13 Mayıs 2015 16:38

Bizim Üniversitemiz

En azından benim hayalimdeki; arkadaşlarla çimlerde oturulan, birlikte rahatça ders çalışılan, en önemlisi de politikanın rahatça yapılabildiği en özgür ortamdı. Ancak hiç de anlatıldığı gibi olmadığını görmüş oldum. Benim okuduğum üniversite Mersin Üniversitesi. Adını son haftalarda sıkça yaşanan saldırılardan duymuş olabilirsiniz

Paylaş

Bekir Can ÜZER
Mersin Üniversitesi

Üniversitede neden lise ve ilkokullarda ki gibi çitler ve yüksek duvarlar yoktur? Bu soru bana ilk sorulduğunda aklımda pek bir şey canlanmamıştı. Nedenini üniversiteye ilk gittiğimde öğrendim. Bilimin üretildiği yerler akademinin özgür yani sınırlandırılmamış ortamlarda var olmasıyla anlamlıymış.
Bu sorunun cevabını öğrendikten sonra aklıma "Peki üniversitelerde şu an ortam tarif edildiği gibi mi?" sorusu da geldi doğal olarak. En azından benim hayalimdeki arkadaşlarla çimlerde oturulan, birlikte rahatça ders çalışılan, en önemlisi de politikanın rahatça yapılabildiği en özgür ortamdı. Ancak hiç de anlatıldığı gibi olmadığını görmüş oldum. Benim okuduğum üniversite Mersin Üniversitesi. Adını son haftalarda sıkça yaşanan saldırılardan duymuş olabilirsiniz. Okul içinde kimliksiz kişileri arkadaş belledik neredeyse! Ne öğrenci ne de polis  kimliği olan (ki polis kimliğinin olması dahi kabul edilemezken bizim üniversite bu konuda level atlamış durumda) bu şahıslar öğrencilerin fotoğraflarını çekmesi, dolmuşlardan inerken yaka paça gözaltına alınması, açılan stantlara yapılan saldırılar gibi olaylarda baş aktör rollerinde... Son dönemde üniversitede bizler arasında en çok duyabileceğiniz sohbet konuları filmler, dersler, kitaplar değil.  "Can güvenliğimiz yok!" konulu sohbetler.
Bundan 1 yıl öncesine gidersek tabloyu daha geniş haliyle görebiliriz. Öncesinde bir hatırlatma yapalım; İstanbul Üniversitesi'ndeki rektörlük seçimleri. Mersin Üniversitesi de böyle bir rektörlük seçimine sahne olmuştu. En yüksek oyu alan aday değil, epi topu 40 oy alan;  hükümetin bizzat atadığı isim rektör oldu.  Seçimlere 1 aydan daha az bir süre kalmışken milletvekili adayları, başbakan, cumhurbaşkanı alanlara çıkıp gençlerden oy istiyolar, bizler kendi üniversitemizdeki rektör seçimlerinde bile oy kullanamazken hangi yüzle oy istiyorlar ki? Kendi rektörünü seçemeyen öğrencinin ne can güvenliği olur ne de başka bir şey.  Üniversite öğrencisi olmayan kişilerin dışarıdan otobüslerle gelip üniversite öğrencilerine sık sık saldırması kanıttır çünkü atanmış rektör bu eli sopalı güruha okulun kapılarını sonuna kadar açmaktadır. Parasız, bilimsel ve demokrati eğitim taleplerimizde ısrarcı olan bizleri sindirmek için gayretli çaba gösteriyor bu rektör. Ama cevabımız dün olduğu kadar net. Özgür, yüksek duvarlarla sınırlandırılmamış üniversite talebimiz yerli yerinde duruyor. İşimiz ise mücadelesini
yükseltmekte!

 

ÖNCEKİ HABER

Bir Grup Bilimsever

SONRAKİ HABER

Diyarbakır’da Soma için oturma eylemi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...