08 Mayıs 1999 21:00

Sanatın matematikle dansı

Sanat tarihçileri Craig Adcock ve Linda Henderson, Duchamp'ın Poincaré'e -ve Lobachevsky ile Riemann gibi geometricilere- aşinalığını belgelemişlerdir.

Paylaş
Sanatın matematikle dansı
Henri Poincaré, bilimsel faaliyetlerinin derinlik ve kapsamıyla, matematikçiler için tanıdık bir isim. Bugünlerde, kaos olarak bilinen devrimci bilimsel teorinin matematiğinin yaratıcısı olarak tartışılıyor. Ama 19. yüzyılın sonunda yaşamış bu Fransız matematikçi, sanat dünyasında da benzer bir devrime ilham kaynağı olmuş olabilir. New Yorklu sanatçı Rhonda Roland Shearer, yazdığı bir makalede, Poincaré'in yazdığı bilimsel bir denemenin, sanatçı Marcel Duchamp'ı etkileyerek yeni bir sanatsal ifade yolunun açılmasına neden olduğunu söylüyor.
Duchamp, "hazır"ları ile, tanınır. "Hazır", bir şişe açacağı, şapka askısı veya kar küreği gibi, sıradan günlük kullanım nesnesidir; ama sanatçı onlara, işlevleri ile tamamen ilişkisiz isimler verir.
Peki Duchamp "hazır" fikrini nereden almıştı?
Uzun bir süredir sanat ile matematik arasındaki ilişkiyle ilgilenen Shearer, Duchamp'ın "hazır" terimini, Poincaré'in 1908 tarihli Bilim ve Yöntem adlı makalesinde buluyor. Poincaré, matematiksel yaratım üzerine bir bölümde, bilinçsiz süreçlerin, aktif düşünce periyodları dışındaki dönemlerde fikir süzmeye devam ettiğinden bahsetmekte. Bu eleme sürecinde keşfedilen verimli kombinasyonlar ise, estetik çekicilikleri sayesinde bilinç düzeyine yükseltiliyorlar. Bir diğer deyişle, yaratıcı bir matematikçi, iyi bir fikri "beyin kökünü ısırmasından" tanıyan matematikçidir.
Poincaré'e göre, yaratım süreci, yoğunlaşmış ve bilinçli bir çalışma ile tetiklenir. Poincaré bir anısını da aktarır: Çok fazla kahve içtiği için uyuyamayan bilimci, aklının "fikirler tarafından istila edildiğini ve bu fikirlerin çarpışıp istikrarlı bir kombinasyon oluşturduğunu" hisseder. Ertesi sabah, haftalardır uğraştığı bir problemi çözmüştür (Bu anı, Paul Erdös'ün "Matematikçi, kahveyi teoremlere dönüştüren makinadır" sözünü doğruluyor gibi).
Duchamp'ın, Poincaré'in makalesini okuduğu kesin gibidir. Dönemin avangard sanatçıları, bilimsel ve matematik olan herşeye derin bir ilgi duyuyordu; listenin başında ise dört boyutlu ve Öklidyen olmayan geometriler vardı. Sanat tarihçileri Craig Adcock ve Linda Henderson, Duchamp'ın Poincaré'e -ve Lobachevsky ile Riemann gibi geometricilere- aşinalığını belgelemişlerdir. Duchamp'ın izinden giden bazıları, sanatçının bu matematikçilerin çalışmalarını incelediğini, ancak teoriyi "dinlenmeye" bıraktığını söyler. Duchamp, 1961 yılında yaptığı bir söyleşide "Doğal olarak" der, "Riemann'ın eserlerini ciddi bir biçimde okuyamadım, çünkü bunu yapacak yetenekten yoksundum." Bu sözler, onun Riemann matematiğine hayran olduğunu da gösteriyor.
"Poincaré'in yaratıcılık teorisi," der Shearer, "Duchamp'ın 'hazır'lar ve o anıtsal yapıtı Bekarları Tarafından Bile Çırılçıplak Bırakılan Gelin (Büyük Cam olarak da bilinir) ile neyi amaçladığını açıklamamıza yardımcı olur." Duchamp, 1912 tarihli bu resminin, "dördüncü boyuta ilk göz kırpma" olduğunu söylemiştir.
Shearer, "Hazır'lar, sadece beklenmedik kişisel sanat nesneleri değildi; daha geniş ve genel yaratım sürecini yeniden canlandıran deneysel bir oyunun parçalarıydılar" diye yazar.
Alt yarısı karmakarışık bir mekanizma, üst yarısı ise boş, sisli bir üç kanatlı resim olan (belki de bu, üç mantıksız fikri ifade ediyordu) Büyük Cam, Shearer'ın "Poincaré/Duchamp yaratıcı makinesi" olarak adlandırdığı mantıksız, ama tuhaf bir biçimde etkili iç işleyişi temsil etmektedir.
Shearer, Poincaré'ın kahvenin etkilerine ilişkin yaptığı canlı tanımlamaların da Duchamp'ı etkilediğini söyler. Duchamp, 1911 tarihli resmi Kahve Değirmeni'ni "uğraşının anahtarı" olarak değerlendirmiş ve bir sergisinde, odanın bir köşesinde kahve çekirdekleri kavrulmuştur. Duchamp, yayılan kahve kokusunu, serginin ayrılmaz bir parçası olarak nitelemiştir. Sanatçının en tanınmış ve şok edici 'hazır'ı olan Kaynak'ta da, kahve tiryakiliğine örtülü bir gönderme vardır.
Sanat tarihçileri ve diğerleri, Duchamp'ın yapıtlarını Poincaré bağlantısıyla yeniden değerlendirmeye başladılar. Duchamp'ın bilimci bir dostu, bir seferinde, onun "Henri Poincaré'a saplanıp kaldığını" söylemişti. Belki de dostunun, diğer sanatçılar gibi Einstein-Heisenberg trenine atlamadığını kastediyordu. Poincaré, kaos teorisi sayesinde yeniden popüler olurken, bir soru kafaları kurcalıyor: Bir sonraki çığır açan sanatçıyı hangi matematikçi etkileyecek?
ÖNCEKİ HABER

'Cinayetin asıl sorumluları serbest'

SONRAKİ HABER

Ustaoğlu Ankara'da da en iyi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa