23 Mayıs 2015 00:58

13 yıl: Bir yanda barış eli öbür yanda ölüm ve cezaevi

Seçimlere giderken, AKP’nin 13 yıllık iktidarını irdelediğimiz dosyamızın Kürt sorunu başlığını ele aldığımız bölümünde bugün gündeme damga vurmuş ve bazıları büyük acılar anlamına gelen olayları hatırlatacağız.

Paylaş

DOSYA: AKP'NİN 13 YILI

Erdal İMREK

Seçimlere giderken, AKP’nin 13 yıllık iktidarını irdelediğimiz dosyamızın Kürt sorunu başlığını ele aldığımız bölümünde bugün gündeme damga vurmuş ve bazıları büyük acılar anlamına gelen olayları hatırlatacağız. AKP’nin 13 yıllık iktidarı bir taraftan Kürt hareketinin sorunun barışçıl çözümü için sarf ettiği çaba, diğer taraftan çoğu zaman barış elinin havada kalmasıyla geçti. PKK’nin çözüm için ısrarlı adımlar attığı, defalarca ateşkes ilan ettiği bu süreçte çoğu sivil olmak üzere yüzlerce kişi devlet kurşunlarıyla can verdi. 2006 Diyarbakır olayları, Roboskî, Cizre ve diğerleri...
KCK operasyonlarıyla binlerce kişi tutuklandı. Çözüm süreciyle birlikte ölümlerin kısmen durduğu söylenebilir. Ancak bu daha çok asker ölümlerinin durduğu, ancak Kürtlerin payına yine ölümün düştüğü bir süreç de oldu. Burada hatırlattıklarımız dışında ülke gündemini sarsan olaylar da yaşandı. Hepsine yer vermek mümkün değil ancak bu kadarı da AKP’nin Kürt sorununa yaklaşımına dair ip uçlarıyla dolu.

2006 DİYARBAKIR OLAYLARI

Muş’un Şenyayla ilçesi kırsalında, 24 Mart 2006’da 14 HPG’li kimyasal silahlarla öldürüldü. 4 HPG’linin cenazesi Diyarbakır’a getirilerek, Yeniköy Mezarlığında toprağa verildi. Mezarlıktan ayrılarak kent merkezine yürüyen binlerce kişinin önü polislerce kesildi. Polisin kitleye saldırmasıyla başlayan olaylar kentin birçok noktasına yayıldı. Diyarbakır savaş alanına dönerken, 2. gün olaylar Batman, Nusaybin, Kızıltepe, Van başta olmak üzere birçok kente yayıldı. Olaylar sırasında dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın “Kadın da olsa, çocuk da olsa gereken yapılacaktır” sözüyle birlikte saldırının dozunu arttıran polis ve asker, 7’si çocuk 13 kişiyi katletti, 300’ü aşkın kişi yaralandı. 200’ü çocuk 563 kişi gözaltına alındı, 382 kişi ise tutuklandı. Tutuklananların 91’i çocuktu. 13 kişiyi katleden polis ve askerlerden bir teki dahi ceza almadı.

HABUR KARŞILAMASI

Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine 19 Ekim 2009’da Kandil ve Maxmur Kampı’ndan 34 PKK gerillası ve siyasi mülteci Habur sınır kapısından Türkiye’ye giriş yaptı. Gelenler sınırda on binlerce kişi tarafından coşkuyla karşılandı. Ancak devletin silahların susmasına yönelik bir iyi niyet adımı olarak gelenlere yanıtı hiç de barışçıl değildi. Barış Grubu üyeleri gözaltına alındı ve yargılandı. 13’ü ‘Terör örgütü üyesi olmak’, ‘Terör örgütü propagandası yapmak’, ‘Terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçlamalarıyla tutuklandı. Tutuklananlar arasında bulunan Lütfü Taş, cezaevinde kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.

KCK OPERASYONLARI

29 Mart 2009’daki yerel seçimde DTP’nin bölge illerinde oy oranını ikiye katlaması ve PKK’nin 13 Nisan’da çatışmasızlık kararı almasının hemen ardından, 14 Nisan 2009’da ‘KCK/TM’ adı altında Bölge illeri başta olmak üzere Türkiye genelinde başlatılan operasyonlarda belediye başkanları, siyasetçiler, insan hakları savunucuları, avukatlar, akademisyenler, yazar ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu binlerce kişi gözaltına alındı. Aralarında DTP, DTK yöneticileri ile Kürt siyasetinin etkili isimlerinin de bulunduğu binlerce kişi tutuklandı. Başbakan Erdoğan’ın “KCK operasyonlarını destekliyorum” açıklamasının ardından genişleyen operasyonun hedefi önce akademisyenler daha sonra da PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları oldu. 36 avukat tutuklandı. Dicle Haber Ajansının (DİHA) tüm büroları ile Gündem gazetesi ve Demokratik Modernite dergisi ve Etik Ajansın bürolarına yönelik 20 Aralık 2011’de düzenlenen baskınlarda gözaltına alınan 36 gazeteci de tutuklandı. Diyarbakır’da gözaltına alınan Kürt siyasetçilerin kelepçeli fotoğrafı hafızalara kazındı.

ROBOSKÎ KATLİAMI

28 ARALIK 2011’de Federal Kürdistan Bölgesi’nden katırlarına yükledikleri üç beş parça eşya, biraz mazot ve sigarayla geri dönenlerin üzerine Diyarbakır’dan havalanan F-16 savaş uçakları yüzlerce kilo bomba yağdırdı. Katliamda çoğu çocuk 34 köylü yaşamını yitirdi. Katliam anı görüntülerine, raporlara, delillere, katliamı gerçekleştiren emir-komuta zinciri içinde yer alanların tamamının isimleri belli olmasına rağmen, açılan göstermelik soruşturma da kapatıldı. Çoğu AKP’li üyelerden oluşan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun hazırladığı raporda, ‘Kasıt yok’ denildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyasını görevsizlik kararı vererek Askeri Savcılığa gönderdi. Askeri Savcılık ‘kamu davası açılmasını gerektiren sebep yoktur” diyerek takipsizlik kararı verdi. Takipsizlik kararına itiraz da reddedildi. Adalet arayışını sürdüren ailelere ise birçok soruşturma açıldı, cezalar verildi. Ailelerin adalet arayışı sürüyor.

PARİS SUİKASTI

Kürt Hareketinin önemli isimlerinden Sakine Cansız, 9 Ocak 2013 tarihinde KNK Temsilcisi Fidan Doğan ve Gençlik Hareketi Üyesi Leyla Şaylemez ile birlikte Paris’teki Kürdistan Enformasyon Bürosunda bir suikasta kurban gitti. Fransız polisi olayla ilgili olarak Ömer Güney’i gözaltına aldı. Ömer Güney’in MİT mensubu olduğu ve suikasttan önce bazı MİT yetkilileriyle suikast planına ilişkin görüşmeler yaptığı ortaya çıktı. Güney’in ağustos 2012’den, Aralık 2012’ye kadar Türkiye’ye 10’dan fazla giriş yaptığı anlaşıldı. Türkiye’de büyük tepkiye neden olan suikasta ilişkin zan altında olan Türkiye, soruşturmanın ilerlemesine yardımcı olacak hiçbir adım atmadı. 

CİZRE OLAYLARI

Şırnak’ın Cizre ilçesinde 27 Aralık akşamı Nur Mahallesi’nde bulunan gençlik çadırına sızmaya çalışan 2 kişi fark edildi. Bu kişilerin gençlere ateş açmasının ardından Cizre’de başlayan olaylar günlerce devam etti. Polisin plakasız zırhlı araçlarla mahalle aralarında dolaşarak, halkın üzerine gaz bombaları ve gerçek mermilerle saldırdığı olaylarda polis saldırılarına karşı mahallelere hendekler kazıldı. Halkın ve belediyenin hendekleri kapattığı gün Cudi Mahallesi’nde halka ateş açan polis 14 yaşındaki Ümit Kurt’u katletti. Cizre’nin bütün sokaklarına zırhlı araçlarla giren polisin açtığı ateş sonucu 18 günde 5’i çocuk 6 kişi yaşamını yitirdi. Olaylar sürerken, Hrant Dink davasından şüpheli olarak yargılanan Ercan Demir, Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğüne atandı.

DOLMABAHÇE MUTABAKATI

İmralı Heyeti, çözüm süreci kapsamında Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile Başbakanlık Dolmabahçe Ofisinde ortak bir açıklama yaptı. Çözüm sürecinin devam etmesi için mutabakata varılan 10 madde ilan edildi. Dolmabahçe’deki ortak açıklama öncesinde Öcalan’ın PKK’nin silah bırakmak üzere bir kongre toplaması çağrısı da gündeme geldi. PKK, silah bırakmanın ancak mutabakata varılan 10 maddenin hayata geçmesiyle mümkün olacağını söyledi. Hükümet adım atmadı. 23 Mart’ta ‘Kürt sorunu yoktur’ diyen Erdoğan, 29 Nisan’da ‘Karşı karşıya oturulan bir masa olması devletin çöktüğü anlamına gelir’ dedi. Bu açıklamaların ardından İmralı Heyeti, ‘Bu anlayışla yolun sonuna geldik’ dedi. KCK’den de ‘Bu koşullarda gündemimizden kongreyi çıkardık. Hükümet adım atarsa kongreyi bir günde toplarız’ açıklaması geldi. 5 Nisan’dan sonra İmralı Heyeti’nin Öcalan’la görüşmesine izin verilmedi. KCK Yürütme Kurulu Üyesi Murat Karayılan, Öcalan’ın yeniden tecride alındığını belirterek, “Bu savaş gerekçesidir” dedi. Süreç askıya alınmış durumda.

13 YILDA 187 ÇOCUK KATLEDİLDİ

AKP’nin 13 yıllık iktidarında, asker ve polis, Tayyip Erdoğan’ın 2006 yılında Diyarbakır’da başlayan olaylar sırasında sarf ettiği ‘Çocuk da olsa kadın da olsa gereken yapılır’ talimatını rehber edindi. 13 yılda 198 çocuk polis ve asker tarafından katledildi. Kimi kurşunlarla, kimi başına isabet eden gaz kapsülleriyle, kimi panzer ya da zırhlı araçlarla ezilerek... Bazı kayıtlara göre bu rakam daha fazla. Öldürülen çocukların sayısının dahi net olarak tespit edilemediği 13 yılda ‘ölü çocuklar ülkesine’ dönen Türkiye’de net olarak tespit edilebilen çocuk ölümlerinin yıllara göre dağılımı şöyle; 2002 yılında 18, 2003, 2004 ve 2005 yılları arasında 36, 2006’da 23, 2007’de 9, 2008’de 17, 2009’da 21, 2010’da 12, 2011’de 33 çocuk katledildi. 2012 yılında 10, 2013’te 1, 2014’te 3 çocuğun polis ve asker tarafından katledildiği Türkiye’de 2015’in ilk ayında Şırnak’ın Cizre ilçesinde polis saldırılarında katledilen 6 kişiden 4’ü de çocuktu.

DİYADİN PROVOKASYONU

Ağrı’nın Diyadin ilçesinde günler öncesinden planlanmış fidan dikme etkinliği için 11 Nisan’da Tendürek Dağı yamaçlarındaki Yukarı Tütek köyüne giden halk, operasyona çıkan askerlerle karşılaştı. Gece yarısı, PKK’nin üs bölgesi olduğu bilinen yere indirilen askerlerle PKK’liler arasında çatışma çıkmasını engellemek isteyen halk canlı kalkan oldu. Bölge ateş altına alındı. Askerlerin açtığı ateş sonucu HDP Diyadin İlçe Eski Eş Başkanı Cezmi Budak ile HPG’li Serhat Kızılay yaşamını yitirdi. MEYADER Temsilcisi Cenap İlboğa da ağır yaralandı. HPG’liler tarafından yaralı olarak kurtarılan Yıldırım Bat isimli gerilla da 24 Nisan’da öldü. Çatışmada yaralanan askerlere saatlerce müdahale edilmedi. Halk biraz önce kendisine ateş açan yaralı askerleri bölgeden alarak helikoptere taşıdı. Başbakan ve Cumhurbaşkanı ‘Askerleri halk kurtardı’ haberlerini yalanlasa da ortaya çıkan görüntülerde askerleri kurtaran ve ‘Size insanlığı öğreteceğiz’ diyen Diyadinliler vardı. Ağır yaralı Cenap İlboğa, taburcu edildiği gün gözaltına alındı ve yaraları henüz iyileşmemişken tutuklandı. Olay geniş kesimler tarafından ‘AKP’nin seçim öncesi provokasyonu’ olarak yorumlandı.

6-8 EKİM OLAYLARI

Türkiye’nin, Kobanê’ye saldıran IŞİD’e verdiği siyasi ve lojistik destek ile Tayyip Erdoğan’ın ‘Kobanê düştü düşecek’ açıklamasıyla iktidara öfkesi artan Kürtler, 5 Ekim’de IŞİD’in Kobanê’nin dışarıya açılan tek noktası Mürşidpınar sınır kapısına dayanması ve bir katliam tehdidinin baş göstermesi üzerine 6 Ekim’de sokaklara döküldü. Kürt illeri başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde sokaklara çıkan on binlerce kişiye polis ve asker gerçek mermilerle saldırdı. Bölge illerinde polisin yanı sıra dinci gruplar, batı illerinde ise ırkçı gruplar da eylem yapan halka saldırdı. Olaylarda 42 kişi yaşamını yitirdi. Ölenlerin 2’si polis, 4’ü HÜDA PAR üyesi, 3’ü yabancı uyruklu, 33’ü ise Kobanê halkıyla dayanışmak için sokağa çıkanlardı. Birçok ilde sıkıyönetim ilan edildi, askerler tanklarla sokaklarda mevzilendi. Adana, İzmir, İstanbul ve Antep’te sivil faşistler 7 kişiyi linç etti ya da silahla öldürdü.

KOBANÊ DİRENİŞİ

IŞİD, 13 Eylül 2014’te, ağır silahlar ve tanklarla Kobanê’ye saldırdı. Yüzlerce köyü ele geçiren IŞİD, Türkiye’nin verdiği destekle, Kobanê kent merkezine girmeyi başardı. YPG ve YPJ’nin IŞİD’e karşı hafif silahlarla verdiği büyük direniş bütün dünyada sempatiyle karşılandı. Birçok ülkeden yüzlerce kişi Kobanê’ye giderek YPG ve YPJ saflarında savaşa katıldı. Bu dönemde özellikle kadınlardan oluşan YPJ büyük etki yarattı. IŞİD’in beklendiği gibi Kobanê’yi bir türlü alamaması üzerine uluslararası güçler de savaşa dahil olmak durumunda kaldı. ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon IŞİD’i havadan bombalarken, ÖSO ve Peşmerge de karadan IŞİD’e karşı savaş başlattı. 26 Ocak 2015’te Kobanê halkının muazzam direnişi sonucu IŞİD püskürtüldü. 2 Şubat’tan itibaren YPG ve YPJ güçleri IŞİD’in elindeki köyleri kurtarmak üzere operasyonlar başlattı. Çok sayıda köy ve geniş bir bölge IŞİD’den kurtarıldı. Bölgede IŞİD’e karşı direniş devam ediyor.

OSLO’DAN, ‘ÇÖZÜM SÜRECİ’NE...

Bugünlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘Kardeşim ne Kürt sorunu ya’ diyerek başa sardığı ‘Çözüm Süreci’ne ilişkin sürece nasıl gelindi, neler oldu? Hatırlamak için kısa bir tur yapalım;
11 Mart 2009: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kürt sorunuyla ilgili olarak, ‘İlerleyen günlerde çok iyi şeyler olacak’ dedi.
31 Mayıs 2009: PKK tek taraflı ateşkesi uzattığını açıkladı.
31 Temmuz 2009: İçişleri Bakanı Beşir Atalay Kürt Açılımı kapsamında yapılan temasları basına açıkladı.
5 Ağustos 2009: Başbakan Tayyip Erdoğan, DTP Lideri Ahmet Türk’le bir araya geldi.
15 Kasım 2009: Başbakan Erdoğan, “Milli birlik ve kardeşlik projemiz bir hedeftir. Demokratik açılım süreciyle bu hedefe ulaşacağız” dedi.
11 Aralık 2009: Anayasa Mahkemesi, oy birliğiyle DTP’nin kapatılmasına karar verdi. Genel Başkan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un milletvekilliliği düşürüldü.
16 Ocak 2010: Beşir Atalay, ‘çözüm süreci’ doğrultusunda hazırlanan ‘İnsan Hakları Paketi’ni açıkladı. Açıklanan paket Kürt sorununa ilişkin hiçbir çözüm içermiyordu.
13 Ağustos 2010: PKK 20 Eylül’e kadar eylemsizlik kararı aldığını duyurdu.
13 Eylül 2011: MİT yetkililerinin, PKK üyeleri ile Oslo’da yaptığı görüşmeye ait ses kaydı internette yayımlandı.
26 Eylül 2012: Başbakan Erdoğan, Oslo görüşmelerinin servis edilmesi nedeniyle bu görüşmelere son verdiklerini açıkladı.
28 Aralık 2012: Başbakan Erdoğan MİT’in Abdullah Öcalan’la görüşmeler yaptığını açıkladı. 3 Ocak 2013: Ahmet Türk ve BDP Milletvekili Ayla Akat Ata İmralı’ya giderek Öcalan’la görüştü.
23 Şubat 2013: BDP Grup Başkanı Pervin Buldan, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Diyarbakır Milletvekili Altan Tan İmralı’da Öcalan’la görüştü.
21 Mart 2013: Hükümet ile aylarca süren görüşmelerin ardından Abdullah Öcalan, Diyarbakır Newrozu’nda okunan tarihi mektubunda, ‘silahlı mücadele döneminin sonuna gelindiğini’ belirterek, PKK’nin silahlı güçlerini Türkiye dışına çekmesini istedi. Karşılıklı ateşkesin başlangıcı olan bu mektupla, Kürt sorununda yeni bir döneme girildi.
3 Nisan 2013: ‘Akil Adamlar’ komisyonu kuruldu.
8 Mayıs 2013: PKK gerillaları sınır dışına çekilmeye başladı.
19 Haziran 2013: KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan devletin süreci sabote ettiğini söyledi. Bu süreçte geri çekilmenin durdurulduğu açıklandı.
2 Temmuz 2013: Diyarbakır’ın Lice ilçesinde çözüm sürecine rağmen karakol ve kalekol inşaatlarına hız verilmesini protesto eden halkın üzerine ateş açan asker, Medeni Yıldırım’ı katletti.
1 Ekim 2013: Başbakan Erdoğan, ‘demokratikleşme paketi’ni açıkladı. Pakette çözüm süreciyle ilgili farklı seçmeli ders, öğrenci andının kaldırılması, ‘x, w, q’ harflerinin kullanılabilmesi dışında sorunun çözümüne ilişkin hiçbir ciddi adım yer almadı.
1 Temmuz 2014: ‘KCK davası’ kapsamında tutuklananlar tahliye edilmeye başlandı.
16 Temmuz 2014: 11 Temmuz’da TBMM’den Cumhurbaşkanı onayına gönderilen ‘çözüm süreci’ ile ilgili kanun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanarak, Resmi Gazete’de yayımlandı ve yasalaştı.
18 Ağustos 2014: Diyarbakır Lice’de PKK’nin kurucu kadrolarından Mahsum Korkmaz adına dikilen heykel yıkıldı. Yıkıma engel olmak için toplanan halka ateş açan askerler, 24 yaşındaki Mehdi Taşkın’ı katletti.
Özellikle IŞİD’in Kobanê’ye dönük saldırılarının ardından AKP Hükümetinin IŞİD’e açıktan destek vermesi ve Tayyip Erdoğan’ın ‘Kobanê düştü düşecek’ sözleriyle birlikte ‘çözüm süreci’nde ciddi gel-gitler yaşandı. Dolmabahçe’de mutabakata varılan 10 maddenin açıklanmasından sonra da AKP’den somut adım gelmedi. 7 Haziran’daki seçimler öncesi Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kürt hareketine dönük üslubu gerilimi yükseltti. AKP ve Erdoğan cephesi ‘Kürt sorunu yoktur’ söylemine sarıldı, PKK yetkilileri, AKP’nin savaş hazırlığı yaptığını belirterek, “Süreç AKP tarafından donduruldu” dedi. Seçim sonuçları sürecin nasıl yürüyeceğine dair de belirleyici olacak.

Yarın: AKP’nin 13 yıllık dış politikası 

ÖNCEKİ HABER

İngiltere seçimleri sonrası Cameron karamsarlığı

SONRAKİ HABER

Kamp Armen'in tapusu, vakfa iade ediliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa