HDP: Diyarbakır provokasyonunun faillerini biliyoruz

Seçimlerin ardından Seçim Koordinasyon Komisyonu, Parti Meclisi ve Merkez Yürütme Kurulu toplantılarını gerçekleştiren HDP'de, koalisyon tartışmaları netleşmeye başladı. AKP'nin içinde bulunduğu hiçbir koalisyona içeriden yada dışarıdan destek verilmesinin mümkün olmadığı görüşünün hakim olduğu HDP'de, seçimlerden birinci ve ikinci parti olarak çıkan AKP-CHP koalisyonunun oluşması gerektiği yönünde bir görüş hakim. 

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, "İç savaş mı bekliyorsunuz?" sözleriyle sert tepki gösterdiği Hür Dava partisi üzerinden Diyarbakır'da yürütülmek istenen provokasyon girişimi de toplantıların gündemleri arasında yer aldı. HDP'liler, ısrarla faillerinin bulunmadığı provokasyonların olası erken seçimlere yönelik atmosfer hazırlığı olduğu kanaatinde.

'HÜKÜMET KAOS PLANINDAN SIYRILMALI'

Doğrudan hükümet ve devlet mekanizmasından gelen bir gücün Kürtler arası çatışma ve genel olarak Türkiye'de bir kaos ortamı yaratma çabası içinde olduğunu belirten Ertuğrul Kürkçü, "Ben burada hükümetin doğrudan doğruya bunları tertip ediyor olmasa bile, bunlara fırsat verdiğini ve bir kaos tablosu yaratılmasından medet umduğunu söyleyebilirim. Anında bütün öldürmelerle ilgili tutum belirliyoruz, sükûneti sağlıyoruz. Bunun karşılığı daha fazla ölüm olmamalı. Hükümet bir an önce kendini bu kaos planından sıyırmalı" dedi. Kürkçü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da yaşanan olaylarda ağır sorumluluğu olduğunu vurguladı. 

PAYLAN: MHP KOALİSYONUNDAN HAYIR GELMEZ

HDP İstanbul Milletvekili ve HDP Parti Meclisi üyesi Garo Paylan da partide hakim görüş olan AKP-CHP koalisyonunun denenmesi ve HDP'nin bu koalisyonunu halkların çıkarları doğrultusunda karar almaya zorlayacak etkili bir muhalefet yapması gerektiği görüşünde. 

MHP'nin ise "çözüm sürecin bitirilmesi" yönündeki sorumsuz yaklaşımının tüm kapıları baştan kapattığını söyleyen Paylan, "Onun için MHP ile herhangi bir senaryonun Türkiye'nin hayrına olacağını düşünmüyoruz. En fazla bir seçim hükümetinin parçası olabilirler. MHP'nin bakışı hiçbir zaman Türkiye toplumuna hayır getirmedi. Ancak bizim MHP'lileri de ikna etme gibi bir sorumluluğumuz var. 7 milyonun üzerinde oy aldılar. Türkiye toplumu MHP'nin üzerinde barış için basınç oluşturmalı" değerlendirmesinde bulundu.

'SORUMLULAR YARGI ÖNÜNE ÇIKMAZSA KAOS YARATAN AKP'DİR' 

AKP'nin "HDP barajı aşarsa, kaos çıkar" ifadelerini hatırlatan Yurdusev Özsökmenler ise "Bizde seçimlerden barış ve demokrasinin çıkacağını belirtiyorduk. Ama kendilerini haklı kılmak için yine provokatif eylemlerine devam ediyorlar. Saldırıların failleri, sorumlular yargı önüne çıkartılmalıdırlar. Yoksa kaosu çıkartan kesinlikle AKP'dir" ifadelerini kullandı. 

'AKP ALGI OLUŞTURMA PEŞİNDE'

HDP Kars Milletvekili Ayhan Bilgen de HDP'ye yapılan 176 civarındaki saldırının faillerinin bulunmamasıyla, Diyarbakır'da silahlı kontraların katliam girişiminin birbirinin tamamlayan olaylar olduğunu vurguladı. Bilgen, "Eğer erken seçim olursa, AKP cephesi bir hükümetin tek parti iktidarı olmadığında ülkenin nasıl kaosa sürüklendiğini, böyle bir algı oluşturma operasyonu yapılıyor galiba" dedi. 

İSLAMİ ÇEVRELERE ÇAĞRI

Yeni İhya-Der yöneticisinin öldürülmesinin ardından, HDP'yi hedef gösteren kimi İslami çevrelere de tepki gösteren Bilgen, vicdanlı İslami kesimlere şu çağrıyı yaptı: 

"Yeni İhya-Der yöneticisine yapılan saldırının daha üzerinden saatler geçmeden bazı sözde İslami dernek temsilcilerinin hem de, Diyarbakır' dan da değil, dışarıdan olaya müdahil olup, bazı muhafazakâr köşe yazarlarının, gazetecilerinin doğrudan HDP'yi adres ve hedef göstermeleri sadece duygusallıkla izah edilecek bir durum değil. Yani çatışmaların provokasyonların bu açıklamalarla amacına hizmet ettiğini, bilen isimler. Bile bile kasten HDP'yi hedef gösteriyorlar. Sanki faili belli, cezalandırma işi de mağdurun yetkisindeymiş gibi bir pozisyon aldılar. Bütün bunlar planlı bir girişimin olduğunu izlemini veriyor. Özellikle sağduyu, vicdan sahibi İslam çevrelerin bu konuda objektif adil bir tutum sergilemesi, onların çağrıları ve uyarılarının da herkes için bağlayıcı olması gerekiyor." (DİHA)