18 Mayıs 2015 01:01

Süleyman Tanış*

Eyüpbağları Sulama Birliği 2005 yılında mahalli idareler tarafınca kuruldu. 2006 yılında çıkan, 2007 yılında yürürlüğe giren 5620 sayılı yasa kapsamına alındı. İçişleri ve Maliye Bakanlıklarınca kadrolu personel olarak çalışıyorduk. Kurumumuzun bazı borçlarından ötürü (elektrik vb.) birlik başkanımız Ahmet Baki Karışmaz, Haziran 2009 yılında havaalanında dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı protesto edip, büyük bir tepki toplamıştı. Bu tepkiler; valilik, bazı resmi kurumlar ve dönemin siyasi vekillerince kurum üzerinde olumsuz sonuçlar doğurmuş, kurum başkan ve yönetimi istifa etmek mecburiyetinde bırakılmıştır.
Bu olaylar neticesinde Elazığ Valiliği tarafınca bir Tasfiye Kurulu oluşturulmuştur. Tasfiye Kurulu yapmış olduğu incelemeler ve çalışmaları neticesinde Eyüpbağları Sulama Birliği’nin fesih işlemini tamamlayıp, kurumu tüm mal varlığı, alacak, borç, demirbaş malzemeleriyle 27 adet kadrolu personelin DSİ 9. Bölge müdürlüğüne devir işlemini tamamlamıştır. 17.02.2010 tarihinden itibaren DSİ 9. Bölge Müdürlüğü’ne başvurduk. Bu güne kadar beklemekteyiz. Yaklaşık 6 yıl boyunca bizleri onlarca yalanla avutarak bu güne kadar getirdiler. 24.03.2015 tarihinde arkadaşlarımızla açlık grevine başlamak zorunda kaldık. 29.03.2015 tarihinde AKP İl Başkanı Sayın Nusret Çoban yanımıza gelerek basın mensupları huzurunda ‘Elazığ’ın başbakanı’ olduğunu söyleyerek açlık grevini bitirmemiz gerektiğini söyledi. 1 ay müsaade istedi. Bizlerde 1 ay zaman tanıyarak grevimize ara verip bekledik.
29.04.2015 tarihi gelmişti. Sonuç ise koskoca bir hiç. Verilen sözler unutulup, devletin kadrolu işçilerine yani bizlere özel sektör ve müteahhitler işler teklif etti. Esefle kınadık. Yalanları tüm kamuoyu karşısında belgelendiği halde yalan söylemeye devam etiler. Günlerce basın karşısına çıkan AKP milletvekillerimizden Sayın Şuay Alpay; kadrolu işçi olduğumuzu, müteahhit ve özel sektör işçisi olduğumuzu ve bu da yetmezmiş gibi devletin resmi kurumunun kooperatif olduğunu beyan etmiştir. Bunları kamuoyu önünde belgelerle yalanladığımdan dolayı beni tehdit ederek kendisinden özür dilemeye çağırdı.
Ben yalan konuşana yalancı dedim. Ve bu söylemimin de arkasındayım. Tehditlerine boyun eğecek değilim. 08.05.2015 yılında tekrar açlık grevine başlamak zorunda kaldık. Yasal hakkımızı alana kadar kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Bizler mağduruz. Ekmeğimiz ve çocuklarımızın geleceği için davamızın arkasındayız. Sayın İl Başkanı Nusret Çoban kamuoyu önüne çıkıp bilip bilmeden, yalan açıklamalar yapmaya devam ediyor. Mahkemeye gittiğimizi ve kaybettiğimizi söylüyor. Bu da yalan. Dava açan benim. Dava devam ediyor. Esefle kınamaktan başka söylenecek bir şey yok. Bunlar beceriksiz, dürüstlükten nasip almayan insanlar. Allah bizlerle birlikte. Dürüst ve sağduyulu insanlar bizlerle. Sağ olsunlar. Bu da bize yeter.

*Sulama Birliği işçisi

Evrensel'i Takip Et