15 Haziran 2015 00:53

‘Seçimlerin birinci kaybedeni Erdoğan’

Paylaş

Yusuf ERTAŞ
Ali KARATAŞ

7 Haziran’da Türkiye’nin siyasi haritasını tamamen değiştiren ve bölgedeki dengeleri de altüst eden milletvekili seçimleri, Arap dünyasında ve dolayısıyla Arap basınında geniş yankı uyandırdı. 7 Haziran’dan çok önce ve seçim kampanyalarının başlamasıyla beraber, bu seçimlerin “Türkiye’nin kaderini olduğu gibi,  bütün Ortadoğu coğrafyasının kaderini etkileyeceği’’ yönünde yorumlar sıkça yapılmaya başlanmıştı.  Seçim sonuçları ve bu sonuçların etkileri Arap basınında “coğrafyanın kaderi” ekseninde geniş bir şekilde tartışılmaya devam ediyor.

‘ERDOĞANCI’ SİSTEMİN ÇÖKÜŞÜ

Lübnan’da yayın yapan es Sefir gazetesinin ünlü Türkiye uzmanı yazarı Muhammed Nureddin seçim sonuçlarını ‘’Erdoğan’cı sistemin çöküşü’’ başlığıyla değerlendirdiği yazısında, Türk halkının Erdoğan’ı ve AKP’yi hem iç hem de dış politikaları yüzünden dolayı cezalandırdığını yazdı. 

Seçim sonuçlarının Türkiye’nin dış politikasında bir değişikliğe yol açacağını kaydeden Nureddin, Türkiye’nin Suriye krizinden elini çekmesi halinde krizin yüzde 70 oranında biteceğini belirtti. Ortadoğu’da Türkiye’yle ilgili görüşlerine çok önem verilen yazar,  HDP’nin başarısıyla ilgili,  “HDP’nin oyları partiye Kürt partisi olmaktan çok bir Sol parti olma sorumluluğu yüklüyor” şeklindeki değerlendirmesi ise dikkat çekti.

SEÇİMLERİN İKİNCİ KAZANANI HDP

Arap basınının en önemli kalemlerinden biri olan ve Londra’da yayımlanan Rai Al Youm gazetesinin başyazarı Abdülbari Atvan  ise, Erdoğan’ın seçimlerdeki başarısının hezimetten daha acı olduğunu ifade ederek, “Türkiye’de seçimin birinci galibi demokrasi oldu ancak ikinci kazanan da Halkların Demokratik Partisi oldu” değerlendirmesinde bulundu. 

Atvan’ın seçim sonuçlarıyla ilgili yaptığı çok önemli bir analiz de “Bölgedeki Türk-Suudi-Katar ittifakının bir açmaza girdiği ve Türkiye’deki demokrasi fırtınasının kurbanı olduğu’’ şeklinde oldu.

Ortadoğu basınının Erdoğan açısından yaptığı değerlendirmelerde  ‘’Erdoğan’ın seçimlerin asıl kaybedeni olduğu ve ‘sultanlık’, ‘halifelik’ gibi hayallerinin suya düştüğü sıkça vurgulandı. 


TÜRKİYE SEÇİMLERİ: ERDOĞANCI SİSTEMİN ÇÖKÜŞÜ

Es Sefir

Türkiye halkının yüzde altmışı önce Recep Tayyip Erdoğan’ı, sonra Ahmet Davutoğlu’nu, üçüncü olarak da Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yanı sıra içerde ve dışarıda bütün Erdoğan’cı sistemi cezalandırdı.
Türk halkı içeride, yolsuzluk rejimini, özgürlüğe karşı baskıyı ve otoriter rejimi, Türkiye’yi sultanlık rejimine dönüştürme planlarını, Erdoğan’ın dört senedir devam eden fitneci, mezhepçi, ırkçı ve radikal söylemlerini cezalandırdı. 

Dışarıda ise, Türk halkının yüzde 60’ı, Arap ülkelerinin içişlerine karışma ve bir tarafı diğerine karşı destekleme siyasetini, terörü destekleyen sistemi, Türkiye’yi insan yakan ve kalp yiyenlerin geçiş noktasına çeviren ve silah taşıyan araçların geçiş noktası olduğu siyaseti  cezalandırdı.

Yaşanan hezimet öncelikle Erdoğan’ı etkiledi. Çünkü Erdoğan bu seçimlere milletvekili seçimleri olarak değil de başkanlık seçimleri olarak bakıyordu. Erdoğan bu yüzden bir kampanya başlattı ve önce 400 milletvekili istedi ancak daha sonra ise bunu 367’ye ardından da 300 milletvekiline kadar düşürdü. Ancak bütün bu hesaplar tutmadı ve iktidar partisi meclisteki koltukların yarısını bile kazanamadı.  Kısacası Erdoğan’ın hedef olarak koyduğu her şey için büyük bir hezimetti ve bu da Erdoğan’ı asıl hezimete uğrayan taraf haline getirmiştir. 

İkinci kaybeden Davutoğlu ise, partinin tek başına iktidar kalmasını sağlayamadı. Bu yüzden Davutoğlu’nun parti başkanı olarak kalması mümkün görünmüyor ve partinin ilk kongresinde kafası kesilecek. Bu da belki yaz sonlarında gerçekleşebilir. 

TÜRK DIŞ SİYASETİ DEĞİŞECEK

Bundan sonra nasıl bir hükümet kurulursa kurulsun, Türk dış siyasetinde değişiklik olacaktır. Özellikle Suriye, Irak ve Mısır’da.  Bunun yanı sıra, IŞİD, Nusra Cephesi, Fetih ordusu ve Türkiye’nin Libya’da desteklediği milisler kendilerini şimdiki destekten mahrum olarak bulacaklardır. Bu da Suriye ve Irak’ta askeri dengelerin kısmi olarak değişmesini etkileyecek. Örneğin Türkiye Suriye meselesinden elini çekerse krizin yüzde 70’i bitecek. Bu değişim bu tarz grupların ve onların destekçilerinin Cisr eş Şuğur’dan Ramadi’ye, Libya Mısrata’dan Lübnan’da Arsel’e kadar endişelenmelerine yol açacaktır.

Erdoğan’ın hezimetinden ilk kazananlar arasında Mısır olacaktır. Diğer taraftan Suudi Arabistan Suriye ve Irak konusundaki koordinasyondan dolayı endişeye düşecektir. Ancak Suudi Arabistan, bazı körfez ülkeleriyle beraber, Sünni İslam dünyasındaki liderlik yarışı açısından da sevinmeye başlayacaktır.

Şüphesiz kaybedenlerin başında Müslüman 


ERDOĞAN’IN HEZİMETTEN DAHA ACI OLAN ZAFERİ

Abdülbari ATVAN
Rai Alyoum

Erdoğan kaybetmedi ancak zaferi hezimetten daha acı. Siyasal İslam projesi ise en büyük destekçisini kaybederek gerilemeye girdi. Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar ittifakı da zor bir açmazda. Gelecek ise belirsizlik ve kaosa işaret ediyor.

20 yıldır gerek İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde gerekse başbakanlığı döneminde büyük başarılara imza atan Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimlerde kaybetmedi. Ancak aldığı oy oranı diğer seçimlere kıyasla başarı sayılacak nitelikte değil. Ona muhalif olan ve onun karşıtlığında birleşerek önceliğini Erdoğan’ın düşmesi olarak belirleyen muhalifleri karşısında parlamentoda çoğunluğu sağlayamaması büyük bir hezimet anlamına geliyor. 

BİRİNCİ KAZANAN DEMOKRASİ İKİNCİSİ İSE HDP

Evet Türkiye’de demokrasi kazandı. Özellikle seçime katılımın yüzde 86 gibi daha önce görülmemiş bir orana ulaşması siyasi duyarlılığı gösteriyor. Seçimin ikinci kazananı ise toplumun bütün kesimlerini, kadınları, solcu aydınları, çevrecileri, liberalleri ve Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimine karşı çıkan kesimleri birleştiren Kürt partisi HDP oldu.  ‘’Birlikte yaşam’’ sloganıyla yola çıkan bu parti Türkiye’deki siyasi hayatı altüst etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gücünün aşınmaya uğraması İslamcı müttefiklerinde kronik bir baş ağrısına neden oldu. Özellikle Suriye, Mısır, Tunus ve Libya’da. Bu durum buradaki müttefiklerin akıllarına bile gelmeyecek bir şok etkisi yarattı belki.  Geçici de olsa bu durumdan en fazla zarar görecek olan kesim Hamas hareketidir. Çünkü Erdoğan bu hareketin en büyük destekçilerinden biriydi. 

Suriye rejimini devirmekte, Libya’da ılımlı İslamcıları desteklemekte ve İran’ın bölgedeki gücünü kırmakta başarısız olan Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar ittifakı ise Türkiye’deki ‘’Demokrasi Fırtınası’’nın en büyük kurbanı olacak. Şam basınındaki coşku, Mısır’da Abdülfettah el Sisi ve Iraklı yetkililerin açıklamaları, Türk-Suudi-Katar ittifakının önümüzdeki günlerde içine batacağı açmazı bize özetliyor.


ERDOĞAN’IN GERİLEMESİNDEN SONRA SURİYE VE İHVAN

Abdurrahman ERREŞAD
Şark Al Awsat

Türkiye’deki seçimlerden sonra bizim için önemli olan Türkiye’nin bundan sonra Suriye’deki rolü, İran’la ilişkileri, İhvan ve Mısır’la ilişkileri ne olacak?

Türkiye dört senedir Beşar Esad rejimine karşı askeri olarak çok şey yapmadı. Ancak mültecilere yardım elini uzattı ve savaşçılar açısından sınırı kolaylaştırdı. Suriye bundan sonraki süreçte de Türkiye’nin ulvi çıkarları açısından yine önemli bir yerde kalacak ve yeni hükümetin Suriye politikasını değiştirmesi çok zor. Türkiye Suriye muhalefeti üzerinde etkili olmaya devam edecek, Suudi ve Katar’la ittifakını devam ettirecek.  Çünkü bu durum Türkiye’nin elini Batı’ya karşı güçlendiriyor.  Esad’ın zayıflamasıyla beraber, Suriye’de askeri dengeler açısından Türkiye’nin rolü daha da arttı ve IŞİD ile mücadelede Türkiye’nin önemi daha da artacak. Bu yüzden bu koalisyon devam edecek ve Esad rejiminin devrilmesini istemeyi sürdürecek. En azından rejimin başının devrilmesini isteyecek. 

Türkiye’nin bundan sonraki süreçte İran ile olan iyi ilişkileri de devam edecek. Erdoğan uzun seneler boyunca İran ile iyi ilişkilerini sürdürdü. Özellikle İran’ın Batı’yla olan ilişkileri de düzeliyor. Türkiye’nin NATO üyesi olması da burada etkili olmaktadır. 

Peki İstanbul’da rahat sığınacak bir yer bulan Müslüman Kardeşler teşkilatı ne olacak? Özellikle Katar’dan ikinci sürgünün gelmesinden sonra? Erdoğan Müslüman Kardeşler’i kendi davası olarak kabul etti ve bu konuda başta Başbakan Ahmet Davutoğlu olmak üzere partinin birçok yöneticisiyle ters düştü. 

Müslüman Kardeşler’in bundan sonra Türkiye’nin desteğini kaybetmesi bekleniyor. Çünkü Mısır’da başarısız oldular ve Türkiye’de siyasi bir yük haline geldiler. Erdoğan’ın partisi bundan sonra onların korumasını üstlenmeyecek. Çünkü Müslüman Kardeşler Teşkilatı, hapisteki yöneticilerinin yerine yeni liderler ortaya çıkarmakta ve sokağı harekete geçirmekte başarısız oldu. Siyasi hayattaki etkileri de giderek azalıyor. 


ERDOĞAN’IN SONBAHARI, TÜRKİYE’NİN İLKBAHARI

Münir el Hatip /Es Sefir

Türkiye halkı sandıklar aracılığıyla söyleyeceğini söyledi ve modern giysili Osmanlı’ya önemli bir mesaj verdi. Zamanın sultanı olmak isteyene verilen mesaj şuydu: Bir ayağını Ortadoğu’ya bir ayağını batıya uzatamazsın, Bir yandan mezhep savaşının başını çekerken diğer yandan Asya’yla ve özellikle İran’la ticari açılımlar yapamazsın. Bir yandan Kürtleri ikinci sınıf vatandaş kabul edip diğer taraftan ırkçılıktan arınmış AB’ye giremezsin. Mesaj aynı zamanda Erdoğan’a, bir yandan Mavi Marmara şehitlerine ağlarken diğer taraftan askerlerini İsrail ile ortak tatbikata gönderemezsin, partindeki kadın vekil sayısı ve devletteki kadrolarda kadın sayısı azalırken, tweet atmayı yasaklamaya çalışırken, facebook’u boğmak isterken ve gösterileri kaba kuvvetle bastırmaya çalışırken  hürriyetlerden bahsedemezsin.


ERDOĞAN’IN HALİFE OLMA HAYALİ BAŞARISIZ OLDU

El Mağrip

Türkiye’deki parlamento seçimlerinin en büyük kaybedeni hiç tartışmasız anayasanın kendisine bütün Türklerin cumhurbaşkanı olmasını dayatmasına rağmen partisinin lehine seçim propagandasına katılan cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Erdoğan bu kampanyada 400 milletvekilliğini kazanıp, anayasayı başkanlık sistemini getirmek üzere değiştirip bir sultanlık projesi anlattı.

Ancak seçmenin oyu, Türkiye’nin istibdatçı anlayıştan önce, sosyal, kültürel, ekonomik sorunlarının bulunduğu yönünde oldu.  Bu da laik, solcu ve Kürt partilerinin Erdoğan’ın İstibdad projesini boşa çıkarmaktaki nisbi başarısını ortaya koymaktadır. 

ÖNCEKİ HABER

Yolsuzluk eylemi soruşturmasında savcı muhabirimize de soruşturma açtı

SONRAKİ HABER

Kadınlar 7 Haziran’ı değerlendiriyor: Seçimimiz yeni bir hayattan yana

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...