07 Haziran 2015 00:45

Kürt edebiyatının temel taşları: Hawar ve Nûdem

Eğer bugün Kürt yazarları ve Kürt okuyucuları tarafında Nûdem´e 2. Hawar yakıştırması yapılıyorsa ve Nûdem´e yayın yaşamına son vermiş olmasına rağmen büyük bir gereksinim duyuluyorsa beni kuşkusuz son derece sevindiriyor...

Paylaş

Fırat CEWERÎ

On beş yıl önce Nûdem dergisi yayın hayatına son vermiş olmasına rağmen, yazarlardan ve okuyuculardan aldığım mail ve mesajlar, Nûdem´in yarattığı boşluğun hâlâ doldurulmamış olması yönünde. Nûdem, ikinci dünya savaşından sonra, Kürtlerin sahip olduğu, en uzun soluklu ve en kapsamlı dergisiydi. Bu dergi, bir günde bu özelliklere sahip olmadı. En azından yayın yaşamı kadar bir süre üzerinde düşünüldü; ekonomisi, politikası belirlendi; düşünce özgürlüğü temel alındı, parti politikaları ve ideolojik çekişmelerden uzak kalındı, Kürtler arasındaki suni sınırları kaldırdı, adı gibi çağa uygun, edebiyat, kültür ve sanatla sınırlı, Hawar ekolünün geleneği devam ettirmek şiarıyla çıktı Nûdem. Çıktı ve on yıl boyunca, hiç ara vermeden, gittikçe büyüyen, büyüdükçe sorumlulukları arttan, Kürt edebiyatına yeni isimler kazandıran, Kürtler arasında edebiyatı hep aktüel kılmaya çalışan, Kürt diline yüzlerce yerli ve yabancı edebiyattan örnekler sunan bir dergi, on yıldan sonra okuyucularına elveda demesi, kuşkusuz ardında büyük bir boşluk yaratarak gitmiştir. Zaten dergi, yayın yaşamına son verdikten hemen sonra Kürt okuyucu ve aydınlarından gelen reaksiyon Nûdem´in büyük bir boşluğu yaratacağı yönündeydi.

Kuşkusuz, Nûdem benim yaşamımda da bir boşluk yarattı, ama ben o boşluğu roman yazmakla gidermeye çalışıyorum.
Nûdem on yıl boyunca hiç ara vermeden, hiç gecikmeden yayın yaşamına devam etmiştir. Nûdem´i uzun soluklu bir dergi yapmak, her Kürt yazar ve sanatçının, değişik ideolojilerden edebiyatçı ve bilim adamlarının buluşma yeri yapmak kuşkusuz kolay olmadı benim için. Henüz Nûdem´i çıkarmadan önce, bütün zorluklardan, önüme geçecek olan bütün engellerden haberdardım. Zaten amacım var olan dergilerden değişik bir dergi çıkarmaktı. Nûdem´e başlamadan önce, diğer Kürt dergilerine yazı ve düşüncelerimle yardım etmiştim. Türkiye´de çıkan çok sayıda Edebiyat ve Kültür dergilerine aboneydim, İsveç´teki sanat ve edebiyat dergilerini iyi takip ediyordum. Hatta bazen Fransız ve İngiliz dergilerini de takip ettiğim oluyordu. Bütün bunları edebiyatı aşırı bir biçimde sevdiğim ve çıkarmayı planladığım derginin hem içerik hem de biçim olarak profesyonel bir yapıyı yakalamak içindi.  

Kürt edebiyat tarihinde Hawar´ın rolü ve önemi çok büyüktür. Nûdem´i çıkarmadan önce Hawar´ı çok inceledim, bütün yazılarını, bütün yazarlarını okudum. Çok etkilendim. Çıkarmayı planladığım dergi için tecrübelerine gereksinim olduğunu düşündüm ve o dönem yaşamda kalan Hawar ekolünün üyeleriyle hemen ilişkiye geçtim. Kürt şairi Cegerxwîn ile İsveç’te görüştüm. Hawar´ın önemli öykücülerinden biri olan Nuredîn Zaza ile İsviçre’den mektuplaştım. Hawar´ın sahibi ve editörü Mîr Celadet Alî Bedir-Xan´ın eşi ve aynı zamanda Hawar´ın yazarı olan Rewşen Bedir-Xan´la Suriye´nin Banyas şehrinde görüştüm. Hawar´ın en önemli isimlerinden biri olan Osman Sebri’yle Suriye´nin başkenti Şam´da görüştüm. Bu önemli Kürt yazar ve aydınları dinledim, tecrübelerinden tecrübe edindim.

Kendi tecrübelerimle de yola çıkarak Nûdem´i demokratik, bağımsız ve uzun soluklu bir dergi yapmak için, Nûdem´in önüne beş yıllık bir yayın dönemini koymuştum. Tabii kimse inanmamıştı. İnanmamakla haklıydılar. O dönemde parti ve grupların çıkardığı dergiler birkaç sayıdan sonra okuyucularını terk ederek yok oluyorlardı. Kendi başına biri çıkmış da beş yıl bir dergi çıkaracak. Bu, ö dönemde inanılacak bir şey değildi. Ama ben inanılmayanı inanılır kılmak için gece gündüz çalıştım ve Kürtlere layık bir dergi çıkardım. Bir, iki ve üçüncü sayılara kadar da hâlâ derginin devamı konusunda kuşkulananların sayısı bir hayli fazlaydı. Bir yılı ardımızda bırakıp ikinci yıla bastığımızda ve dergi de gittikçe güçlenince artık Kürtler arasında sevilmeye başladı, abonelerin sayısı gün be gün arttı ve beşinci yıla girince artık Nûdem herkesin gönlünde taht kurdu.

Beşinci yıl şöleninde İsveç´in başkenti Stockholm´de bütün yazar, edebiyatçı ve sanatçıları yanımda görünce, onlara layık bir iş yaptığımın farkına vardım. Bu arada Nûdem yeni yazarların çıkmasına olanak tanımış, daha önce yazar olarak tanınmış yazarlarımızın ürünlerini Kürt okuyucularına ulaştırmış ve Kurdistan´ın değişik parçalarında yaşayan yazarlar arasında adeta bir köprü rolünü oynamıştır. Nûdem beş yılını doldurmuş olmasına rağmen Nûdem´i bırakamazdım. Bütün Kürt yazar ve sanatçıların buluşma yeri olmuş olan ve zamanla bütün Kürtlerin ismini saygıyla andığı, onu örnek olarak gösteren Nûdem’i bırakmak, yayın yaşamına son vermek, beni çok üzerdi. Ve böylece Nûdem´in önüne beş yıl daha koydum. Yeni yayın döneminde de çok ciddi ve çok titiz çalışmaya önem gösterdim. Demokratik ve çok seslilikten taviz vermedim. Partiler ve ideolojiler arasındaki çelişki ve çekişmelerden uzak kaldım. Bazı yersiz polemiklere girmekten kaçındım ve böylece on yıl benim için fırtına gibi geçti.

Nûdem´e başlamadan önce benim ilham kaynaklarımdan biri, belki de en önemlisi Hawar dergisiydi. Kürt edebiyatı tarihinde Hawar dergisinin çok önemli bir yeri vardır. Hawar, bütün Kürt isyanlarından sonra, Kürtlerin en kapasiteli aydınlarından biri olan Celadet Alî Bedir-Xan tarafından 1932´de Şam´da çıkmıştır. İlk kez Hawar aracılığıyla Kürt Latin alfabesi yaygınlaşmış, bilimsel bir biçimde Kürt gramerinin temeli atılmış, imla kılavuzu ve yazı kuralları denenmiştir. Hawar, edebi bir dergiden öte, adeta bir ansiklopedi rolünü üstlenmişti. Dergi yazarların politik düşüncelerine değil, onların edebi ürünlerine değer biçiyordu. Hawar´da edebiyatın bütün türleri denendiği gibi, Kürt sözlü edebiyatına, Kürt folklorunada büyük önem veriliyordu. Zaten Hawar, veya Hawar gibi bir dergi olmuş olsaydı Nûdem´i çıkarma gereksinimi doğmazdı bende. O dergilerde yer alıp, yazılarımla o dergileri güçlendirmeye çalışırdım. Hawar gibi bir dergi olmadığı için Nûdem´i çıkarıp Hawar´ı unutulmuşluktan kurtarmaya koyuldum. Hawar´ın bütün sayılarını iki ciltte toplayıp bastığım gibi, Nûdem aracılığıyla Hawar ekolünün bütün diğer yazı ve kitaplarını da yeniden yayınlamaya başladım. Nûdem´le beraber Hawar da güncelleşti. Hawar´dan aldığım ilhamla Nûdem güçlendi. Nûdem´in Hawar´dan farkı, Nûdem´in Hawar´dan sonra elli yıl gibi uzun bir süre sonra çıkmış olmasıdır. Hawar´ın olanakları çok sınırlı, yazar kadrosu sınırlı, okuyucu kitlesi azdı. Ama o bir misyon rolünü üstlenmişti ve bir öncüydü. O Kürt alfabesi, Kürt grameri ve Kürt yazı kuralları ile uğraşırken, biz onların attığı temel ile edebiyat yazdık, dünya edebiyatından çevirilere yöneldik. Onların el attığı konuları daha da genişlettik ve belki onların yapmak isteyip de yetiştiremediklerini biz gücümüz oranında tamamlamaya çalıştık. Eğer bugün Kürt yazarları ve Kürt okuyucuları tarafında Nûdem´e 2. Hawar yakıştırması yapılıyorsa ve Nûdem´e yayın yaşamına son vermiş olmasına rağmen büyük bir gereksinim duyuluyorsa beni kuşkusuz son derece sevindiriyor...

ÖNCEKİ HABER

Fêrikê Ûsiv

SONRAKİ HABER

Niçin Kürtçe yazmıyorsunuz?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...