6 Mayıs 1999 21:00
Avrupa hükümetleri zorda
Avrupa hükümetleri zorda
NATO'nun Yugoslavya'ya yönelik hava saldırıları yedinci haftasına girerken, Avrupa'da harekâta verilen kamuoyu desteği giderek düşüyor. Uzmanlar, bu durumun, NATO'nun kara işgali gibi muhtemel planlarını zora soktuğuna işaret ediyorlar.
NATO üyesi Avrupa ülkelerinde harekâta ilişkin görüşler, birbirinden büyük ölçüde farklı. Saldırının nedeninin Kosovalı Arnavutları "kurtarmak" olduğuna inanılan İngiltere'de geçtiğimiz hafta yapılan bir araştırma, NATO'ya desteğin yüzde 72 oranında olduğunu gösterdi. Yelpazenin öteki ucu olan Yunanistan'da ise, halkın tam yüzde 96'sı NATO saldırısına karşı.
Bölgesel farklılıklar
Tek bir ülkedeki bölgesel farklılıklar da, harekâta ilişkin görüşleri büyük ölçüde değiştiriyor. Batı Almanya'da harekâta destek yüzde 50 civarında olurken, Doğu Alman kökenlilerin büyük bölümü, Yugoslavya'nın bombalanmasına karşı çıkıyor.
Medya kampanyası tutmuyor
ABD'de yayınlanan Christian Science Monitor gazetesi, Avrupa kamuoyunun genel olarak "ikiye bölündüğünü" dile getiriyor. Çünkü Almanya, Fransa, İspanya, Polonya, İtalya ve Macaristan gibi ülkelerde saldırıya destek yüzde 50 civarında. Bu rakamlar, NATO kurmayları ve medya tarafından yürütülen bombardıman yanlısı kampanyanın pek de işe yaramadığını gösteriyor.
Clinton'ın ziyareti
Avrupa hükümetlerinin halkları karşısında giderek zor duruma düştüğünün en önemli göstergesi, Clinton'ın önceki gün başlayan Almanya ziyareti. ABD Başkanı, bu ziyaretle, saldırgan tutumu giderek daha fazla tepki görmeye başlayan sosyal demokrat Schröder hükümetine desteğini sunmuş oluyor. Arnavutluk'ta iki Amerikalı pilotun ölmesinin ise, ABD kamuoyunun saldırıya verdiği tereddütlü desteği daha da düşüreceği söyleniyor.
Hükümetler halkı kaybediyor
Doğu Almanya'daki Halle Üniversitesi'nden siyaset bilimci Everhard Holtmann, savaş nedeniyle Avrupa halkları ile hükümetler arasında "köprülerin atılmaya başlandığına" dikkat çekiyor. Holtmann, hükümetlerin, seçmenleriyle olan ilişkilerini kaybetme riskiyle karşı karşıya olduklarını belirtiyor. Çiçeği burnunda NATO üyesi Çek hükümeti, bu riski aldığını açıkça ilan etti. Çek halkının sadece üçte biri saldırıları destekliyor ama, Başbakan Miloş Zeman'ın hükümeti, NATO'nun her istediğini yapmaya kararlı. Savaş karşıtı halk ile savaş yanlısı hükümet arasında giderek artan bu gerginlik, ülkedeki hassas "istikrar"ı da tehdit eden bir rol oynuyor.
"Macar Macar'a karşı"
Bir diğer yeni NATO üyesi olan Macaristan'da ise durum daha karışık. Sırbistan'da yaşayan 300 bin Macar'ın bir bölümü, Kosova'da Yugoslav ordusuna alınmış. Macar Dışişleri Bakanı Jano Martonyi, bu durum karşısında "Olası bir kara harekâtına destek vermemiz mümkün değil. Bu, Macar ile Macar'ı karşı karşıya getirmek olur" diye konuşuyor.
Kara işgaline hayır
Avrupa halklarının hava harekâtına verdiği ikircikli destek, kara işgali söz konusu olduğunda tamamen kayboluyor. Berlin'den gözlemciler, Almanya'nın kara işgaline katılmasının "mümkün görünmediğini" söylüyorlar. Infratest adlı araştırma şirketinin son yoklamasına göre, halkın yüzde 75'i kara işgaline karşı. Şirket yetkilisi Richard Hilmer, "Bu muhalefet tüm parti bölünmelerini aşıyor. Çok güçlü" diyor. Everhard Holtmann ise, hava saldırılarının ancak birkaç hafta daha böyle devam edebileceğini ve daha sonra, kamuoyunun harekâta toptan karşı çıkmaya başlayacağını tahmin ediyor. Almanya'da başgösteren hükümet krizi de, önümüzdeki günlerde şiddetlenecek. Uzmanlar, 13 Mayıs'ta yapılacak olan Yeşiller Konvansiyonu'nda, partinin hükümetten ayrılması kararının dahi alınabileceğinden bahsediyor.
İtalya'da kriz 'donduruldu'
İtalya'da başgösteren siyasi kriz ise, şimdilik "dondurulmuş" durumda. "Komünistler" ve diğer partiler, saldırıya karşı olmalarına rağmen, Başbakan Massimo D'Alema'ya şimdilik destek veriyorlar. Bunun tek nedeni, olası bir bunalımdan, sağcı lider Silvio Berlusconi'nin güçlü çıkma olasılığı. İşçi ve emekçilerin NATO saldırılarına karşı seslerini giderek yükselttiği Fransa'da ise, Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, "kendilerinin siyasi çözüm aradıklarını" durmadan yinelemek zorunda kalıyor. Harekâtın başlamasından bu yana, her hafta televizyona çıkıp halkı ikna etmeye çalışan Chirac, önümüzdeki hafta Moskova'ya gidecek. Chirac ile Rus yetkililer arasındaki görüşmelerin ana gündemi, Rusya'nın diplomatik çabalarını artırması.
NATO'nun Yugoslavya'ya yönelik hava saldırıları yedinci haftasına girerken, Avrupa'da harekâta verilen kamuoyu desteği giderek düşüyor. Uzmanlar, bu durumun, NATO'nun kara işgali gibi muhtemel planlarını zora soktuğuna işaret ediyorlar.
NATO üyesi Avrupa ülkelerinde harekâta ilişkin görüşler, birbirinden büyük ölçüde farklı. Saldırının nedeninin Kosovalı Arnavutları "kurtarmak" olduğuna inanılan İngiltere'de geçtiğimiz hafta yapılan bir araştırma, NATO'ya desteğin yüzde 72 oranında olduğunu gösterdi. Yelpazenin öteki ucu olan Yunanistan'da ise, halkın tam yüzde 96'sı NATO saldırısına karşı.
Bölgesel farklılıklar
Tek bir ülkedeki bölgesel farklılıklar da, harekâta ilişkin görüşleri büyük ölçüde değiştiriyor. Batı Almanya'da harekâta destek yüzde 50 civarında olurken, Doğu Alman kökenlilerin büyük bölümü, Yugoslavya'nın bombalanmasına karşı çıkıyor.
Medya kampanyası tutmuyor
ABD'de yayınlanan Christian Science Monitor gazetesi, Avrupa kamuoyunun genel olarak "ikiye bölündüğünü" dile getiriyor. Çünkü Almanya, Fransa, İspanya, Polonya, İtalya ve Macaristan gibi ülkelerde saldırıya destek yüzde 50 civarında. Bu rakamlar, NATO kurmayları ve medya tarafından yürütülen bombardıman yanlısı kampanyanın pek de işe yaramadığını gösteriyor.
Clinton'ın ziyareti
Avrupa hükümetlerinin halkları karşısında giderek zor duruma düştüğünün en önemli göstergesi, Clinton'ın önceki gün başlayan Almanya ziyareti. ABD Başkanı, bu ziyaretle, saldırgan tutumu giderek daha fazla tepki görmeye başlayan sosyal demokrat Schröder hükümetine desteğini sunmuş oluyor. Arnavutluk'ta iki Amerikalı pilotun ölmesinin ise, ABD kamuoyunun saldırıya verdiği tereddütlü desteği daha da düşüreceği söyleniyor.
Hükümetler halkı kaybediyor
Doğu Almanya'daki Halle Üniversitesi'nden siyaset bilimci Everhard Holtmann, savaş nedeniyle Avrupa halkları ile hükümetler arasında "köprülerin atılmaya başlandığına" dikkat çekiyor. Holtmann, hükümetlerin, seçmenleriyle olan ilişkilerini kaybetme riskiyle karşı karşıya olduklarını belirtiyor. Çiçeği burnunda NATO üyesi Çek hükümeti, bu riski aldığını açıkça ilan etti. Çek halkının sadece üçte biri saldırıları destekliyor ama, Başbakan Miloş Zeman'ın hükümeti, NATO'nun her istediğini yapmaya kararlı. Savaş karşıtı halk ile savaş yanlısı hükümet arasında giderek artan bu gerginlik, ülkedeki hassas "istikrar"ı da tehdit eden bir rol oynuyor.
"Macar Macar'a karşı"
Bir diğer yeni NATO üyesi olan Macaristan'da ise durum daha karışık. Sırbistan'da yaşayan 300 bin Macar'ın bir bölümü, Kosova'da Yugoslav ordusuna alınmış. Macar Dışişleri Bakanı Jano Martonyi, bu durum karşısında "Olası bir kara harekâtına destek vermemiz mümkün değil. Bu, Macar ile Macar'ı karşı karşıya getirmek olur" diye konuşuyor.
Kara işgaline hayır
Avrupa halklarının hava harekâtına verdiği ikircikli destek, kara işgali söz konusu olduğunda tamamen kayboluyor. Berlin'den gözlemciler, Almanya'nın kara işgaline katılmasının "mümkün görünmediğini" söylüyorlar. Infratest adlı araştırma şirketinin son yoklamasına göre, halkın yüzde 75'i kara işgaline karşı. Şirket yetkilisi Richard Hilmer, "Bu muhalefet tüm parti bölünmelerini aşıyor. Çok güçlü" diyor. Everhard Holtmann ise, hava saldırılarının ancak birkaç hafta daha böyle devam edebileceğini ve daha sonra, kamuoyunun harekâta toptan karşı çıkmaya başlayacağını tahmin ediyor. Almanya'da başgösteren hükümet krizi de, önümüzdeki günlerde şiddetlenecek. Uzmanlar, 13 Mayıs'ta yapılacak olan Yeşiller Konvansiyonu'nda, partinin hükümetten ayrılması kararının dahi alınabileceğinden bahsediyor.
İtalya'da kriz 'donduruldu'
İtalya'da başgösteren siyasi kriz ise, şimdilik "dondurulmuş" durumda. "Komünistler" ve diğer partiler, saldırıya karşı olmalarına rağmen, Başbakan Massimo D'Alema'ya şimdilik destek veriyorlar. Bunun tek nedeni, olası bir bunalımdan, sağcı lider Silvio Berlusconi'nin güçlü çıkma olasılığı. İşçi ve emekçilerin NATO saldırılarına karşı seslerini giderek yükselttiği Fransa'da ise, Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, "kendilerinin siyasi çözüm aradıklarını" durmadan yinelemek zorunda kalıyor. Harekâtın başlamasından bu yana, her hafta televizyona çıkıp halkı ikna etmeye çalışan Chirac, önümüzdeki hafta Moskova'ya gidecek. Chirac ile Rus yetkililer arasındaki görüşmelerin ana gündemi, Rusya'nın diplomatik çabalarını artırması.
Evrensel'i Takip Et