Biz Birlikteysek Gerisi Teferruat

Rojhat TURGUT
Kadıköy
İstanbul

Ülkenin dört bir tarafında demokrasiden yana olanlar HDP’nin barajı geçmesi ve AKP’nin tek adam diktatörlüğüne uzanan yoluna son vermek için tam bir seferberlik içindeydi. Tabi bizler böylesi bir seferberlik içindeyken, düzenin sermaye adına bekçiliğini yapan hükümet ve onun beslediği diğer güçler de malumunuz ki boş durmadılar. Araçları yaktılar, bürolara saldırdılar, her defasında kürsülerden bizleri hedef gösterdiler. Yetmedi alçakça yollara başvurdular; seçim çalışması yürütenleri yaktılar, seçim bürolarına bombalar gönderip, mitinglerimizde bombalar patlatıp masum insanları katlettiler. Ama biz bütün bu saldırılara karşın hiçbir yerde provokasyona geçit vermedik. Bizler güçlendikçe, Saraydaki çıldırdı, o çıldırdıkça bizler daha da azimle çalıştık.
KADIKÖY’DE SEÇİM OLURSA...
Seçimin propaganda kısmından en fazla nasibini alan yer ise herhalde Kadıköy’dür. Metrobüsten rıhtıma kadar olan cadde boyunca devasa parti bayrakları karşılar sizi. Adım başı ‘İngilizce’de kampanya’ diye elinize broşür tutuşturan ve halk arasında ‘British Time’cılar’ diye bilinen meslek grubunu andıran siyasi parti çalışanları, hepsi peş peşe gezen farklı partilerin son ses açık seçim araçları...
HERKESİN YERİ BELLİ
Bir de kimsenin dillendirmediği ama herkesin kabullendiği, her partinin zamanla belirlenmiş stant yerleri var tabii. AKP’nin ki stant değil gibiydi. İlk günlerde daha çok ‘Dayının Yeri Çay Ocağı’ formatında bir işletme, ilerleyen günlerde İstanbul Modern’in resim sergi alanı misali bir fuara dönüştü. CHP’nin ise o her yerde aynı olan ve aklımızda CHP’li teyze olarak yer etmiş, ablalarımz da takdir edilesi bir performansla her sabah en geç dokuzda nöbet yerlerindeydiler. Milletçe alkışlıyoruz doğrusu. Tabi bunun yanında HDP aracı görünce oturduğu yerde sinirlenen MHP’lilerden, seçimler çare değil deyip boykota çağıranlardan, boyun eğmeyen 500 bin kişi arayışına son hız  devam edenlerden, 5000 tl asgari ücret vaat edip stantta durması için gençlere sanıyorum ki çok düşük ücretler veren İş ,Aş, Haydar Baş’çılara kadar (çünkü bir kere olsun gençlerin broşür dağıttığına şahit olmadım) birçok şeyden daha bahsedebiliriz.
ELDE VAR 1!
Ama Kadıköy’de asıl seçim havasını, HDP ve onu destekleyenler, ittifak yapanlar ve onunla dayanışanların estirdiğini söylemeliyiz. Her ne kadar vapur çıkışlarında insanlar ‘ya valla aldık, oyumuzu da vereceğiz, yeter artık broşür dağıttığınız’ deseler de tepkileri gayet iyiydi. Stantlarda duran arkadaşlarımız da insanların bu şikayetini görüp ne kadar halkçı olduklarını göstermek için o günden sonra standı bildiri dağıtmak için değil halay çekmek için kurmaya başladılar zaten.
Bütün bu neşesinin eğlencesinin yanında seçim çalışmaları sonuçlarından bağımsız olarak bize birşey daha gösterdi. O da şu ki; bizler bulunduğumuz her alanda bir araya geldikçe kendi taleplerimiz için kendi politikalarımızı ilmek ilmek ve doğru bir tarz ve dille ördükçe; ne Saray’daki çıplak kral ne de onun soytarıları karşımızda duramaz ve kendi geleceğimizi kendi ellerimize almamıza engel olamaz. Tabi ufak bir notla bitirmek isterim bu yazıyı. Ben bu satırları yazarken henüz oy kullanma işlemleri bitmemişti.