3 Mayıs 2015 20:10

Mela EHMED*

Suriye’nin Halep kentinde, 1 Mayıs günü YPG denetimindeki Şeyh Maqsud Mahallesinde YPG asayişinin Halep’in başka bir mahallesinden daha önceden göç etmiş bir kadını gözaltına alması üzerine ertesi gün mahallede YPG aleyhine ve başta Nusra olmak üzere diğer selefi örgütlerin lehine bir gösteri düzenlendi. Gösteriye katılanların hemen hemen hepsi rejimin bombalamalarından kaçan başta Halep olmak üzere Suriye’nin değişik yerlerinden Şeyh Maqsud’a göç etmiş iç mültecilerden oluşuyordu. Gösterinin ertesi günü cihatçı gruplar YPG’ye saat 9’a kadar süre tanıyarak pek de açık olmayan taleplerde bulundular. Açıklamada YPG’nin sivillere kötü davrandığı ve ayrıca bir kadına da saldırıda bulunduğu iddia ediliyordu. YPG’nin sorumluları teslim etmesini isteyen açıklama aksi halde mahalleye askeri müdahalede bulunulacağı tehdidiyle son buluyordu. Açıklamanın altında Nusra, Ahraru Şam, Ahraru Suriya ve Hamza Tugayları gibi cihatçı örgütlerin imzası bulunuyordu.  Açıklama ve tehditlerin ardından Halep YPG Asayişi de bir açıklama yayınlayarak olayın bir kadının komşularını rahatsız etmesi üzerine bölgeye giden YPG Asayişine aynı kadının hakaret etmesi üzerine patlak verdiğini ve kadının gözaltına alınarak daha önceden diğer gruplarla ortak kurulmuş olan karakola teslim edildiğini duyurdu. Kadına yönelik herhangi bir kötü muamelenin olmadığını ve eğer kötü muamele olmuşsa da bunun ortak karakoldaki görevlilerin sorumluluğunda olduğu isim verilerek belirtildi.  Asayiş, Şeyh Maqsud’taki tüm sivillerin YPG’nin himayesinde olduğunu ve Halep’in en güvenilir mahallesinin Şeyh Maqsud olduğunu belirterek açıklamayı sonlandırmıştı. 

Aynı saatlerde bazı gruplar YPG’ye karşı hazırlıklar yapmış ve silahlı konvoyların görüntülerini paylaşmıştı. Ne YPG genel merkezinden ne de YPG’nin Halep merkezinden resmi bir açıklama o saatlerde henüz yayınlanmamıştı. 

YPG’ye verilen sürenin sona ermesine rağmen YPG’yi tehdit eden hiçbir örgüt YPG’ye yönelik askeri bir operasyona da girişmedi. Özellikle de sosyal medyada ve Rudaw, El Cezire gibi kanallar ise “flaş haber” olarak 15 silahlı grubun YPG’ye karşı savaş ilan ettiğini duyurdu. 

Bugünse YPG’nin Halep Komutanlığı bir açıklama yayınladı. YPG “ Şeyh Maqsud’a savaştan kaçarak sığınan herkes bizim korumamız altındadır. Mahallemiz diğer tüm mahallelerden daha güvenlidir ve bu herkesçe de bilinmektedir. YPG olarak mahallemizi her şekilde koruyacak güçteyiz. Söz konusu iddialarla Şeyh Maqsud’un Arap ve Kürt sakinleri arasında fitne çıkarılmaya çalışılmaktadır. Hem rejim hem de bazı “muhalif” gruplar bu fitnelerle halkları karşı karşıya getirmeye çalışmaktadır. Bizler Suriye devriminin bir parçasıyız ve bulunduğumuz her yerde hiçbir ayrım yapmadan Arap, Kürt vs tüm halkları koruyoruz. Son neferimiz kalana kadar da korumaya devam edeceğiz” dedi.. 

Yazıyı hazırladığımız saatlerde YPG’yi suçlayan grupların YPG ile tekrar bir anlaşma imzaladığı sosyal medyaya yansıdı. Anlaşmada Şeyh Maqsud’un “Suriyeli devrimcilerin kurtardığı kurtarılmış bölgelerden biri olduğu” belirtildi. Ayrıca olayın da soruşturulması için 2 örgütten oluşan bir komisyonun kurulduğu ilan edildi. Anlaşmadan çıkarılabilecek en önemli sonuç ise YPG’yi rejimle işbirliğiyle suçlayan örgütlerin YPG’yi “devrimin bir parçası” olarak kabul etmeleridir.

YPG’YE NEDEN SAVAŞ İLAN EDEMEZLER?

Şeyh Maqsud Mahallesi Suriye’de olayların başladığı günden beri YPG’nin denetiminde olan onbinlerce nüfusa sahip bir mahalleydi. Ancak göçlerle bu sayı gittikçe düşmüş olsa da Suriye’nin ve özellikle de Halep’in diğer mahallelerinde bombalardan kaçan sivillerin gelmesiyle hâlâ ciddi bir nüfusu barındırmakta. 

Yaklaşık 15 örgütün YPG’ye savaş açması olarak lanse edilen “Lebbeyk kızkardeşimiz” operasyon odası YPG’ye başından beri bir savaş ilan etmedi. Savaş açmakla tehdit etseler de böyle bir lükslerinin olmadığını en başta bu örgütler bilmektedir. Halep’te başlayacak bir savaşın kısa sürede Afrin’e sıçrayacağını herkes tahmin etmektedir. Halep’te rejime karşı sıkışmış olan bu örgütlerin YPG’ye karşı Afrin’den Halep’e kadar uzanacak bir cephe açması Halep’i tamamen kaybetmeleriyle bile sonuçlanabilecektir. 
Suudilerle Türkiye’nin Mısır, İhvan-ı Müslimin gibi anlaşmazlıkları bir kenara bırakarak Suriye konusunda daha koordineli çalışma anlaşmasından sonra – hatırlanacağı üzere Tayyip Erdoğan, Kral Selman’la buluştuktan sonra İdlib düşmüştü – cihatçı gruplarda bir özgüven oluştuğu görlüyor. Şeyh Maksud’ta da görüldüğü gibi bu işbirliği YPG’ye karşı da geliştirilmeye çalışılıyor. Ancak birkaç sebeple cihatçıların kısa vadede YPG’ye saldırması beklenmiyor. Bu sebepleri kısaca sıralayacak olursak;

* Özellikle de Halep’te rejim “muhaliflere” karşı üstün konumda. Hatta geçen ay Halep’in tam bir kuşatmaya alınmasına ramak kalmıştı. Böyle bir durumda cihatçıların YPG’ye karşı bir cephe açması beklenmiyor

* Halep’te YPG ve cihatçılar arasında başlayacak bir çatışma kısa sürede Afrin cephesine de sıçrayacağından cihatçıların önceliği olan Lazkiye- Hama- Humus cephelerine yönelmelerine büyük bir sekte vurmuş olacaktır. 

* Halep’te başlayacak bir çatışma durumunda rejimle savaşan cihatçılar YPG ile de savaşacağından 2 cephede birden savaşmak zorunda kalacak ve belki de Halep’i tamamen kaybedecektir. 

* Halep’teki cihatçılar Afrin çevresinde de etkin olduğundan çatışma buraya da sıçrayacaktır. Afrin ise yaklaşık 2 yıldır çatışmadığından görece diri bir ekonomiye sahiptir. Ayrıca hemen hemen her ay Afrin’deki askeri akademilerden yüzlerce yeni savaşçı mezun olmaktadır. Afrin’in coğrafyası da savunma savaşına müsait olduğundan cihatçılar burda da ilerleyemeyecek ve verdiği kayıplarla kalacaktır. 

* Azaz tarafında IŞİD tarafından kuşatılmış olan cihatçılar YPG ile çatışmaları halinde IŞİD tarafından arkadan vurulma korkusu yaşamaktalar ki sık sık rejimle çatışırlarken IŞİD’i kendilerini arkadan vurmakla suçluyorlar. Yeni “zaferlere” muhtaç IŞİD de böyle bir fırsatı kaçırmayacaktır. 

* Cihatçıların liderliğini İdlip’te olduğu gibi Halep’te de Ahraru Şam ve Nusra gibi Batının terörist diye tanımladığı örgütler yapmaktadır. Zaman zaman Türkiye sınırında bile koalisyon tarafından vurulan Nusra’nın bu saldırıların içinde olması, koalisyonun karada güvendiği tek seküler güç olan YPG’ye saldırması Batı tarafından hoş karşılanmayacaktır.

* Cihatçılar sık sık ortak operasyon odaları kursalar da kısa sürede kendi içlerinde çatışmaktalar. YPG’nin ittifak kurduğu bölgedeki muhalif örgütlerin olduğunu da ayrıca eklememiz gerekmektedir.

Maddeleri daha da uzatabiliriz ancak bu kadarı bile cihatçıları Halep- Afrin hattında YPG’ye saldırmaları halinde birkaç defa düşünmeye sevkedecektir. 

YPG Suriye iç savaşının başından beri bir savunma örgütü olarak kurulmuş ve kendisine saldırılmadığı sürece hiç kimseye saldırmamıştır. Bu stratejisiyle hem Suriye’de akan masum sivil kanına elini bulaştırmamış hem de hakimiyeti altındaki yerleri her anlamda güçlü hale getirmiştir. Bundan sonra da böyle devam edeceğini yine kendi açıklamalarında beyan etmektedir. 

*Twitter: @mela_ehmed

Evrensel'i Takip Et