03 Haziran 2015 00:21

‘Nâzım Hikmet edebiyatta yeni ufuklar açıyor’

Geçtiğimiz yıl kurulan Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi, şairin edebiyatı ve yaşamına dair çalışmalarını sürdürüyor.

Paylaş

Sevda AYDIN
İstanbul

Geçtiğimiz yıl kurulan Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi, şairin edebiyatı ve yaşamına dair çalışmalarını sürdürüyor. Merkez, Nâzım Hikmet Araştırma Kütüphanesi, Şairin Etkisi: Bir Sözlü Tarih Projesi, #Şiirsokakta ve #Nâzımaramızda, Türkiye Hikâyelerini Anlatıyor başlıklı projelerini hayata geçiriyor. Yıl içinde bir Nâzım Hikmet sempozyumu yapmayı ve orada yeni Nâzım Hikmet çalışmalarına yer vermeyi planladıklarını da söyleyen Prof. Dr. Murat Gülsoy’la merkezi çalışmalarını, hedeflerini konuştuk.

Nâzım Hikmet ile nasıl tanıştınız? Sorusunu yazarlara soruyorsunuz. Ben de size sorayım, siz nasıl tanıştınız Nâzım Hikmet ile?
Ben de kendi kuşağımdan birçok okur gibi öncelikle Kuvayi Milliye Destanı ile tanışmıştım Nâzım Hikmet ile... Okuduğumda neden uzun yıllar yasak olduğuna şaşırmıştım çocuk aklımla. Ardından Cem Yayınları’ndan çıkan tüm eserlerini yutarcasına okumuştum. 835 Satır, Jokond ile Si-Ya-U, Şeyh Bedrettin Destanı, Memleketimden İnsan Manzaraları... Bunları 1980 karanlığında okumak çok farklı bir deneyimdi. Onu okumanın, kitaplarını taşımanın, evinde bulundurmanın bir suç ya da suç potansiyeli taşıdığı tarihlerden söz ediyorum. Dolayısıyla okumanın kendisi siyasi bir eylem anlamına geliyordu. Bu kısmı heyecan vericiydi ama asıl önemlisi Nâzım Hikmet’in eserlerinin insanda açtığı ufuklardı. Bir şiirde Berkeley’le, Heraklit’le karşılaşıyor, felsefenin yaşamsal bir öneminin farkına varıyorsunuz; başka bir şiirde, örneğin Jokond ile Si-Ya-U’da gerçeküstü ile tarihsel gerçekliğin kesişimlerinde nasıl bir resim çıktığına hayret ederken, modern edebiyatın zinde, devrimci, dönüştürücü gücünü hissediyorsunuz. Memleketimden İnsan Manzaraları ise ilk okuduğumda da çarpmıştı. Şimdi de aynı kuvvetle etkiliyor beni. Belki o zamanlar bu etkinin anlamını dillendirecek zihinsel donanımım yoktu ama şimdi anlıyorum neden bu kadar etkilendiğimi. Çünkü elimde tuttuğum eser, bir memleket resmi çizerken şiirden romana, destandan sinemaya çok çeşitli anlatım araçlarını muazzam bir imkana çeviriyor, Türkçenin içinde adeta yeni bir dil yaratıyordu. O zaman tam anlayamıyordum ama aslında yasak olan sadece yasalarla yasaklanan bir şey değildi; Nâzım Hikmet’te billurlaşan yaratıcılığın devrimci dönüştürücü, yeniden yapıcı o modernist özüydü aslında. Özetle, Nâzım Hikmet okumak benim için çok önemli bir merhaleydi. Edebiyatta araştırıcı, yenilikçi, deneyci olmayı ilk ondan öğrendim.

Çeşitli projeler gerçekleştiriyorsunuz. Bunların arasında Nâzım Hikmet Araştırma Kütüphanesi, Şairin Etkisi: Bir Sözlü Tarih Projesi, #Şiirsokakta Ve #Nâzımaramızda var. Tüm bu projeler Nâzım Külliyatında nasıl bir öneme sahip?
Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi çok yeni kurulmuş bir Merkez. Öncelikle Nâzım Hikmet üzerine araştırmaların artırılmasına ve derinleştirilmesine katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Yakın zamana kadar yasaklı bir şair yazar olduğu için üniversitede yapılmış akademik çalışma sayısı çok az. Üzerine yayımlanan kitaplar da öyle. 2000’li yıllardan sonra belirli bir artış gösteriyor. Bu tabii çok büyük bir eksiklik. Çünkü Nâzım Hikmet Türk edebiyatının gelmiş geçmiş en önemli figürü, kuşaklar boyu yazarı ve okuru etkilemiş bir şair. Merkezin öncelikli işlerinden biri bu tür akademik çalışmalara ön ayak olmak, çalışmaları özendirmek ve desteklemek. Sözlü Tarih projesini de bu yüzden başlattık.  Ancak sadece akademik projelerle de sınırlı tutmuyoruz çalışma alanımızı. #Şiirsokakta gibi bir proje ile sokakta duvar yazısı şeklinde yazılan Nâzım şiirlerini fotoğraflayıp arşivliyoruz örneğin. Türkiye Hikayelerini Anlatıyor da Nâzım’ın Memleketimden İnsan Manzaraları’na bir saygı duruşu, ama öte yandan içinde edebiyatın, yaşam tanıklıklarının, radyonun olduğu çok yönlü bir proje. Sonuçta sanatsal bir iş. Üstelik çok katılımcısı olan kolektif bir proje. Türkiye’nin dört bir yanından gelen hikayeler projeye destek veren günümüz yazarları tarafından yayına hazırlanacak, tiyatrocular tarafından seslendirilecek, Açık Radyo’da paylaşılacak, daha sonra kitap haline getirilecek... Bu tür projelerle Nâzım Hikmet’in o araştırmacı ve genç ruhunu yaşatmış olduğumuzu düşünüyorum.

'MANZARALARI' AKILDA TUTMADAN BUGÜNÜN ROMANINI OKUMAK EKSİK OLACAKTIR'

NÂZIM Hikmet’in edebiyatı üzerine yaptığınız araştırmalarınızda binlerce arşiv çalışması var; kitaplar makaleler ve tezler... Bütün bu çalışmalar bugünkü edebiyat için ne söylüyor?
Nâzım Hikmet’in bibliyografyasında şu anda 1832 eser kayıtlı. Bunlar 2013 yılına kadar geliyor. Tek tek makaleler de mevcut. Aslında bu çapta bir dünya yazarı için çok yüksek bir sayı değil. Bunun da en büyük nedeni uzun yıllar yasaklı olması. Yaşadığı haksızlıkların yanı sıra muhalif kimliği ve dünya görüşü nedeniyle de görmezden gelinmiş olması. Ancak son zamanlarda yazılan tezler, sunulan bildiriler, yayımlanan makaleler ve kitaplar Nâzım Hikmet’in edebiyatı hakkında farklı bakış açıları sunmaya başladılar. Bu sayede biz de Türk edebiyatı hakkında başka türlü düşünme fırsatı elde ediyoruz. Daha önce pek de dikkat edilmeyen süreklilikler ortaya çıkmaya başlıyor. Örneğin, bence bugün Ayfer Tunç’un Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi adlı romanını ya da Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’ını Memleketimden İnsan Manzaraları’nı akılda tutmadan, yapısal ve içerik devamlılığına dikkat etmeden okumak eksik olacaktır. Edebiyat tüm yasaklamalara veya sınırlamalara rağmen kendi dip akıntılarından yolunu buluyor ve sürekliliğini sağlıyor. Araştırmacılara düşen bu bağlantıların izini sürmek.

AKADEMİSYENLERİN BULUŞACAĞI BİR MEKAN

Peki şair için yazılmış bunca çalışmanın yanına Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi, yazarın edebiyatı için yeni ne koyacak ?
Somut olarak ilk projemiz, Şairin Etkisi: Sözlü Tarih Projesi başladı. Farklı kuşaklardan şairlerle konuşuyor, Nâzım Hikmet’i nasıl algıladıklarını, etkisini nasıl değerlendirdiklerini soruyoruz. Nâzım Hikmet’in külliyatına ve günümüz edebiyat araştırmalarına önemli bir katkı olacağını düşünüyoruz. Ayrıca yıl içinde bir Nâzım Hikmet sempozyumu yapmayı ve orada yeni Nâzım Hikmet çalışmalarına yer vermeyi planlıyoruz. Tabii tüm bunları hayata geçirmek için hevesli akademisyenler için bir buluşma mekanı olmasını istiyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Tüzel: AKP'nin istikrarı işsizlik ve yoksulluktur

SONRAKİ HABER

Nâzım Hikmet ve sanatçının taraf olması

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa