Mühendislikte akreditasyon üzerine
Ekonomi politikalarını küreselleşme doğrultusunda belirleyen Türkiye, kapitalizmin kurumları olan IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü’nün isteklerine göre memleketi şekillendirmektedir. Her şeyin alınıp satılabilir bir meta haline geldiği bir sistemde kamu hizmeti ve toplum yararı kavramlarının yerine piyasa kurulları, serbest piyasa, serbest tüketici, hizmet üretimi, sertifikasyon, akreditasyon gibi kavramlar kullanılır hale gelmiştir.
AKREDİTASYONU KİM SAVUNUR?
Akreditasyon, kabaca tarif edersek, piyasaya ihtiyacına göre standartlar belirleme ve bu standartların belgelendirmesi sürecidir. Peki, akreditasyonun gerekliliğini savunanlar neden savunur, karşı çıkanlar neden karşı çıkar?
Türkiye, AB uyum yasası sürecinde GATS (Hizmet Ticareti Genel Anlaşması) kapsamında yer alan 155 hizmet alanının 72’sinde taahhütte bulunmuştur. Taahhüt listesinde yer alan “Uzmanlık Gerektiren Hizmetler” kapsamında değerlendirilen mühendislik-mimarlık hizmetlerinin de bugün dünya pazarının yüzde 72’sini elinde bulunduran 4 büyük emperyalist ülkenin isteklerine uygunlaştırılması süreci işletilmektedir.
Hizmet Ticaret Anlaşmasının dayattığı mühendislik modelini şöyle özetleyebiliriz. Dört Yıl oku. Eğer şanslı azınlıktaysan standardı AB uyum yasası ve GATS’e göre belirlenmiş bir okulu bitir ki, eşitsizlerin yarıştığı ortamda ön sıralardan yer tut. Okulu bitirdiğinde diplomanda mühendis yazmasın, bir müddet stajyer mühendis olarak çalış. Yetkinlik sınavına gir. Başarılı olursan piyasaya mühendis olarak sürülmeye hazırsın.
YENİ KAST SİSTEMİ
Bu modeli yağmacı, piyasa odaklı kurumların benimsemesi gayet doğaldır. Çünkü bu sistemin onlar için getirileri büyüktür. Yeterli alet, makine, öğretim görevlisi kadrosu, laboratuar olmadan gecekondu üniversiteler açarak insanları dört sene oyalayıp yüzleşecekleri işsizlik problemini ötelemektedirler. Mühendis eğitiminde yetki karmaşası ve eşitsizlik yaratarak, teknik elemanlarda yeni bir kast sistemi oluşturmaktadırlar. Bu kast sisteminin alt sıralarında kalan mühendisler, diğerlerinin altında stajyer mühendis olarak asgari ücrete çalıştırılmaktadır, daha yetkin olabilmeleri için çeşitli kurslara para harcatılarak piyasaya yeni bir rant kapısı sağlamaktadırlar.
TMMOB’A ELEŞTİRİ
Asıl üzücü olan IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü’nün böyle bir süreci benimsemesi değil, TMMOB gibi toplumcu ve emekten yana geleneğe sahip bir örgütün bunlara paralel düşünceler beslemesidir.
TMMOB en son yayınlanan bildirisinde sınava girmiş öğrencilerin bu sıkıntılı sistemin kurbanı olmamak ve bu oyunu bozmak için üniversitelerin akredite olmuş ya da buna başvurma cesaretini göstermiş bölümleri tercih etmelerini tavsiye ediyor. Acaba bu oyununu bozmak, böyle çarpık bir sistemi kabul edip “bu sistemde kendinizi şöyle kotarın” demekle mi mümkün olacak? “İktidar ve onun uluslararası işbirlikçileri bunu böyle istiyor, biz bu oyunu bozamayız, en iyisi buna ayak uydurup meşrulaştıralım, ama halka da akredite üniversitelere gidin uyarısını yapıp kamu görevimizi de yerine getirelim” gibi bir tavır mıdır doğru olan? Bireysel kurtuluş taktikleri vermek mi, yoksa sistemi düzeltip topyekun bir kurtuluş sağlamak mıdır aslolan?
Yasa tasarıları ve yönetmeliklerin gerekçeler bölümünde geçen üniversitelerin yetersiz bir şekilde gençlerimizi mezun ettiği savı, aslında eğitim sisteminin yetersizliğinin itirafıdır. TMMOB ve bağlı odaların bu itirafın üzerine gidip eğitim sistemini sorgulamak yerine, “akredite olan iyi okullar var, onlara gidin” diyerek, ilave eğitimler vererek belgelendirme yöntemlerine gidip, sistemin açıklarını kapatmak istemesi mantıklı mıdır? TMMOB neden dayatılan sistemin yarattığı durumdan vazife çıkarmaktadır? Bu şekildeki bir sertifikasyon, akreditasyon kurumunun sisteme göbeğinden bağlı olacağı açık değil midir? Neden sorunun çok temel bir altyapı eğitim sorunu olduğu göz ardı ediliyor?
TMMOB bu altyapı sorununun üstüne gitmelidir. Mühendislik eğitiminde, üniversitelerde yeni bölümler açılmasında, bölüm kontenjanlarının belirlenmesinde söz hakkı talep etmeli ve müdahale etme araçlarının geliştirilmesini sağlamalıdır. Akademik eğitim sorgulanmalı, eğitim sisteminden kaynaklı sorunlar eğitim sistemi içinde çözülmelidir. TMMOB sistemin eşit bir şekilde işlemesine ön ayak olmak durumundadır. Sistemin boşluklarını okul sonrası verilen belgelerle doldurmak TMMOB’nin işi değildir. Bu çarpık sistemde piyasaya daha uyumlu okulları referans göstermek TMMOB’nin işi değildir.
TMMOB’nin işi mühendisleri kendi arasındaki sınıflı sistemden ayırıp işçi sınıfının aydını olarak örgütlemek, kendini de bu doğrultuda yapılandırmaktır.
*Endüstri Mühendisi
Evrensel'i Takip Et