21 Mayıs 2015 00:15

Mitolojinin vatanı Anadolu

Hepiniz toprağımızın altının heykel, sur, duvar kalıntıları binlerce yıllık para, çömlek örnekleriyle dolu olduğunu bilir. Belki de bu yüzden herkes tarihi kanıksamıştır neredeyse. Ama bu kalıntıların birer öyküsü olduğu çoğunlukla aklımıza gelmez.

Paylaş

Sennur SEZER

Hepiniz toprağımızın altının heykel, sur, duvar kalıntıları binlerce yıllık para, çömlek örnekleriyle dolu olduğunu bilir. Belki de bu yüzden herkes tarihi kanıksamıştır neredeyse. Ama bu kalıntıların birer öyküsü olduğu çoğunlukla aklımıza gelmez. Dünyayı hayran bırakan Olimpos ilahlarının Kazdağlarında yaşadığı, Anadolu’da akan  ırmaklarda peri kızlarının köpüklerle oynaştığı; Sümer, Hitit, Hatuşaş söylencelerinin güney doğu şehirlerimizin masallarına karıştığı pek aklımıza gelmez.
Oysa  efsanelerin şehirlerinde yaşamaktayız. Şimdi Olimpos Dağı’ndan ilahların izlediği Troya Savaşına  bir göz atalım:
“Troya ovası, tam takım giyinip ışıl ışıl yanan silahlarını kuşanmış erlerle kaynıyordu. Ana baba günüydü ortalık! İki hasım ordunun komutanları , Troyalı Ayneas ile Yunanistanlı Ahilleus, birbirlerini görünce hemen erlerin arasından sıyrılıp yüzyüze geldiler. Ne varki Ahilleus da Ayneyas  da hemen birbirleriyle vuruşmak için gönüllerinde yanan ateşin birden soğumaya başladığını duyumsadılar. İkisi de analarının ölümsüz birer tanrıça  ama babalarının ölümlü birer insan olduğunu biliyordu. Ama damarlarında insan kanı dolaşıyordu.Bundan olsa gerek , birbirimizi öldürmeden önce birbirimize söyleyecek bir şeylerimiz olmalı , diye düşündüler aynı anda”.
1870 yılında Alman arkeolog Heincrich Schliemann Homeros’un yazdığı İlyada’yı okuyarak başlattığı  kazılar sonucunda  o güne kadar gerçek olduğu bilinmeyen  efsane şehir Troya’yı  bugünkü Çanakkale yakınlarında buldu.  Peki biz, bu toprakların çocukları kolayca ulaşabileceğimiz Çanakkale’nin Troya olduğunu biliyor, bu topraklarda geçen savaşı ve bu destansal savaşın  kahramanlarını tanıyor muyuz? (Bu soruya olumlu yanıt verebilecek olanlar parmak kaldırsın. Ya da  arkeoloji müzelerinde canları sıkılmayanlar  ellerini kaldırsın...) Gazetemiz Evrensel’in Pazar günleri verdiği eklerde  yer alan Yaşar Atan’ın yazdığı  mitoloji  öykülerini hatırlıyorsunuzdur. Bu öykülerin bir bölümü  Homeros’un İzinde Troya’dan Savaş Efsaneleri  adıyla kitaplaştı. Renkli, resimli bu kitapta bin yıllardır tükenmeyen savaşların öykülerinin görüntülerini buluyorsunuz, at arkasına bağlı düşman komutanı cesetleri, oğlunun ölüsünü düşman komutanından isteyen ihtiyarlar, komşu ülkeye yardıma yetişmek  yola düşen kadın askerler... Savaşı  güçle kazanamayınca  tuzakla kazanma denemeleri.Yaşar Atan  bu öyküyü “emekçilerin tanrısı demirci topal Hefaystos, işliğinde dövdüğü o özel aygıtın üstüne çekiciyle nakışladı. Sırf gelecek kuşaklara savaşın o çirkin yüzünü gösterebilmek için” cümlesiyle bütünlüyor.  
Kitabın en önemli bölümü özel adlar dizini. Efsaneleri öğrenmek uygarlık tarihinin önemli bir bölümüdür.

* Homeros’un İzinde Troya’dan Savaş Efsaneleri,

Yaşar Atan,
Kaynak Yayınları, 252 sf, 20 TL.

ÖNCEKİ HABER

Küçük Prens Lazca’ya çevrildi

SONRAKİ HABER

Metal direnişi Ankara'ya sıçradı: Türk Traktör işçileri üretimi durdurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...