‘Erdoğan ve Hükümetin açıklamaları Ağrı provokasyonunun devamı’

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çözüm karşıtı açıklamaları ve AKP hükümetinin sürece sahip çıkmayan tutumuna karşı İmralı Heyeti'nin sürece dönük yaptığı kritik açıklamayı değerlendiren Ağrı'daki kitle örgütü ve siyasi parti temsilcileri, AKP'nin Ağrı provokasyonu ile gerçek yüzünün açığa çıktığını, gelinen aşamanın da bu zihniyetten kaynaklandığına dikkat çekti. 

AKP'yi bir savaş hükümeti olarak gördüğünü belirten DBP Ağrı İl Eşbaşkanı Necmettin Efe, AKP'nin geçmişte savaş hükümetleri olarak bilinen Çiller ve diğer savaş hükümetlerinin yolundan ilerlediğini ifade etti. "Halkımızın nezdinde barış umudu gittikçe azalıyor" diyen Efe, AKP'nin barışa olan samimiyetsizliğinin artık gün gibi açığa çıktığını belirtti. 

'AKP OY UĞRUNA SÜRECİ HEBA ETTİ'

Siyaset arenasında AKP'nin yolun sonuna geldiğini dile getiren Efe, "AKP'nin 13 yıllık iktidarına baktığımızda savaştan başka bir şey yapmamış. AKP, bu güne kadar tamamıyla kandırma ve göz boyama üzerine siyaset yapmıştır. AKP, artık yolun sonuna geldi. Bu saatten sonra yapabileceği bir şeyi kalmadı. Hep Kürt halkını kandırmıştır. Fakat gittikçe bu politikası gün yüzüne çıktı, maskesi düştü. AKP Kürt sorunu çözecek güçte ve yetenekte değil. Zaten böyle bir kadrosu da yok" diye belirtti. 

Efe, AKP'nin oy uğruna çözüm sürecini seçime kurban ettiğini de söyledi. Geçmişte Kürt sorununu çözmeyen partilerin siyasi arenadan yok olduğunu hatırlatan Efe, AKP'nin de bu tavrıyla yok olacağına inandığını, seçim sürecinde AKP'nin Kürdistan'da ilgi görmemesinin bunun bir sonucu olduğuna işaret etti. Sürecin Ağrı provokasyonu ile yokuşa sürüldüğünü belirten Efe, "AKP, tek umudunu provokasyonlara bağlamış. Ağrı provokasyonu, AKP'nin maskesini açığa çıkardı. AKP, Kürt halkı nezdinde artık savaş hükümeti olan Çiller hükümeti gibi oldu ama 7 Haziran'da halk bunlara ders verecek" dedi. 

'İKTİDARIN HALK NEZDİNDE BİR ANLAMI KALMADI' 

Çözüm sürecinin tıkanma noktasına gelmesini üzülerek izlediklerini söyleyen KESK Ağrı Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ahmet Keleş de iktidarın söylemlerinin halk nezdinde artık bir anlamının kalmadığını, kullandığı dilin ise içine girdikleri telaşın özeti olduğunu söyledi. 

Kürt sorununun çözümünün AKP'nin tavrına bağlı olmadığını da vurgulayan Keleş, halkların örgütlendikçe sorunlarını çözebilecek bir noktaya geleceğini söyledi. Keleş, "Halklar kendi demokratik bilincini, demokratik bilinçlerini eğer güçlendirirlerse, çözüm süreci de halkların örgütlü gücü ile başarılacağına inanıyorum. Sonuçta seçim süreci ile iktidarın kendi olgusunun kaybetme telaşı ve halktan ilgi görmemesi dolayısıyla böyle bir söylemin güçlendirdiğini görebiliyoruz. İktidarların olduğu yerde bu söylem hayati değerdedir. Çünkü iktidarlar ancak halkları ezerek kendi çıkarları doğrultusunda ancak bu tarz durumları geliştirebilir" diye belirtti. 

'AĞRI'DA BAŞARISIZ OLDUĞU İÇİN FÜTURSUZCA SALDIRIYOR'

"Barış ve çözüm süreci bir seçime kurban edilemeyecek kadar hayati bir önemdedir" diyen Keleş, AKP'nin fütursuzca sürecin ruhuna saldırdığına vurgu yaptı. Keleş, "Yaratılmak istenen algı dağıtılınca seçimin böyle kazanamayacağını anladılar. Şimdi de milliyetçi bir dil kullanarak barışı zehirliyorlar" dedi

'AKP, SÜRECİ SEÇİME KURBAN ETTİ'

İHD üyesi Olcay Öztürk ise Tendürek provokasyonun sürece olumsuz bir etki bıraktığını, AKP'nin süreci seçime heba ettiğine söyledi. 

Öztürk, 93'ten beri PKK ile devlet arasından sorunun çözülmesi için müzakerelerin yürütüldüğünü, ancak sürecin sürekli provokasyonlarla engellendiğini hatırlatıp, Tendürek'te yaşananların süreci sekteye uğratan bir provokasyon niteliğinde olduğunun altını çizdi. Tendürek provokasyonun diğer provokasyonlarından daha farklı olduğunu da belirten Öztürk, provokasyonun HDP'nin Türkiye'de yakaladığı rüzgarın önünü kesmek amaçlı olduğunu, AKP'nin son dönemdeki söylemlerinin daha çok seçimlere yönelik bir hamle olarak gördüğünü belirtti. 

AKP'nin provokasyonla süreci bitirmekten çok kontrollü bir gerginlik yaratmayı hedeflendiğini söyleyen Öztürk, "Tendürek olayı, Kürdistan'dan çok Türkiye'de, HDP'nin yükselişini engellemek, HDP'yi marjinalleştirmek hedefliyordu. Son dönemdeki güvenlik yasası, Çağlayan olayı, Erdoğan'ın açıklamaları ve Tendürek olayı AKP'nin seçime yönelik hamlesiydi. Bu hamle, sürece büyük bir zarar verdi. Çözüm süreci siyasete heba edilmeyecek bir meseleydi, ancak AKP, süreci seçim uğrana heba etti" şeklinde konuştu. (Ağrı/DİHA)