4 Mayıs 2015 00:51

Dr. Coşkun Canıvar: Bu ceza işçi sağlığı mücadelesine isteniyor

Dr. Coşkun Canıvar... İstanbul Tıp Fakültesinde çalışan taşeron işçilere verilen ‘iş sağlığı eğitiminin’ niteliksiz olduğunu belirterek tutanak tuttuğu için ‘eğitimi engellemekle’ suçlandı, hakkında kademe durdurma cezası istendi. Canıvar, tüm bu yaşananlarla ilgili 'Bu eğitim işçi sağlığından ziyade şirket sağlığı içindi ve benim itirazım üzerine istenen ceza, aslında işçi sağlığı mücadelesine isteniyor' diyor.

Dr. Coşkun Canıvar: Bu ceza işçi sağlığı mücadelesine isteniyor

Fırat TURGUT
İstanbul

Dr. Coşkun Canıvar... İstanbul Tıp Fakültesinde çalışan taşeron işçilere verilen ‘iş sağlığı eğitiminin’ niteliksiz olduğunu belirterek tutanak tuttuğu için ‘eğitimi engellemekle’ suçlandı, hakkında kademe durdurma cezası istendi. Canıvar, tüm bu yaşananlarla ilgili “Bu eğitim işçi sağlığından ziyade şirket sağlığı içindi ve benim itirazım üzerine istenen ceza, aslında işçi sağlığı mücadelesine isteniyor” diyor.

Geçen yıl Haziran ayında, Atlas isimli taşeron şirket, İstanbul Tıp Fakültesinde çalıştırdığı işçilere 6313 sayılı yasa gereği iş sağlığı güvenliği eğitimi altında işçileri topladı. Aynı hastanede görev yapan İstanbul Tabip Odası Hastane Temsilcisi Dr. Coşkun Canıvar da bu eğitim sürecine gözlemci olarak katıldı. Tanık olduğu toplantıyı şöyle anlatıyor Canıvar: “Yaklaşık 300-400 işçi bir salona doldurulmuş. Sessizliğin bile sağlanmadığı, İngilizce videoların yer aldığı, nitelik olarak da verilen bilgiler anlamında da sıkıntılı bir eğitim. Ben de 45 dakika kadar izledikten sonra söz aldım. Gerekçelerimi sunup, bu eğitimin uygun olmadığını söyledim. Bu eğitim işçi sağlığından ziyade şirket sağlığı içindi. Katılan arkadaşlar bu eğitimi dinleyebilirler, sonuna kadar izleyebilirler ama dağıtılan imza föylerine imza atmaları bu eğitmi kabul ettikleri anlamına geliyor. Böylelikle şirket de bu yasal sorumluluktan kurtulmuş oluyor. İtirazda bulunduktan sonra eğitime devam etmek istemeyen, ayrılan arkadaşlar oldu. Sonrasında bu durumu baştan sona bir tutanak haline getirerek Başhekimliğe sundum.”

EĞİTİMİ ENGELLEMİŞ!

Kendisinden bir gün sonra şirketin de Başhekimliğe kendisi hakkında bir şikayet dilekçesi verdiğini aktaran Canıvar, “Eğitim öğrenme hakkını engellemek gibi bir gerekçeyle. Tabii başhekimlik benim tutanağımı değil şirketin tutanağını ciddiye aldı. Sonrasında bir soruşturma komitesi kuruldu ve soruşturma süreci başladı. Üniversite bünyesindeki bir eğitimi engellemek, engellemeye teşvik etmek, şirket aleyhinde propaganda yapmak gibi gerekçelerden” diye anlattı.

‘BAŞHEKİMLE GÖRÜŞTÜM’

Başhekimle daha sonra konuyla ilgili bir görüşme yaptığını söyleyen Canıvar, görüşmeyi şu şekilde aktardı: “Başhekim, ‘O kadar insan mesaisini bırakmış gelmiş oraya. Normalde hak etmedikleri şekilde biz o insanlara o saatlerde ücret vermiş oluyoruz’ dedi. Kaldı ki iş sağlığı güvenliği eğitimi mesai saatlerinin içerisinde olur. Yani neresinden tutsanız elinizde kalıyor. 

Maalesef akademik kimliği, hekim kimliği olanlar ve şirket maliyet hesabı, sorumluluktan kurtulma, yasalara uyuyormuş gibi görünme amacı güdüyor.”

‘SINIF MÜCADELESİ VERİYORUZ’

Kademe durdurma cezasıyla karşı karşıya olan Canıvar, “İstenen bu ceza sadece eğitime yapılmış itirazdan ötürü değil, tüm bu Çapa’da yürüyen işçi sağlığı mücadelesini cezalandırma amacı taşıyor. Önümüzdeki mücadelede benim şahsıma verilen ceza nedeniyle Dr. Coşkun Canıvar ismi ön plana çıkıyor ama buradaki asıl mevzu işçi sağlığı mücadelesi” diyor.

“Bir hastanede, bir çalışma ortamında bir tane dahi taşeron işçi varsa o hastanede biz hepimiz kendimizi taşeron olarak görebiliriz” diyen Canıvar sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bizim arkadaşlarla yürüttüğümüz süreç; dayanışma, birbirine destek vermekten ziyade hemşiresiyle, doktoruyla, temizlik işçisiyle, hasta bakıcısıyla hepimiz bir sınıf mücadelesi veriyoruz. Aslında mesele bu. Ve bu bizim için sadece işçi sağlığı güvenliği eğitimine itirazdan ibaret değil. Soma üzerinden örnekleyebiliriz. Soma’da 301 işçi katledildi ama bugün Türkiye’nin dört bir tarafından madenlerde işçiler hâlâ aynı koşullarda çalışıyor. Yani o kadar tepkisel eylemler yapıldı ki çok değerliydi bunlar ama biz emek sürecine müdahil olamadığımız zaman, iş yerlerinde alanı örgütleyemediğimiz zaman önlemek adına açıkçası çok yapabileceğimiz bir şey yok. Önlemek için diyoruz ki emek sürecine müdahale etmemiz lazım. Hastaneleri bu taleple örgütlememiz lazım. Ve tehlikeyi gördüğümüz her yere müdahale etmemiz lazım. Biz 2014 yılında en az 1886 işçiyi iş cinayetlerinde kaybettik. Bunu azaltma şansımız yok. Sınıfsal olarak bugün siyasi iktidar AKP’nin durduğu yer ve sermayenin durduğu yer çok net. Yani kârı azaltacak hiçbir şey onlar açısından uygulanabilir değil. O nedenle biz emekten bakan insanlar olarak bu sürece müdahil olmak zorundayız.


‘ALEYHİME İFADE VERMEYEN İŞÇİLERİN YERLERİ DEĞİTİRİLDİ’

Hakkında istenen kademe durdurma cezasını da şöyle açıklıyor Canıvar: “Memuriyette 5 ceza türü vardır. Bunların en ağırı memuriyetten atma, bir aşağısı ise kademe ilerlemesinin durdurulması cezası. Bunun şöyle bir anlamı da var. Siz bu cezayı alırsanız, bundan sonra herhangi bir uyarı cezası dahi alsanız memuriyetten atılıyorsunuz. Bu şu demek aslında: Bundan sonra sana hiçbir şey yaptırmayız. Bir gözdağı olarak yorumlayabiliriz.
Cezanın verildiği madde üzerinden baktığımız zaman özel bir şirketin verdiği eğitime yapılan itirazı da kapsamıyor aslında. Sanki bir üniversitedeki derslikte öğrencileri cebir ve şiddet kullanarak dışarıya çıkarmışım muamelesi yapıyorlar.”
Ortada bir dayatmanın olduğuna dikkat çeken Canıvar şunları söylüyor: “Aslında açıkça dayatılan şu. Bu üniversite yönetimi, hekimlerden oluşan bir heyet bile olsa işçilere, ‘Bakın can güvenliği falan isterseniz, sizin iş güvencenizle oynarım. İşsiz bırakırım’ diyor. Durdukları tavıra bakacak olursak bunu söylüyorlar. Çünkü, birçok eylemde katılan arkadaşlarla ilgili tutanak tutup baskı uyguluyorlar.
Soruşturma sürecinde benim aleyhime ifade vermeyen işçilerin görev yerleri değiştirildi. Süreç bu kadar da objektif olmayan bir şekilde yürüdü.”


ZAFER AÇIKGÖZ ÖRNEĞİ

Dr. Coşkun Canıvar’ın yaşadığı durumla bir kere daha gündeme gelen işçi sağlığı konusunda akıllara İstanbul Tıp Fakültesinde yaşamını yitiren Zafer Açıkgöz adlı işçi geliyor.
Taşeron firmada çalışan temizlik işçisi 28 yaşındaki Zafer Açıkgöz, geçen yılın Ağustos ayında taşan bir kanalizasyona müdahale etmek zorunda bırakıldı. Ve hepatit enfeksiyonu bulunan Zafer Açıkgöz’ün durumu, kanalizasyona girdikten sonra kötüleşti, Organ nakline kadar giden sürecin sonucunda Zafer Açıkgöz yaşamını yitirdi.
Açıkgöz’ün işe girdiğinde işe giriş muayenesi yapılmadığını, kendisine iş sağlığı güvenliği eğitimi verilmediğini ifade eden Dr. Coşkun Canıvar, “Hangi riskler ve tehlikelerle karşı karşıya olduğu anlatılmamıştı. Ve girdikten bir ay sonra eline iğne battığını ifade etti bize. Ve iğne battıktan sonra da hiçbir yere başvurmadığını da biliyoruz. Çünkü prosedür işlememişti. Bunlar işleseydi zaten Zafer’de varolan hepatit enfeksiyonunu saptamış olacaktık ve süreç bu noktaya gelmeyecekti” diyor.
Canıvar, Açıkgöz’ün ölümünden sonra şu şekilde çalıştıklarını söyledi: “İğne batma vakalarında hastaneyi ve şirketi SGK’ya bildirmesi için zorluyoruz. Ve nerede ne kadar kazanın olduğunu ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Ya da 2012 yılında Serkan Borucu isimli işçi arkadaşımız klima takarken 6. kattan düşerek hayatını kaybetti. Hastanede taşeron işçi dahi değildi. Dışarıdan çağrılmıştı. Ve bugün Çapa’da onlarca işçi cam silme işiyle uğraşıyor. Cam silme konusunda bile önlemleri almıyor. Ama biz şunu sağladık mesela, işçi arkadaşlarla. Dedik ki biz bu camları dışarıdan silmeyeceğiz. Bunu sağlayabildik. Şirket bu konuda arkadaşlara bir yazı yazmak zorunda kaldı. Hastane yönetimi gerekli önlemleri almadığı sürece bu camları dışarıdan silmeyin dedi işçilere. Buna benzer verebileceğim birçok örnek. Biz bu süreci yürütmeden önce bu eğitimler bırakın bu şekilde niteliksiz yapılmayı, hiç verilmiyordu. İnsanlara sahte belgeler düzenlenip gönderiliyordu. Bu belgeler üzerinden Çalışma Bakanlığına defalarca şikayette bulunduk. Sürecin tümünü Meclise de taşıdık. Defalarca soru önergesi verildi.”

Evrensel'i Takip Et