Amed, Fırat’ın öte yakasına bakıyor

Vecdi ERBAY

Çok sayıda cinayete imza attığı için Bölge halkının hafızasında ‘Hizbulkontra’ olarak yer etmiş bir gelenekten gelen HÜDA PAR’ın saldırılarını saymazsak, Diyarbakır belki de tarihinin en sakin seçim sürecini yaşıyor. Batı illerinde yapılan saldırılara, Adana ve Mersin’de gerçekleştirilen profesyonel bombalama eylemlerine karşı sağduyulu davranan HDP, HÜDA PAR saldırılarına karşı da sükunetini koruyor.  

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu seçim mitinglerinde HDP’nin silah zoruyla oy topladığını iddia ededursun, Diyarbakır ve bölgenin diğer illerinde, bugüne kadar bir tek AKP’linin burnu kanamadı. Üstelik birebir görüştüğüm AKP seçmeni de bu yönlü bir şikayette bulunmadı. Hükümet medyası aldığı talimatlar doğrultusunda algı yönetme gayretini sürdürsün, Bingöl’ün Karlıova ilçesine bağlı Serpmekaya köyü çıkışında saldırıya uğrayan yine HDP aracı oldu ve saldırıda Hamdullah Öğe yaşamını yitirdi. 

HÜDA PAR’ın, korucuların pervasız saldırılarına sessiz kalan polis ve askerin gözaltı operasyonları ise AKP Hükümetinin HDP’yi seçim barajının altında bırakmak için elindeki bütün güçleri devreye koyduğunu gösteriyor.

SEÇİM BÜROLARINDA ŞENLİK HAVASI

HDP kitlesi sükunetini koruyor ve tıpkı seçim şarkılarında olduğu gibi coşkulu ve umutlu hazırlanıyor seçime. Seçim bürolarının önünde hep bir şenlik havası var. Bu şenlik havası, oylarını artırdıklarını görmenin sevincinden ve elbette seçim barajını geçeceklerine duydukları güvenden kaynaklanıyor. 
Evet, HDP’nin barajı aşacağına büyük inanç var, ancak kuşku da eksik değil.

HDP oylarının çalınabileceği kuşkusu taşıyor seçmen. Böyle bir olasılığın konuşuluyor olması Türkiye için trajik ve elbette hükümet için utanç verici bir durum. Ama bu kuşkunun yersiz olmadığını önceki seçimlerden biliyoruz.

Öte yandan seçim startı verildiği günden bu yana HDP’li yetkililer provokasyon olasılığına dikkat çekti. Yine ilk günden beri gerçekleşen saldırılara karşı soğukkanlı bir tutum sergileyerek kitlesini de sakinleştirdi. Bu soğukkanlı tutumun temelinde, özellikle Kürt seçmeni provoke edecek her türden eylemin, HDP’nin elde edeceği başarıyı berhava etmeye hizmet edeceği öngörüsü yatıyor. Ağrı’nın Diyadin ilçesinde gerçekleştirilen operasyondan Adana ve Mersin seçim bürolarının bombalanmasına, HÜDA PAR’lıların Bağlar’da iki kardeşi bıçaklamasından Karlıova’da Hamdullah Öğe’nin katledilmesine kadar bütün eylemlerin, HDP kitlesini sokağa dökmek amacı taşıdığı artık aşikar. Seçime iki gün kaldı ve bu eylemleri gerçekleştirenler henüz amaçlarına ulaşamadı. Başka ne yapabilirler? ‘Derin devlet’in derin zihninde ne tür kirli planlar var, kestirmek zor doğrusu.

MİTİNGLER SANDIĞA NASIL YANSIYACAK?

HDP’li seçmenin bir kuşkusu daha var. HDP’nin batı illerinde gerçekleştirdiği mitingler umut verici. Ancak mitinglerdeki görkemli kalabalığın coşkusu sandığa nasıl yansıyacak? Diyarbakır’da HDP seçmeni, büyük bir öz güvenle, “Burası tamam, bölge genelinde herkesi şaşırtacak oy alacağız. Ancak barajı aşmak için batıdan gelecek oylara da ihtiyacımız var” diyor. Yani Diyarbakır Fırat’ın öte yakasına bakıyor. Yoldaşlık duygusu ve umutla…

Mevcut sisteme karşı Türkiye tarihinin en güçlü ittifakı, HDP çatısı altında gerçekleşti. HDP çatısı altında toplanan güç, bir devrim vadetmiyor belki ama Türkiye’ye Gezi Parkı direnişindeki samimiyeti sunuyor. Halkların, inançların, kültürlerin arasına kurulmuş uçurum mesafesini kapatacak; Yeni mücadele alanları, demokrasinin önünü açacak hamleler, iktidar kibrini/zehirlenmesini bertaraf edebilecek bir gelecek tasarısı barındırıyor. HDP, iktidar olan her partinin, Kürtlere ve devrimci güçlere karşı haysiyetsizce kullandığı yüzde 10 barajını yıktığında, 12 Eylül’de yıkılan devrimci öz güven bir kez daha filizlenecektir.

Nabzı HDP’den yana atan Diyarbakır bu bilinçle Fırat’ın öte yakasına bakıyor ve “Biz’ler Meclise” diyor.