul 1 No'lu DGM'de hakim karşısına çıktı. 7 sayfadan oluşan savunma dilekçesini okuyan Çalışlar, kendisinin bugüne kadar hiçbir yazısına dava açılmadığını, bölücülük yapmadığını söyledi. Çalışlar, "Ben Öcalan ve Burkay ile söyleşi yaptım. Amacım bölücülük müydü? Yani bu söyleşileri Türkiye'yi bölme kastıyla mı yaptım?" diyerek bir gazetecinin sırf başkasıyla görüştü diye bölücü sayılamayacağını ifade etti.
'Cezalandırma tehdidi ile yaşıyorum'
Öcalan ile bugüne kadar birçok kişinin söyleşi yaptığını söyleyen Çalışlar, mahkeme heyetine, "Bana söyledikleri farklı mıydı? Yani bana konuşurken suç işlemişler. Diğer gazeteci arkadaşlara konuşurken farklı şeyler mi söylemişlerdi?" diye sordu. Yaptığı söyleşiden dolayı mahkûm edilmek istenmesinin, Türkiye'nin içinde yaşadığı gerçeklik açısından önem taşıdığını vurgulayan Çalışlar, "Ben gazeteciyim, araştırmacıyım. İşim insanlarla söyleşi yapmak, düşüncelerimi yazıyla dile getirmek" dedi. Çalışlar, 6 yıldır cezalandırma tehdidi ile yaşadığını belirtti. Yayınevi sahibi Erdoğdu ise kitapların yasaklanmayacağı bir ülkede yaşamak istediğini söyledi.
Hakim albaydan karşı oy
Savcılığın bir çelişkisini de dillendiren Çalışlar, suçlanan kitabın, gazetede 10'ar gün boyunca süren yazı dizilerinin ardından yayınlandığını söyleyen Çalışlar, bu yazı dizileri hakkında dava açılmadığına dikkat çekti. Kitap ve gazetede yayınlanan söyleşilerin göz önünde bulundurulduğu takdirde her ikisinin de aynı olduğunun görüleceğini söyleyen Çalışlar, suç kastının oluşmadığını ifade etti. Duruşmaya ara veren mahkeme, TMY'nın 8/1 maddesine göre bölücülük yaptığı gerekçesiyle Çalışlar'ın 1 yıl 1 ay 10 gün hapis ve 111 milyon 111 bin 110 lira para cezasına çarptırılmasına karar verdi. Heyet, yayınevi sahibi için ise verilecek hükmün ertelenmesine karar verdi. Karara, Hakim Albay D.Ali Başaran'ın karşı oy vermesi dikkat çekti.
Güreli: 'Düşünce hâlâ suç'
Birçok gazeteci ve yazarın katıldığı duruşma sonrası basına açıklama yapan TGC Başkanı Nail Güreli, açıklanan düşüncenin hâlâ suç sayıldığı bir ülkede yaşadıklarını söyleyerek, özgürlüğün ve demokrasinin kısıtlanamayacağını söyledi. Çalışlar ise Türkiye'nin uluslararası sözleşmelere imza attığını, ancak bunlara uymadığını ifade etti.
Çalışlar, "Burada düşünce değil, gazetecilik yargılanmıştır. Bundan sonra söyleşi yapacağımız zaman DGM'den mi izin alalım" diye konuşarak herkesi tavır almaya çağırdı. İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman ve TBMM başkan adayı Aydın Güven Gürkan da kararı protesto ettiler. ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç da yaptığı yazılı açıklamada, hakimlerin Türkiye'nin imzaladığı uluslararası anlaşmalara uygun davranma cesaretini gösteremediğini bildirdi.
ÖNCEKİ HABER

Kristal-İş cam işçilerini sattı

SONRAKİ HABER

Yurdundan sürgün bir sergi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...