06 Haziran 2015 13:15

Seçim öncesi devlet terörü

Yarın gerçekleştirilecek seçim öncesi polisi, askeri birlikleri ve paramiliter güçleri harekete geçiren hükümet halka saldırıyor.

Paylaş

Elif GÖRGÜ

Yarın gerçekleştirilecek seçim öncesi polisi, askeri birlikleri ve paramiliter güçleri harekete geçiren hükümet halka saldırıyor. Son birkaç yılda çok sayıda gencin devlet ve karanlık güçlerin terörüne kurban gittiği ülkede halk hareketi büyürken, siyasetçiler devlet başkanının düşüşünün yakın olduğuna dikkat çekiyor; yeni Anayasa için Kurucu Meclis ve halk hükümeti için mücadelesinin giderek büyüdüğüne vurgu yapıyor.
Latin Amerika ülkesi Meksika’da yarın genel seçimler var. Seçim öncesi hükümeti ve 3 büyük burjuva partisi protesto eden halka yönelik devlet terörü şiddetini artırdı. Öte yandan çeşitli adayların faali meçhul cinayetlere kurban gitmesi de gerginliği tırmandırdı. Seçimlerin meşru olmadığını belirterek iptal edilmesi talebiyle sokağa çıkan öğretmenler, öğrenciler ve kitle örgütlerinin sokak yürüyüşlerine polis ve asker saldırıyor. Boykot hareketinin ne kadar etkili olduğu sandıklar açılınca görülecek.

ADAYLAR SUİKASTA KURBAN GİTTİ
Geçtimiz mart ayında ülkedeki üç büyük partiden biri olan Demokratik Devrim Partisinin Ahuacuotzingo belediye başkan adayı suç örgütleriyle ilişkisi olduğu açıklanan silahlı bir grup tarafından öldürüldü. Demokratik Devrim Partisi Milletvekili adayı Miguel Angel luna geçtiğimiz salı katledildi. Hükümet pPartisi Kurumsal Devrimci Partinin Zacatlan bölgesi seçim kampanyası sorumlusu ve yine hükümet partisinin yerel sorumlularından Israel Hernandez başkentte öldürüldü. Mayıs ayı ortalarında Huimanguillo Belediye Meclis Üyesi Adayı Hector Lopez silahlı saldırıda yaşamını yitirmiş, Iguala Belediye Başkan Adayı Ulises Fabian 1 Mayıs’ta silahlı bir grup tarafından katledilmişti. Bu karanlık tabloda seçimlere giren ülkede ilerici siyasi çevreler, kitle ve yerli örgütleri seçimlerin meşru olmadığı gerekçesiyle iptalini istemek için sokaklarda.

SEÇİMLERDE KİM, KİMİ TEMSİL EDİYOR?
7 Haziran 2015’te Meksika’da 500 federal millitvekilini, 7 eyalet valisini ve belediye başkanlarını seçmek için seçim yapılacak. Ülkede seçim yasasında yapılan değişikliklerin ardından gidilen ilk seçim öncesi şiddet ortamı hakim. Geniş halk kesimleri “boykot” çağrısı yapıyor. Bu çağrıyı yapanlardan Meksika Devrimci Halk Cephesinin Lideri Florentino Lopez, sorularımızı yanıtladı. Lopez, seçim yasalarına göre INE’nin tanıdığı 10 siyasi partinin seçimlere katılabildiği bilgisi verdi ve “Aslında 3 burjuva parti ülkedeki siyasi gücü elinde bulunduruyor, bu partilerin mali gelirleri önümüzdeki seçimlerde alacakları oylar ve kazanacakları sandalyelere bağlı” dedi.
Bu partiler Devlet Başkanı Enrique Peña Nieto’nun Kurumsal Devrimci Partisi (PRI), Ulusal Eylem Partisi (PAN) ve Demokratik Devrim Partisi (PRD). Lopez, partilerin program olarak birbirlerinden farklı olmadığı, “Ulusal ve uluslararası mali oligarşinin farklı fraksiyonlarını temsil ettikleri”ni söyledi.

UMUT VEREN PARTİ YOK
Diğer 6 küçük parti ise: Meksika Ekolojik Yeşiller Partisi, Yurttaş Hareketi Partisi, Emek Partisi, Hümanist Parti, Toplumsal Hareket Partisi ve Yeni İttifak Partisi. Lopez’e göre bu partiler ana 3 partinin “eklentileri” gibi çalışıyor.
3 büyük partiden biri olan PRD’den ayrılan Andres Manuel Lopez Obrador liderliğindeki Ulusal Yeniden Doğuş Hareketi (MORENA) ise alternatif bir sosyal demokrat, antiemperyalist parti kurma iddiasında ancak halk kitleleri içinde beklenen etkiyi yaratmamış durumda. İlk kez bazı bağımsız adaylar da yasal engelleri aşmayı başararak seçime katılmaya hak kazandılar. Lopez, “Her ne kadar yasalar yurttaşların bağımsız adaylar olarak seçime katılmasına imkan tanısa da , yine aynı yasalar bağımsız katılımı neredeyse imkansız hale de getiriyor” diyor.  

Seçim öncesi asker ve polis operasyonları

Halk Cephesi Başkanı Lopez süreci şöyle özetliyor: “Bu seçimle ülkedeki sınıf savaşının karmaşık bir hal aldığı bir dönemde gerçekleşiyor. Mali oligarşi ve burjuva partileri ellerinde tuttukları iletişim araçları, siyasi, ideolojik ve askeri iktidarları sayesinde çökmüş ve çürümüş kapitalist sistemi meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Bunun için partilere, tüm adaylara yer vermesi gereken medyaya büyük para harcıyorlar ve seçim saatinin hemen öncesinde Peña Nieto ve aç gözlü müttefikleri, rejiminin devamını sağlamak için ülkenin stratejik bölgelerine büyük polis operasyonları ve askeri operasyonlar düzenliyorlar”

HALKLARIN BARDAĞI TAŞTI
Meksika, son devlet başkanı seçimleri öncesi öğrenci gençlik hareketinin yükselmesiyle bir toplumsal mücadele sürecine girmişti. Bunda çoğunlukla uyuşturucu taciri gruplara bağlı silahlı suç örgütlerinin ülkede her gün bir katliam işlemesi, askerlerin sokaklarda sivil halkın katledilmesi pahasına çatışmalara girmesi ve dahası hükümetle uyuşturucu patronlarının artık tek bir siyasi iktidar haline gelmiş olmasının payı var. Her yıl binlerce sivilin kaybedildiği, cesetlerinin toplu mezarlardan çıkartıldığı ve sokak ortasında öldürüldüğü ülkede son olarak Ayotzinapa kentinde, hükümeti protesto eden 43 öğretmen okulu öğrencisinin yine suç örgütlerince kaçırılması halkı “artık yeter” noktasına getirdi. Öğrencilerin akıbeti hâlâ belli değil. Halk ve gençler, olayın yerel yöneticilerin, ordunun ve hükümetin izin vermesiyle gerçekleştirdiğine inanıyor.

‘HALK, KENDİ SEÇİMİ OLARAK GÖRMÜYOR’
Meksika bu ortamda seçimlere gidiyor. Florentino Lopez, “Halkının çoğunluğunun; işçiler, köylüler, yerli halklar, ülkenin büyük şehirlerin sefalet kemerleri takan sakinleri seçim sürecinin meşruluğuna inanmıyorlar, hiçbir  burjuva partinin, hiçbir adayın kendilerini temsil ettiğini düşünmüyorlar. Dahası, halk kitlelerinin çoğu bu seçimi devletin seçimi olarak, üç büyük partinin koltukları aralarında paylaşması olarak görüyor ve 7 Haziran’ın sonuçlarının maskaralıktan ibaret olduğuna inanıyorlar. Federal hükümet, eyalet valileri ve yerel yönetimler halkın tüm çağrılarını görmezden geldi. Bunların arasında kaybedilen 43 öğrencinin bulunması, siyasi tutukların serbest bırakılması, ülkenin çeşitli bölgelerinde yükseltilen şiddetin sona erdirilmesi ve son neoliberal reformların onaylanmaması var” diyor.  

SEÇİMLERİ İPTAL ETME MÜCADELESİ VERİLİYOR
MEKSİKA’da seçim öncesi “boykot” ve “seçimleri yaptırmama” eğilimi hız kazanmış. Nüfusun çoğunluğunu temsil eden örgütlü kitle hareketleri, birkaç aydır bir mücadele ve birlik süreci yürütüyorlar. Ulusal Halk Meclisi (ANP) kurulmuş ve seçimleri sürecini boykot örgütleniyor.
“Bu mücadele 7 haziran öncesi büyüdü, özellikle ülkenin güneyindeki Chiapas, Oaxaca, Guerrero ve Michoacán’da önemli kesimler boykot ilan ettiler. Bunların arasında Eğitim Emekçileri Ulusal Koordinasyonu (CNTE), kitle örgütleri, yerli halkların önemli bir kesimi bulunuyor” diyor Lopez. Boykotun etkili olması için bir çok eylemler yapılmış. Seçim kurulu bürolarının işgal edilmiş, oy pusulalarına el konmuş, yanı sıra seçim kurulu bürolarının ve burjuva partilerinin bürolarına saldırılar olmuş.

KATOLİK KİLİSESİ DE ‘BOYKOT’ DEDİ
Lopez, “Ülkenin diğer bölgelerinde de boykot hareketi farklı biçimlerde ortaya çıktı, kitlelerin örgütlü gücünün seçim sandıklarının kurulmasına engel olamadığı yerlerde oy kullanmama ya da boş oy kullanma çağrıları yapılıyor. Katolik kilisesinin ilerici kesimleri de bu tür çağrılara katılıyor. Gerçekten de halkın çok küçük bir bölümünün seçimlere katılacağı görülüyor” diyor.  

ÜLKE TARİHİNDE EN MEŞRU OLMAYAN SEÇİM
Bu gerçeklik karşısında hükümetin Meksika ordusunu, silahlı bahriyelileri, polis birliklerini ve paramiliter güçleri harekete geçirmiş: “Saldırı girişimleri provoke edildi ve seçimin hemen öncesinde halk kitlelerine saldırdılar, çok büyük sayıda yaralılar mevcut. Tüm bunlara baktığımızda sonuç net, Meksika seçimleri şu ana kadar yapılan seçimler içinde en az kabul görenidir ve ülke tarihindeki en meşru olmayan seçimdir”

KURUCU MECLİS VE YENİ ANAYASA MÜCADELESİ
Meksika’da halk güçlerinin derdi sadece devlet başkanı ve gerici hükümeti düşürmek değil. Bir yandan alternatif bir halk iktidarı için de mücadele yürütülüyor. Lopez, uzun süredir işçi, köylü ve halk hareketleri örgütlülüklerini, güçlerini ve perspektiflerini artırırken, yavaş yavaş Enrique Peña Nieto’nun düşürülmesi için verilen mücadelenin beklenen büyüklüğe ulaştığını söylüyor: “Ulusal Kurucu Meclis oluşturulması ve yeni bir anayasa hazırlanması, halk kitlelerinin işçilerin, köylülerin ve yoksulların hükümetini kurma mücadelesi büyüyor.  
Seçim sürecindeki boykot hareketi bu güçlerin bir araya gelmesini ve halk hareketi inşa edilmesine destek verdi. Öte yandan seçimlerden sonra da siyasi genel grev örgütlenmesi çalışması sürecek. 3-4-5 temmuzda Ayotzinapa Guerrero’da, 3. Büyük Ulusal Halk Buluşması gerçekleştirilecek”

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan Ağrı'da da Demirtaş'ı suçlamayı sürdürdü

SONRAKİ HABER

Chomsky: En büyük umut HDP'nin barajı geçip etkin güç olması

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...