27 Mayıs 2015 00:59

AKP'nin eğitim karnesi: Eğitimde ‘dört dörtlük’ dönüşüm!

Erdoğan’ın 'genç iş gücü' ve 'kindar ve dindar nesil' arzusunun gerçekleştirilmesinin ayaklarından biri eğitim oldu. 4+4+4 eğitim modeli ile toptan bir dönüşüm yaratıldı.

Paylaş

DOSYA: AKP'nin 13 yılı

AKP hükümetinin iktidara geldiğinden bu yana temelden dönüştürdüğü en önemli alanlardan biri eğitim oldu. Zaten müfredat ve nitelik açısından oldukça sorunlu olan eğitim sistemi, temel olarak iki açıdan; piyasanın ihtiyaçları ve AKP’nin gerici ideolojisinin istediği ‘gençlik’ ve ‘toplum’un ihtiyaçları üzerinden yeniden ele alındı. 13 yıl içinde Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapan Recep Tayyip Erdoğan bu düzeni iki şekilde tarif etti bugüne kadar, “Genç işgücünün azaldığı gerekçesiyle istikrarlı bir şekilde en az 3-5 isteyerek ve dayatarak” ve “kindar ve dindar nesil” tarifleri yaparak.
Erdoğan bu iki “arzusu”nun da yerine getirilmesinin ayaklarından biri hep eğitim oldu. 4+4+4 eğitim modeli toptan bir dönüşüm yaratıldı. Zorunlu eğitimin süresi fiili olarak düşürülmüş oldu, bir yandan sanayinin ihtiyacı olan genç ve ucuz işgücünün okullarda daha fazla ‘oyalanmasının’ önüne geçildi; ‘normal’ devlet okullarının sayısı olabildiğince azaltıldı, imam hatipler ‘normal eğitim kurum’ haline getirildi, geri kalan okullar da işgücünün yaratılacağı şekilde mesleğe yönelik düzenlendi. Üniversiteler ise tüm bileşenleri baskı altına alınarak ve tamamen bilimsel üretimden koparılarak sanayi yan kuruluşları haline getirilmeye çalışıldı.
Kuran kursları, din eğitimlerinin verildiği yaz okulları, tarikat düzeniyle yönetilen yatılı yurtlar vb. destek unsurlar olarak hızla çoğaltıldı ve günlük hayatın bir parçası haline getirildi. Yıllarca ‘zorunlu din dersleri’nin tartışıldığı müfredat bunun çok ötesine geçerek hızla gericileştirildi, dinselleştirildi. Bu gericileşme sadece ‘laikliğin’ tamamen eğitim hayatından çıkartılmasının yanı sıra özel olarak ‘mezhepçiliğin’ de dayatıldığı bir gericileşme oldu.
Öte yandan kamu kurumları iktidarın ihtiyaçlarına göre daraltılır ve ideolojik olarak dönüştürülürken özel okullara yönelik görülmemiş teşvikler verildi.
AKP’nin 13 yıllık eğitim politikası ve uygulamalarının ele almaya çalışacağımız dosyamızın bu bölümünde ilk olarak bu dönüşüm ticarileşme ayağını ele alıyoruz.


EĞİTİM NASIL TİCARİLEŞTİ?

Eğitim, AKP’nin iktidarda olduğu yıllar boyunca ticarileşen kamu hizmetlerinin başında geldi. Eğitime ayrılan bütçenin azaltılmasından okullara yeterli kaynak gönderilmemesine, velilerin eğitim harcamalarının artmasından özel okulların palazlandırılmasına kadar eğitimin piyasaya açılmasına ilişkin birçok adım hayata geçirildi.
Peki, eğitimin kamusal bir hak olmaktan çıkarılıp daha fazla ticarileştirilmesiyle sonuçlanan bu adımlar nedir? Eskiden kitabı satın alan veli, bugün kitabı devlet verirken neden daha fazla masraf yapmak zorunda kalıyor?

EĞİTİME YATIRIM PAYI YARIYA DÜŞTÜ

Bu konuya açıklık ettirmek için bazı somut verilere bakmak yeterli. Örneğin 2014’te 56 milyar olan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesi, 2015 yılında 62 milyara çıkarıldı. İktidar bununla övünerek eğitime ne kadar önem verdiği üzerine nutuklar atarken, eğitim yatırımları konusundaki harcamaların düştüğünü gizledi. MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 12 yılda yüzde 18’den yüzde 9’a düştü.
2015 bütçesinden milli eğitime ayrılan payın büyük bir bölümü personel giderlerine ayrıldı. Yüzde 68 personel giderleri ve yüzde 10 sosyal güvenlik devlet primi giderleri olmak üzere bütçenin yüzde 78’i personel harcamalarına gitti.

VELİNİN CEBİNDEN ÇIKAN PARA 5 KAT ARTTI

Okullara yeterli kaynak ayrılmaması, idarecilerin de farklı yollara başvurmasına neden oldu. Okulların çeşitli ihtiyaçlarının karşılanması için öğrencilerden “zorunlu bağış” adı altında paralar toplama, eğitimcilerin bu konuda görevlendirilmesi yaygınlaştı. Okulların kendine kaynak yaratması için gelir getirici işler yapması teşvik edildi. Bu doğrultuda 2004’ten itibaren okul aile birliklerine şirket statüsü verildi. Her okul fiziki yetersizliklerini kapatmaktan eğitim araç-gereçlerinin teminine, hademelerin maaşlarının ödenmesine kadar birçok masraf için kermesler, yardım konserleri yapıyor. Tatil günlerinde okul bahçeleri otopark veya düğün alanı olarak kullanılıyor.
AKP iktidara geldiğinden bu yana yani 2002-2015 yılları arasında velilerin cebinden çıkan para 5 kat arttı. 2002-2003 eğitim-öğretim yılında bir öğrenci için ailelerin cebinden 720 TL para çıkarken, 2014 eğitim yılında bu tam 5 kat aratarak 3 bin 602 TL’ye yükseldi.

ÖZEL OKULLAR İHYA EDİLDİ

AKP iktidarı boyunca özel eğitim teşvik edildi, bu doğrultuda özel okullara milyonlarca lira aktarıldı. Öğrenci başı verilen desteklerle veliler çocuklarını özel okullara göndermeye özendirildiler. MEB İdare Faaliyet Raporu’nda açıklanan rakamlar da bunu doğruluyor. Rapora göre, 2014-2015 eğitim öğretim yılında özel okullarda öğrenim gören 168 bin 310 öğrenciye eğitim ve öğretim desteği verildi. Bu kapsamda özel okullara verilen toplam destek ise 187 milyon 376 bin 875 TL oldu.
Okul türüne ve öğrenci sayısına göre verilen destek ise şöyle:
r 28 bin 94 okul öncesi öğrencisi için; 24 milyon 582 bin 250 lira TL
r 47 bin 807 ilkokul öğrencisi için; 50 milyon 197 bin 350 TL
r 55 bin 210 ortaokul öğrencisi için; 67 milyon 632 bin 250 TL
r 33 bin 749 lise öğrencisi için; 41 milyon 342 bin 525 TL
r 3 bin 450 temel lise öğrencisi için; 3 milyon 622 bin 500 TL
Bu desteklerle birlikte özel okullar mantar gibi çoğaldı. 4+4+4 uygulamasıyla birlikte yalnızca 2011 ve 2014 yılları arasındaki özel ilköğretim okulu sayısı iki katını aştı. Eğitim Sen’in hazırladığı Eğitimin Durumu Raporu’na (Eylül 2014) göre 2011-12 döneminde 931 olan özel ilköğretim okulu sayısı, bir sonraki yıl bin 896’ya, 2013-14 eğitim-öğretim döneminde ise 2 bin 43’e çıktı.

ÖZEL MESLEK LİSELERİNE MİLYONLAR

Eğitimin daha fazla ticarileşmesi sadece özel okullara aktarılan kaynağın artırılmasıyla kalmadı. Hem eğitimin piyasanın koşullarına göre şekillendirilmesi, hem de bunun bizzat piyasa kontrolünde yapılması için en önemli adımlardan biri de özel meslek liseleri oldu. 4+4+4 eğitim sistemi kapsamında her organize sanayi bölgesine bir meslek lisesi açılmaya başlandı. Bu okullarda okuyacak öğrenci başına devletin 5 bin lira vereceği açıklanmıştı. MEB İdare Faaliyet Raporu’nun verilerine göre; bakanlığa bağlı olarak OSB’lere açılan özel mesleki ve teknik okullara bugüne kadar 38 milyon 778 bin 410 TL ödenek tahsis edildi. 2014-15 eğitim öğretim yılında OSB mesleki ve teknik eğitim okulları kapsamında bakanlığın teşvikinden yararlanan toplam 20 okul bulunuyor. Organize sanayi bölgelerinde Akıllı Stüdyo Okul Teknik Kolejleri ikinci yılını doldurmak üzere. Bu okullar, teknolojik donanımla ve ücretsiz eğitimle ara eleman yetiştiriyorlar. İş piyasasının ihtiyacı doğrultusunda makine, elektrik-elektronik, metal gibi birçok alanda ara eleman yetiştirmek için kurulan teknik kolejler, “Devletten iş garantisi” vaadinde bulunuyor.


DEVLET OKULLARININ KÖTÜ OLDUĞU ALGISI YAYGINLAŞTIRILDI

Üç çocuk sahibi Songül Yalçın, yıllar içinde eğitim masraflarının nasıl arttığını ve neler değiştiğini anlattı. Kızı bu yıl üniversiteyi bitiren Yalçın, ilkokulda okuyan oğluyla kıyasladığında eğitime harcadıkları paranın gözle görülür biçimde arttığını söyledi. Eskiden okul için bu kadar para harcamadıklarını belirten Yalçın, bugün her şeyin parayla alındığını söyledi. 4+4+4 sisteminden sonra forma giyme zorunluluğunun kalktığını belirten Yalçın, “Durmadan yeni kıyafet almak zorunda kalıyoruz. Çocuk arkadaşlarında yeni bir şey görünce sürekli aynı kıyafetleri giymek istemiyor. Eskiden olsa bir tane önlük alıyorduk, yetiyordu” dedi.
Öğretmenlerin de “daha iyi bir eğitim için” çocukları kolejlere yönlendirdiğini söyleyen Songül Yalçın, ilkokuldaki çocukların sınavlara hazırlanarak kolejlerde okutulmaya çalışıldığını söyledi. Yalçın, devlet okullarındaki eğitimin yeterli olmadığı algısının yaygınlaştırıldığını ifade etti.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın ders kitaplarını ücretsiz dağıtmasının yeterli olmadığını, içeriklerinin de önemli olduğunu dile getiren Yalçın, öğretmenlerin sürekli kendilerinden çocuklarına yardımcı kaynak almalarını istediğini, bunun tüm dersler için geçerli olmasının bütçelerini zorladığını ifade etti.

YARIN: Dindar-kindar-itaatkar nesil yaratma çabası

ÖNCEKİ HABER

Esenyurt’ta seçim ile geçim iç içe geçiyor

SONRAKİ HABER

Eğitimde sınıfsal bölünme derinleşti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...