10 Haziran 2015 13:42

Üniversitelinin Penceresinden Metal Direnişi

Eskiden iş yerlerinden başlayarak sorunlar tartışılıp çözüm üretilirmiş. Hem 12 Eylül'ün etkisi hem de siyasal örgütlerin dar yaklaşımları nedeniyle bürokratlaşan sendikacılar meydana geldi. Gezi'de bir araya gelen kitleler bilindik siyaset anlayışına da karşı birleşmişlerdi. Bugünde metal işçileri bilindik sendikal anlayışa karşı örgütleniyorlar.

Paylaş

Elif KANLIOĞLU
Bekircan ÜZER
Mersin Üniversitesi

Mersin Üniversitesi'nde arkadaşlarımızla metal işçilerinin Bursa'da Renault Fabrikasında başlayan ve diğer fabrikaların da katılmasıyla büyüyen direnişlerini konuştuk. Sorularımız hepsi için aynıydı. Metal işçilerinin eylemde olmaları hakkında ne düşündüklerini, taleplerine ilişkin ne dediklerini sorduk.
BİR BİRİKİMİN SONUCU
Üniversitemizin 'Çarşı' denilen öğrenci kafeteryalarından birinde arkadaşlarıyla oturan gazetecilik bölümü öğrencisi İsa Uğur Erdoğan "Metal sektöründe hem kötü hem de ağır çalışma koşullarının olduğunu biliyorum. Ücretler çok düşük. Aslında harekete geçmek için geç bile kaldıklarını düşünüyorum. Bu direnişin ortaya çıkması yılların birikimidir." Diye düşüncelerini ifade edip ardından hemen ekledi; "Eskiden iş yerlerinden başlayarak sorunlar tartışılıp çözüm üretilirmiş. Hem 12 Eylül'ün etkisi hem de siyasal örgütlerin dar yaklaşımları nedeniyle bürokratlaşan sendikacılar meydana geldi. Gezi'de bir araya gelen kitleler bilindik siyaset anlayışına da karşı birleşmişlerdi. Bugünde metal işçileri bilindik sendikal anlayışa karşı
örgütleniyorlar.
Kısmi kazanımlar elde edilebilir ama diğer mücadele eden kesimlerle birleşmediği sürece ve ekonomik taleplerle sınırlı kaldığı sürece kalıcı bir başarı elde edilemez." diyerek geleceğe dair öngörüsünü de aktardı.
METAL İŞÇİSİ UMUT OLDU
Sanem Sandıkçı ise grevi desteklediğini ve işçilerin kendi temsilcilerini seçmesinin önemli olduğunu belirtti. Heval Bayram ise metal işçilerinin bir umut olduğunu düşünüyor. Türkiye de kapitalistlerin ve proleterlerin bir arada bu kadar sorunsuz yaşamasını sendika yöneticilerine bağlıyor. "Bana sorarsan işçilerin haklarını en çok sendikacılar sömürüyor. Umarım bu direniş başka yerlere de sıçrar da bu sömürü düzeni değişir." diyerek sözlerini bitiriyor.
SINIF SENDİKACILIĞI BİR ZORUNLULUK
Ozan Yalçın grevlerde işçilerin önündeki en büyük engelin sarı sendikalar olduğunu düşünüyor. "Tabii ki bu anlayışı da biz öğrenciler değil ancak işçiler kendi mücadeleleriyle verebilir." diye de ekliyor. Gerçek bir sendikal hareketin işçi hareketinin sorunlarını çözeceğine inanıyor Ozan.
Tıp Fakültesi öğrencisi Mirkan Bozkurt ise "Grev yapmak işçilerin en doğal hakkı ama öyle bir ülkede yaşıyoruz ki işçiler grev hakkını bile kullanamıyorlar. Yapılan eylemler son yıllarda
yapılan en büyük eylem ve çok büyük yankılar uyandırdı. Umarım diğer işçiler de bu direnişe destek verirler ve iyi bir sonuç alırlar." diyor. İşçiyi işçinin temsil etmesi gerektiğini bu yüzden de sendikal demokrasinin önemli olduğunu düşünüyor.
Arkeoloji bölümü 3. Sınıf öğrencisi Şilan Deniz ise heyecanlı çünkü 80 darbesinden sonra işçi direnişleri bitti diyenlere metal işçilerinin güzel bir cevap verdiklerini düşünüyor.

ÖNCEKİ HABER

Gelin Birlikte Öğrenelim

SONRAKİ HABER

Sınırdaki 3 bin Suriyeli Türkiye’ye giriş yaptı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...