29 Nisan 2015 16:05

Kendi Tarihimiz ve Kendi Sözümüz Var!

1 ve 6 Mayıs’ta yas tutmayacağız. Atölyede, okulda, sokakta kendi kurtuluşlarını işçi sınıfının mücadelesiyle birleştirmiş ve bilimsel sosyalizm mücadelesine bağlamış denizlerin devrimci mirasını hatırlatacağız! Emperyalizme ve gericiliğe karşı, eşit ve özgür bir gelecek için, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm için mücadeleyi yükselteceğiz!

Paylaş

Herkesin kulağına ‘neyi söyleyeceğini’ fısıldayan bir hükümetin, daha çok enerji için 23 Nisanda küçük bir çocuğun kulağına Çernobilleri göze alabileceğimizi fısıldaması ne az şaşırttı bizi. Sonuçta olsa Nükleer santral istiyordu, patronların hükümeti!
100 yıllık katliamlara sahip topraklarda mezar taşlarına çöküp kendi ‘kardeşlerine fısıldayan’ halklardan utanmadan “yavuz hırsız, ev sahibini bastırır” diyen de aynı hükümetin başıydı nede olsa.
Her gün onlarca genç işçinin cansız bedenleri önünde ağlaşırken kardeşleri, yüzlerce soma işçisi ile mahkemelerde dalga geçiyorken patron vekilleri, yaşatmak da değil öldürmek de meşhurdu sermayenin hükümetleri.

HER YERDE MÜCADELE EDEREK KAZANDIK

Gel gör ki hiçbir sermaye devleti, bugüne dek işçi sınıfına, gençlere haklı taleplerinizi karşılıyoruz, acılarınızı paylaşıyoruz demedi. Kendi acılarını ve yaralarını, baskı ve sömürü düzenine karşı mücadele ettikçe sardı halklar. Her yerde gençler mücadele ederek kazandılar. Her yerde işçiler kendi mücadelelerine dayanarak sömürü koşullarını geriletebildiler. İşte bugün Bosch işçileri ses çıkarmayı öğrendikleri için daha iyi bir sözleşme imzalıyor, Renault işçileri çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için kendi sözünü söyleyeceğini ilan ediyor.

Nerede baskı ve sömürünün tarihi varsa orada mücadelenin de tarihi vardır elbet! 1 Mayıs işte bu insanlık dışı düzene karşı işçi sınıfının mücadele günü olarak serpilip gelişti. Sermaye gericiliğinin hükümetlerine karşı bütün dünyanın proleterlerinin bayramı haline geldi. Bütün ezilenlerin, sömürülenlerin, ayrımcılığa uğrayan kesimlerin ve elbette işçilerin ve emekçilerin en hızlı devrimci düşüncelere kucak açanlarının, yarına en çok ihtiyacı olanlarının, haksızlığa en duyarlı olanlarının, yani sınıfın gençliğinin omuzlarında yükseldi 1 Mayıs.

68’İN MİRASI MÜCADELEDİR!

Yükselmiş ve ayağa kalkmış bir gençlik kuşağının sembol isimleri, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, Türkiye halklarının ve gençliğinin mücadele tarihinde bu nedenle eşsiz bir yer edindi. Sermaye gericiliğinin gençliği idam ile teslim almaya çalıştığı günlerde, yoldaşlarımız gericilik karşısında boyun eğmeyeceklerini haykırdılar. Onların geri çekilmeyi, burjuva gericilik karşısında sinmeyi, itaat ve biat etmeyi reddeden, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesini yeni kuşaklara bıraktıklarını ilan eden, gelecekten emin tutumları örnek oldu 
bizlere.

Bugün iç güvenlik paketiyle baskı ve katliamlarını meşrulaştıranlara, gençliği teslim almaya çalışanlara, bizim tarihimizin, denizlerin verdiği bir cevap var; ‘Sömürü düzeninize biat etmeyi, yasaklarınıza itaat etmeyi reddediyoruz! 
Bu nedenle 1 Mayıs’ta işçi sınıfının safında taleplerimizle her yerde alanlarda olacağız.’ 
Sayısız nedenle birbirine bağlanmış bu iki mücadele gününde; 1 ve 6 Mayıs’ta yas tutmayacağız. Atölyede, okulda, sokakta kendi kurtuluşlarını işçi sınıfının mücadelesiyle birleştirmiş ve bilimsel sosyalizm mücadelesine bağlamış denizlerin devrimci mirasını hatırlatacağız! Emperyalizme ve gericiliğe karşı, eşit ve özgür bir gelecek için, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm için mücadeleyi yükselteceğiz!

ÖNCEKİ HABER

Her Yerde 1 Mayıs!

SONRAKİ HABER

İsimsiz Mektupları Yazanlarla Buluşmak Lazım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...