14 Mayıs 1999 21:00

Demirel'e seçim raporu

Bir araştırma şirketinden seçimlerin değerlendirmesini isteyen Demirel'e sunulan raporda, FP'nin MHP tabanından aldığı ödünç oyu geri verdiği ifade edildi.

Paylaş
Demirel'e seçim raporu
18 Nisan seçim sonuçları başta siyasi partiler olmak üzere birçok kesimin araştırma konusu haline gelirken, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de bir araştırma şirketinden seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirme istedi.
Şirketin Demirel'e verdiği değerlendirme raporunda, FP'nin oy oranındaki düşüş, MHP tabanından aldığı ödünç oyları geri vermesi ile açıklandı. Alparslan Türkeş'in sağ olması halinde MHP'nin oy oranının bu denli yükselmeyeceğine, Necmettin Erbakan müdahale etmeseydi FP'nin bu denli gerilemeyeceğine işaret edilen raporda, DYP ve CHP oylarının DSP'ye kaydığı belirtildi.
MHP oylarını geri aldı
1999 seçim sonuçlarına ilişkin bölgesel değerlendirmelerin yapıldığı raporun sonuç bölümünde ana hatlarıyla şu saptamalara yerverildi:
"Seçimlerde MHP'nin aşırı oy kazandığı, FP'nin aşırı oy kaybettiği düşüncesi yanlıştır. RP geçen seçimden önce yaşanan bazı olaylar nedeniyle MHP tabanının önemli bir bölümünden ödünç oy almıştı. Bu oylar en azından 4-5 puan civarındaydı. FP bu oyları tutamadı. Ancak iki partinin oylarının iki sene içinde bu ölçüde değişmesi MHP'lilerin bu seçimde kendi partilerini tercih etmelerinin sonucudur.
Türkeş sağ olsaydı muhtemelen MHP bu oranda oy alamayacaktı. Liderini kaybetmiş olması yüzünden MHP'nin yaşaması beklenen zaaf gerçekleşmedi. Aslında Türkiye'de lider önemlidir ama sadece bazı siyasi hareketler için geçerlidir. Genellikle sanıldığının aksine MHP'de liderin önemli olmadığı görülmüştür. Benzer şekilde yine sanıldığının aksine RP-FP çizgisi ile CHP'de de liderler tayin edici değildir.
Erbakan'ın müdahalesi
Eğer Erbakan seçim döneminde FP'ye müdahale etmemiş olsaydı muhtemelen FP bu ölçüde gerilemeyecekti. (Komplocu bir bakışla Erbakan'ın bunu görmüş olduğu, kendisinden bağımsız güçlü bir partinin, seçimden ilerleyerek çıkmış bir FP'nin kendi siyasi istikbalini nasıl etkileyeceğini düşünmüş olduğu, bu yüzden olmadık zamanda partiye ellerini soktuğu düşünülebilir.)
MHP, FP ve CHP Türkiye'nin (modern) ve (modernist) partileridir. Modern olan lidere/şahsa bağlı olmaz, kurumsaldır. MHP'nin liderini kaybettikten sonra ve (silik) bir başkanla yaptığı atak bu tespiti tek başına ispatlamıştır. 'Geleneksel'in partisi olan DYP ile 'postmodern' vasıflar sergileyen DSP ve ANAP'ta ise lider çok önemlidir.
Oy kaymaları
Ülke genelinde kayıplar ve kazançların seçim çevresi bazında korelasyonları alındığında en yüksek korelasyon DSP-DYP arasındadır. Sonra sırasıyla DSP-CHP, DSP-ANAP, MHP-ANAP, MHP-FP, DSP-FP, MHP-DYP ve MHP-CHP gelmektedir. Buna göre en yüksek oy kaymaları DYP ve CHP'den DSP'ye gerçekleşmiştir. Sanıldığının aksine DYP'den MHP'ye değil, DSP'ye yöneliş olmuştur.
Bu seçimde en az 12 milyon 500 bin kişi tercih değiştirdi. Bu olağanüstü bir orandır. Değişmez olan seçimin bugünkü sonuçları değil, büyük ölçekli oy kaymalarının mümkün olmasıydı. İhmal edilen bu oldu. Halbuki Türkiye'de siyasetin makul bir zemini olarak seçmenlerin siyasi aidiyetleri ciddi oranda zaafa uğramıştır. Seçim sonuçları bu zaafı bütün çıplaklığı ile ortaya koydu.
ANAP ve DYP'ye ne oldu
ANAP geçen seçimde BBP ile yaptığı işbirliği sayesinde kazandığı oyları koruyamadı, ama bu işbirliği yüzünden kaybetmiş olduğu oyları geri alamadı.
DYP geçen seçimde izlediği anti RP politikalar sayısında kazandığı oyları koruyamadı ama bu politika yüzünden kaybetmiş olduklarını, bu politikayı terk edince kazanamadı. Ancak DYP'nin ANAP'tan farkı geçen seçimde anti RP kampanyası sırasında ortaya çıkan "Avrupalı/Avrupacı" imaja reaksiyon gösteren bölgelerde nispi olarak da olsa kendisini toparlamasıdır. Bunun sonucunda DYP bu seçimde ANAP'tan daha iyi bir sonuçla çıkacaktı. Ancak en güçlü olduğu bölgedeki kırsal oylarını kaybetmesi DYP'nin seçimden 14 puanla çıkmasını önledi.
18 Nisan'da ortaya çıkan sonuçlara göre ülkenin en büyük üç partisi -HADEP sayılmazsa- oyları en dengesiz dağılmış olan partilerdir. 1995'in birinci partisi olan RP, oyları en dengesiz dağılmış olan ikinci partiydi. Oy oranı RP'ye çok yakın olan ANAP ve DYP'nin oyları ise oldukça dengeli dağılmışlardı. Bugün Türkiye'de siyaset yapmak, 1995-99 arasındakine kıyasla çok daha zordur. Söz konusu dönemde siyasetin yaşadığı sıkıntılar hatırlanacak olursa, önümüzdeki döneme iyimserlikle bakmak kolay değildir."
ÖNCEKİ HABER

Üçüncü Kavakçı istifası

SONRAKİ HABER

'Sermaye saldırılarına karşı dayanışma'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...