22 Nisan 1999 21:00
Balkan ülkeleri işgale kapı açtı
Emperyalistlerin Balkanlar'da oluşturacakları karakol bölgelerinin yerleri belirleniyor. Çek Cumhuriyeti ve Slovakya, topraklarına NATO birlikleri yerleştirilmesini onaylarken, Bulgaristan ise hava sahasını NATO uçaklarına açıyor. Yunanistan ve Romanya ise geçtiğimiz günlerde NATO'ya yeşil ışık yakmıştı.
Balkan ülkeleri işgale kapı açtı
NATO'nun, Yugoslavya'ya yönelik saldırıları için Arnavutluk dışındaki Balkan ülkelerini de kullanma yönündeki adımları, bir kara harekâtı olasılığını daha da güçlendirdi. ABD'nin işaretiyle, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya, topraklarında gerçekleştirilecek "NATO askeri hareketlerini" onayladı. Bulgaristan'ın batı yanlısı hükümeti de, halkın tepkilerini göz ardı ederek, hava sahasını NATO'ya açıyor. Gelişmeler, Yugoslavya'ya karşı kuzeyden yeni bir cephe açılması olasılığını gündeme getirdi.
'İstediğiniz an gelin'
Bir süre önce NATO'ya giren Çek Cumhuriyeti'nin Genelkurmay Başkanı Jiri Sedivy, NATO birliklerinin ülkesine "istendiği an" girebileceğini ilan etti. Savunma Bakanı Yardımcısı Jaromir Novotny de, NATO'nun elindeki KC-135 tipi ikmal uçaklarının, iki Çek havaalanını kullanabileceğini söyledi.
Bulgaristan ise, ülkedeki bazı stratejik tesislerin NATO tarafından korunması karşılığında, hava sahasını NATO uçaklarına açtı. Başbakan Ivan Kostov, ülkesinin "NATO'yu desteklememesi durumunda daha büyük bir yalnız kalma tehlikesiyle karşı karşıya olacağını" öne sürdü.
'Bir koyup üç alacağız'
Bu arada, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Petar Stoyanov, halkın bu 'gönüllü yataklığa' olan tepkisini yumuşatmaya çalışıyor. Stoyanov, son olarak maden sektöründeki sendikacılarla görüştü ve işçilerden destek istedi. Başkent Sofya yakınlarındaki Bobov Dol'a giden Cumhurbaşkanı, işçiler ve yerel yöneticilere hitaben bir konuşma yaptı. Stoyanov, "Belki duygularımız, bu işten uzak durmamız gerektiğini söylüyor. Ama ben Bulgaristan'ın çıkarlarını düşünüyorum. Politikacılar, olaya uzun vadeli bakmalı ve savaş sonrasında ne olacağını düşünmeli" diyerek "bir koyup üç alma" hesapları yaptığını gösterdi. Dışişleri Bakanı Nadezda Mihaylova da "Tarafsız kalmak, yalnız kalmak demektir" diye konuştu.
Kara harekâtı planlanabilir
Yüzlerce insanın ölümüne ve Yugoslavya sanayisi ve altyapısının tahrip edilmesine yol açan NATO hava saldırıları ilk ayını geride bırakırken, Clinton yönetimi, Kosova'nın kara birlikleri ile işgal edilmesine "kapıyı araladı".
Beyaz Saray Sözcüsü Joe Lockhart, önceki gün düzenlediği basın toplantısında, "Eğer askeri komutanlık ve NATO Genel Sekreteri, değişen şartlar nedeniyle bir kara harekâtının planlanması gerektiğine inanırsa, bu tutumu destekleriz" diye konuştu.
ABD Kongresi'nde harekâtın gidişatı ile ilgili bilgi veren Savunma Bakanı William Cohen de, NATO kumandanı General Wesley Clark ve Genel Sekreteri Javier Solana'nın talepte bulunması durumunda, "kara birliklerinin büyük bir hızla hazırlanacağını" dile getirdi.
Solana mesajı aldı
Bu sözlerin hemen ardından, Genel Sekreter Solana'nın, Kosova'nın karadan işgali için planlar hazırlanmasını istediği açıklandı. Washington Post gazetesinde dün yayınlanan habere göre, Solana, "tüm seçeneklerin uygulanmaya hazır olması gerektiğini" belirtti. Ancak Solana, "hava saldırısının başarılı olacağına" inandığını belirterek, NATO'nun kara birliklerinin kullanılması gibi bir siyasi karardan oldukça uzak olduğunu da ekledi. Solana'nın sözleri, hafta sonunda yapılacak olan NATO 50. Yıl Zirvesi'nde gündemin kara işgali olacağına yönelik bir diğer işaret olarak değerlendiriliyor.
ABD ve NATO, Yugoslavya'nın karadan işgali için en az 200 bin asker gerektiğini açıklamışlardı. Böylesi bir gücü sevk etmenin yol açacağı askeri ve siyasi zorluklar, işgalin henüz "hazırlık" aşamasında kalmasına neden oluyor.
ABD, maliyeti 'bölüşmek' istiyor
ABD Temsilciler Meclisi'nden bir grup, Başkan Bill Clinton'dan, Yugoslavya harekâtının maliyetinin Avrupa ülkeleriyle paylaşılması için çaba göstermesini istedi. Birçok temsilcinin ortak imzasıyla Meclis Tahsisat Komitesi'ne gönderilen dilekçede, harekâtın tüm mali yükünün ABD'nin sırtında olmaması gerektiği belirtildi.
Avrupa ülkelerinin pek hoşuna gitmeyecek olan inisiyatifin başını çeken Pennsylvania temsilcisi Pat Toomey, "1991 Körfez Savaşı'nda da, maliyet paylaşımı yapılmıştı" diye konuştu. Toomey, saldırının mali yükünün yüzde 75 ila 90'ının ABD tarafından karşılandığını belirtti ve Avrupalı NATO üyelerinin, kendi topraklarında yürütülen bu harekâtın maliyetini sırtlanması gerektiğini söyledi.
NATO'nun, Yugoslavya'ya yönelik saldırıları için Arnavutluk dışındaki Balkan ülkelerini de kullanma yönündeki adımları, bir kara harekâtı olasılığını daha da güçlendirdi. ABD'nin işaretiyle, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya, topraklarında gerçekleştirilecek "NATO askeri hareketlerini" onayladı. Bulgaristan'ın batı yanlısı hükümeti de, halkın tepkilerini göz ardı ederek, hava sahasını NATO'ya açıyor. Gelişmeler, Yugoslavya'ya karşı kuzeyden yeni bir cephe açılması olasılığını gündeme getirdi.
'İstediğiniz an gelin'
Bir süre önce NATO'ya giren Çek Cumhuriyeti'nin Genelkurmay Başkanı Jiri Sedivy, NATO birliklerinin ülkesine "istendiği an" girebileceğini ilan etti. Savunma Bakanı Yardımcısı Jaromir Novotny de, NATO'nun elindeki KC-135 tipi ikmal uçaklarının, iki Çek havaalanını kullanabileceğini söyledi.
Bulgaristan ise, ülkedeki bazı stratejik tesislerin NATO tarafından korunması karşılığında, hava sahasını NATO uçaklarına açtı. Başbakan Ivan Kostov, ülkesinin "NATO'yu desteklememesi durumunda daha büyük bir yalnız kalma tehlikesiyle karşı karşıya olacağını" öne sürdü.
'Bir koyup üç alacağız'
Bu arada, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Petar Stoyanov, halkın bu 'gönüllü yataklığa' olan tepkisini yumuşatmaya çalışıyor. Stoyanov, son olarak maden sektöründeki sendikacılarla görüştü ve işçilerden destek istedi. Başkent Sofya yakınlarındaki Bobov Dol'a giden Cumhurbaşkanı, işçiler ve yerel yöneticilere hitaben bir konuşma yaptı. Stoyanov, "Belki duygularımız, bu işten uzak durmamız gerektiğini söylüyor. Ama ben Bulgaristan'ın çıkarlarını düşünüyorum. Politikacılar, olaya uzun vadeli bakmalı ve savaş sonrasında ne olacağını düşünmeli" diyerek "bir koyup üç alma" hesapları yaptığını gösterdi. Dışişleri Bakanı Nadezda Mihaylova da "Tarafsız kalmak, yalnız kalmak demektir" diye konuştu.
Kara harekâtı planlanabilir
Yüzlerce insanın ölümüne ve Yugoslavya sanayisi ve altyapısının tahrip edilmesine yol açan NATO hava saldırıları ilk ayını geride bırakırken, Clinton yönetimi, Kosova'nın kara birlikleri ile işgal edilmesine "kapıyı araladı".
Beyaz Saray Sözcüsü Joe Lockhart, önceki gün düzenlediği basın toplantısında, "Eğer askeri komutanlık ve NATO Genel Sekreteri, değişen şartlar nedeniyle bir kara harekâtının planlanması gerektiğine inanırsa, bu tutumu destekleriz" diye konuştu.
ABD Kongresi'nde harekâtın gidişatı ile ilgili bilgi veren Savunma Bakanı William Cohen de, NATO kumandanı General Wesley Clark ve Genel Sekreteri Javier Solana'nın talepte bulunması durumunda, "kara birliklerinin büyük bir hızla hazırlanacağını" dile getirdi.
Solana mesajı aldı
Bu sözlerin hemen ardından, Genel Sekreter Solana'nın, Kosova'nın karadan işgali için planlar hazırlanmasını istediği açıklandı. Washington Post gazetesinde dün yayınlanan habere göre, Solana, "tüm seçeneklerin uygulanmaya hazır olması gerektiğini" belirtti. Ancak Solana, "hava saldırısının başarılı olacağına" inandığını belirterek, NATO'nun kara birliklerinin kullanılması gibi bir siyasi karardan oldukça uzak olduğunu da ekledi. Solana'nın sözleri, hafta sonunda yapılacak olan NATO 50. Yıl Zirvesi'nde gündemin kara işgali olacağına yönelik bir diğer işaret olarak değerlendiriliyor.
ABD ve NATO, Yugoslavya'nın karadan işgali için en az 200 bin asker gerektiğini açıklamışlardı. Böylesi bir gücü sevk etmenin yol açacağı askeri ve siyasi zorluklar, işgalin henüz "hazırlık" aşamasında kalmasına neden oluyor.
ABD, maliyeti 'bölüşmek' istiyor
ABD Temsilciler Meclisi'nden bir grup, Başkan Bill Clinton'dan, Yugoslavya harekâtının maliyetinin Avrupa ülkeleriyle paylaşılması için çaba göstermesini istedi. Birçok temsilcinin ortak imzasıyla Meclis Tahsisat Komitesi'ne gönderilen dilekçede, harekâtın tüm mali yükünün ABD'nin sırtında olmaması gerektiği belirtildi.
Avrupa ülkelerinin pek hoşuna gitmeyecek olan inisiyatifin başını çeken Pennsylvania temsilcisi Pat Toomey, "1991 Körfez Savaşı'nda da, maliyet paylaşımı yapılmıştı" diye konuştu. Toomey, saldırının mali yükünün yüzde 75 ila 90'ının ABD tarafından karşılandığını belirtti ve Avrupalı NATO üyelerinin, kendi topraklarında yürütülen bu harekâtın maliyetini sırtlanması gerektiğini söyledi.
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
