11 Ağustos 2011 06:34

Cari önlem mi fırsatçılık mı?

Küresel ekonomik dalgalanmanın Türkiye’yi de etkilemesi üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Ekonomi Değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. AKP Genel Merkezinde yapılan ve yaklaşık 3,5 saat süren toplantıda ekonomiyle ilgili tüm bakanlar ve partinin ekonomi kurmayları hazır bulundu.Başbakanlık Basın Merkezi intern

Cari önlem mi fırsatçılık mı?
Paylaş
Bülent Falakaoğlu

Başbakanlık Basın Merkezi internet sitesinde yer alan açıklamada, toplantıda, küresel finansal piyasalardaki son gelişmeler ve bu gelişmelerin Türkiye’ye yansımalarının değerlendirildiği belirtildi. Açıklamada, önümüzdeki dönemde cari işlemler açığına kalıcı olarak çözüm getirecek yapısal düzenlemelerin süratle uygulamaya konulmasına odaklanılacağı bildirilmesi en dikkat çekici noktayı oluşturdu. Çünkü bugüne kadar hükümet cephesinden sürekli olarak, “cari işlemler açığının sorun olmadığı, rahatlıkla finanse edilebildiği” yönlü açıklamalar geliyordu.

Öyleyse ne oldu da şimdi hükümet cari açığa odaklandı? Üstelik kapitalizmin merkez ülkeleri AB ve ABD’den kaçan paranın Türkiye’ye akmasının yanı sıra Ortadoğu’daki ‘karışıklık’ lardan kaçan paranın da Türkiye’yi tercih etmesi hükümetin güvenini iyice arttırdığı bir ortamda...

HÜKÜMET RAHAT!

“Hükümetin güveni mi kırıldı, hükümet işin ciddiyetini mi kavradı?​” vb. soruların cevabını  armadan önce hükümetin açıklamasına ve çözüm önerilerine bakmak gerek. Çünkü getirilen çözüm önerileri hükümetin niyetini ele verir nitelikte... Açıklama incelendiğinde krizin Türkiye ekonomisini etkilemeyeceğine ilişkin güçlü bir kanının olduğu göze çarpıyor. Gelişmiş ekonomilerde yaşanan olumsuz gelişmelerin özellikle beklentiler kanalıyla bir çok ülkeyi etkilediği kaydedilen açıklamada, şöyle deniliyor: “Son bir haftalık dönemde birçok ülkede borsalar hızla değer kaybetmiş, özellikle gelişmekte olan ülkelerin paraları dolar karşısında değer yitirmiş ve risk primlerinde belirgin bir artış gözlenmiştir. Ticaret, yatırım ve finans alanlarında uluslararası sistem ile ileri düzeyde bir entegrasyona sahip olan ülkemiz de kısa vadede bu gelişmelerden etkilenmektedir. Bu çerçevede, son küresel gelişmelerin özellikle hisse senetleri ve döviz piyasalarında olumsuz yansımaları görülmektedir. Ülkemizin sahip olduğu güçlü siyasi istikrar ve sağlam makro ekonomik temeller dikkate alındığında yaşanan gelişmelerin Türkiye ekonomisi ve mali piyasalarımız üzerinde uzun dönemli ve kalıcı olumsuz bir etki bırakması beklenmemektedir.”

Açıklamaya göre Başbakan Erdoğan, ekonomiyle ilgile bakanlar; Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ile partinin ekonomi kurmaylarına ortada bir sorun yok!  

SORUN YOK ÇÖZÜM ÖNERİSİ VAR

Küresel ekonomik çalkalanmanın kalıcı bir sorunun yaratmayacağı belirtilmesine rağmen yine de çözüm arayışlarına girilmiş. Açıklamada, önümüzdeki dönemde cari işlemler açığına kalıcı olarak çözüm getirecek yapısal düzenlemelerin süratle uygulamaya konulmasına odaklanılacağı kaydedilmiş.

Küresel gelişmelerin Türkiye’ye yansımasında rol oynayan en önemli unsurlardan birinin son iki yıllık dönemde cari işlemler açığında yaşanan yükselme olduğunun kabul edildiği açıklamada, 10 maddelik çözüm önerileri getirilmiş... Oysa bugüne kadar ki tutum “açık var ama ülkeye giren para da var” şeklindeydi. Cari açığın risk oluşturmadığı şu tespitlere dayandırılıyordu: “Hane halkının toplam borçlarının milli gelire oranı yüzde 15’lerdedir. Bu oran, Amerika’da yüzde 115, AB’de yüzde 70 civarındadır. Hane halkının bugün bir ödeme sıkıntısının olmadığı, banka kredilerinin Takibe Dönüşen Alacaklarının (TDA) düşük seyretmesinden de bellidir. Kamu kesiminde ise bütçe açıkları kontrol altındadır. Kamunun dış borçlarının milli gelirdeki  payı çok gerilemiştir. Devletin ne iç borç, ne de dış borç riski vardır. Özel sektöre gelmek gerekirse, özel sektörün 190 milyar dolarlık borcunun 117 milyar doları uzun vadelidir. Sağlıklı borçlanmış, krizde bile itfalar aksamadan devam etmiştir. Cari açık odaklı bir kriz ihtimali  sonuç itibariyle bulunmamaktadır.”

‘TAM ZAMANI’ DİYE  DÜŞÜNÜLMEKTE

Açıklamanın geneline bakıldığında hükümetin yukarıda özetlenen algısında pek bir değişim olmadığı anlaşılmaktadır. Çözüm önerilerine bakıldığında ise, amacın krizi fırsat bilerek ‘yarım kalan’ işlerin bitirilmesi olduğu görülüyor. “İstihdam artırıcı politikalar sürdürülecek” denildiğinde kimse bundan yeni fabrikaların kurulacağı, büyük kamu yatırımlarının olacağı sonucunu çıkarmıyor aksine emekçilerin kazanımlarına yönelik saldırılar geliyor. Esnek ve kuralsız çalışmanın daha yaygınlaştırılacağı, bölgesel asgari ücret, işçi kiralama büroları köleleştirici uygulamaların hayata geçirileceği, kıdem tazminatlarının patronların ayağına dolanmasının engelleneceği vb...

“Enerjide dışa bağımlılığı azaltacak adımlara devam edilecektir” denildiğinde, HES’lerin önündeki doğayı koruyan yasal engellerin bertaraf edileceğinden, nükleer santrallerin bir an önce kurulacağından kimsenin şüphe duymaması gibi... Özelleştirilmedik tek bir kamu kurumunun bırakılmaması gibi... Ne yarım kalmışsa onun bitirileceğini biliyoruz. Hükümet piyasalar dalgalandıkça, “şimdi bunları yapmanın tam zamanı” diye düşünüyor. (İstanbul/EVRENSEL)


HÜKÜMETİN 9 MADDELİK ÇÖZÜMÜ

*Mali disiplin önümüzdeki dönemde güçlendirilerek devam ettirilecektir.

*Yatırım ortamının iyileştirilmesi ile ilgili eylem planı uygulamalarına devam edilecektir.

*İstihdam artırıcı politikalar sürdürülecektir.

*Kayıt dışılıkla mücadele kararlılıkla devam edecektir.

*Özelleştirme Programı kararlılıkla uygulanacaktır.

*İhracata Dönük Üretim Stratejisi, Girdi Tedarik Stratejisi ve İhracat Pazarlarının Çeşitlendirilmesi Stratejisi çalışmaları tamamlanacaktır.

*İstanbul’un Uluslararası Finans Merkezi olması için yapılan çalışmalara hız verilecektir.           

*Enerjide dışa bağımlılığı azaltacak adımlara devam edilecektir.

*Ar-Ge ve yenilikçiliğin geliştirilmesine yönelik programlar etkin bir biçimde uygulanacaktır.’’

Açıklamada, bu hususların 2012-2014 dönemini kapsayacak Orta Vadeli Programda detaylandırılacağı ifade edildi.  

ÖNCEKİ HABER

Kemal Burkay’a mektup

SONRAKİ HABER

İlköğretime ‘ileri demokrasi’ ayarı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...