03 Mayıs 2015 19:25

Gazeteci örgütlerinden çağrı: Gazetecilik için ayağa kalk

Paylaş

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde bir araya gelen gazetecilik meslek örgütleri,  basının içinde bulunduğu durumu değerlendirdi. Meslek örgütleri, “Gazetecilik İçin Ayağa Kalk” çağrısı yaptı.

Gazetecilere Özgürlük Platformu, G9 Gazetecilik Platformu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve DİSK Basın-İş Sendikası, 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü’nde bir toplantı düzenledi. TGC Gazeteciler Restoranı’nda yapılan toplantıya; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sayman Gülseren Ergezer Güver, TGC Ankara Temsilcisi Taylan Erten, G9 Platformu Sözcüsü ve Avrupa Gazeteciler Birliği Onursal Genel Başkan Yardımcısı Doğan Tılıç, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Uğur Güç, Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay ve DİSK Basın-İş Sendikası Başkanı Faruk Eren’in de aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci katıldı.

TURGAY OLCAYTO:  HALKIN BİLGİ EDİNME KANALLARI TIKALI

Toplantı Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Sözcüsü ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto’nun konuşmasıyla başladı.

Türkiye’de her yıl 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü’nü gazetecilerin daha mutlu bir şekilde, görevlerini daha iyi yapabildikleri ortamda karşılamak istediklerini ama basın özgürlüğünün iyiye gideceğine her yıl daha kötüye gittiğini belirten Olcayto; “Son günlerde yayınlanan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün, Freedom House’nun yaptığı açıklamalar; Türkiye’de basın özgürlüğünün ne denli geriye gittiğini gösteriyor. Basın özgürlüğü kavramı üzerinde devlet erkanıyla, bazı gazetecilerle anlaşamıyoruz. Gazetelerin, televizyonların fazla olması basın özgürlüğü demek değildir. Basın özgürlüğü kamuoyunun doğruları, gerçekleri öğrenebilme şansını yakalamasıdır. Bu kanalların tıkalı olmamasıdır. Türkiye’de halkın bilgi edinebildiğini söylemek çok zor. Hem mahkeme yasaklarıyla, hem akreditasyonla, hem sansürle, oto sansürle halkın bu hakkı kısıtlanıyor” dedi.
 
1 MAYIS’TA TOPLUMUN ÜZERİNE KORKU İKLİMİ YÜKLENDİ

1 Mayıs’ı artık ‘ölümsüz atlattık’ diye sevindeklerini dile getiren Olcayto şunları söyledi; “1 Mayıs’ta İstanbul yaşanası kent olmaktan çıktı. 1 Mayıs’ta yoğun bir sıkıyönetim uygulandı. 1 Mayıs’a İşçi bayramı diyoruz; ama gazeteciler olsun işçiler olsun, halk olsun kimse keyif alamadı. Coşkusunu yansıtamadı. Tam tersine toplumun üzerine bir korku iklimi yüklendi. Böyle bir ortamda nasıl demokrasiden söz ediliyor, şaşmak gerekir. Zaman zaman politikacılarımız, ‘İleri demokraside yaşıyoruz, önümüz açık’ diyorlar ama biz gazeteciler olarak görebilmiş değiliz.
  
'ÖNÜMÜZDE ÇOK AĞIR BİR YASA VAR'

Türkiye artık bunları aşmalı. Türkiye’de tek tip insan, tek tip gazeteci, tek tip bürokrat yetiştirme huyundan iktidar partisi vazgeçmeli. Muhalefet de gerçekten muhalefetliğini yapmalı. Bunu söylerken şunu vurgulamak istiyorum. Bir güvenlik paketi geçti. Bu paket geçerken muhalefet itiraz etti ama bu kadarla kaldı. Bugün çok ağır bir yasa var önümüzde. Bu yasa ile Türkiye’de artık pek çok insan ‘makul şüphe’ nedeniyle yoldan çevrilebilir. İçeri atılabilir. Pek çok gazete kapatılabilir. Bütün bunların önüne geçmenin yolu, muhalefetin daha şiddetli bir gösteri yapması olabilirdi. Meclisten çekilmek olabilirdi. Kamuoyunu etkileyecek daha önemli bir etkinlik yapabilirlerdi.”
 
DOĞAN TILIÇ: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ HİÇBİR ZAMAN KUTLAYAMADIK

G9 Platformu Sözcüsü ve Avrupa Gazeteciler Birliği Onursal Genel Başkan Yardımcısı Doğan Tılıç, 29 yıldır muhabirlik yaptığını ama gazetecilerin, hiçbir zaman basın özgürlüğü gününü kutlayamadığını vurgulayarak; “Bizim için kutlanacak bir şey yok ne yazık ki… Geriye dönüp baktığımda, gazetecilere yönelik bir dönem doğrudan devletten kaynaklanan baskılar öne çıkıyordu. 80’den sonrası yeni medya sahiplik yapısıyla birlikte medya patronlarından kaynaklanan baskılar devletten kaynaklanan baskılarla bütünleşti ve öne çıktı. Bugün başka bir durumla karşı karşıyayız. Artık Türkiye’nin bir parti devleti haline geldiğini söylemek mümkün. Bir taraftan  medya patronlarının gazeteciler üzerinde baskıları sürerken bir taraftan kitlesel işsizlik kendini gösterdi.  Her türlü baskıyla karşılaştığımız bir dönemden geçiyoruz. Ancak hala gazetecilerin yeteri kadar örgütlü olduğunu söylemek mümkün değil. Sorunlar belli, üreten merkezler belli. Bunun çözümü için mutlaka gazetecilerin güçlü ve etkin bir örgütlenmeye sahip olması gerekiyor. Bu baskılara yola çıkmanın yolu örgütlenmek. Uluslararası da örgütlenmek gerekiyor.  Eğer hep birlikte güçlü bir şekilde ayağa kalkmazsak benzer şikayetleri dile getirmek zorunda kalacağız” diye konuştu.
 
UĞUR GÜÇ: GAZETECİLERİ SENDİKALI OLMAYA DAVET EDİYORUM

Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Uğur Güç 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne 21 gazetecinin cezaevinde olduğu, gazetecilerin haklarında yüzlerce dava açıldığı bir ortamda girildiğinin altını çizerek; “Ülkemizde basın özgür değil.  Basın savcıları, tekzip üzerinde bu kanunu usulsüzce kullanıyor. Her haberin tekzibini istiyorlar. Gazeteciler sürekli baskı altında. Her gün gazetelerde tekzip yazısını bulabilirsiniz.  Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde “Tutuklu Gazete”yi çıkarıyoruz. Tutuklu Gazete’de, gazetecilerin, hükümlü ve tutuklu gazetecilerin de yazıları bulunuyor. Gazetecilik öyle bir meslek ki,  iktidardan yana olsanız bile hakkınızda dava açılabiliyor. Gazetecilik mesleğinde maalesef örgütlü değiliz. Basın özgürlüğü gününde, meslektaşlarımızı sendikalara örgütlenmeye davet ediyorum.”
 
AHMET ABAKAY: DİRENEN GAZETECİLER OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, konuşmasında şu noktalara dikkat çekti:
“Dünyadaki basın özgürlüğü sıralamalarında Türkiye, Afrika ülkelerinden bile geri sayılıyor. Daha da vahimi en önemlisi yanaşma gazeteciliğin de prim yapmış olmasıdır. Sırtını iktidara dayayanların küçük ve büyük çıkarları için mesleğini, meslektaşlarını savunmayan gazeteci sayısı arttı. Bu uygulamalar oto sansür iklimini de getiriyor. Gazete ve televizyonların büyük bir bölümü devletleştirildi. Yöneticileri iktidar tayin ediyor. Böyle bir sürecin içindeyiz. Ama her dönemde teslim olan ve direnen gazeteciler var. Biz direnmeye devam edeceğiz.”
 
FARUK EREN:  SARI BASIN KARTI GAZETECİLİK RUHSATI DEĞİLDİR

DİSK Basın-İş Sendikası Başkanı Faruk Eren, kimin gazeteci olup olmayacağına iktidarın  karar verdiğini belirterek; “1 Mayıs’ta sokaklarda bile kimin gazetecilik yapıp yapmayacağına iktidar karar veriyor. Ben yine örgütlenmeye davet ediyorum. Sarı basın kartı, gazetecilik ruhsatı değildir. İşini yapmasını kolaylaştırmasıdır. Gazeteci basın kartını alana kadar gazetecilik yapmıyor mu? Gazetecileri sendikalı olmaya davet ediyorum.” (İSTANBUL)

ÖNCEKİ HABER

Demirtaş: Kur-an'ın ilk emri okudur çal değildir

SONRAKİ HABER

Şeyh Maqsud’da aslında neler oldu?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...