27 Nisan 2015 00:37

'Seyretme hakkımız engelleniyor'

İstanbul Film Festivali’nde Bakur filmine yapılan sansür bütün festivallerde etkisini gösterdi. Kültür Bakanlığının, belgesel ve kısa filmlere daha önce hiç uygulamadığı bir uygulamayı sergileyerek tescil belgesi istemesi Ankara’daki festivallerde de jürinin istifa etmesine, yarışmaların iptal edilmesine sebep oldu. 23 Nisan’da başlayan Ankara Uluslararası Film Festivali açılışına da izleyicilerin protestosu damgasını vurdu. Ankara’daki sinemaseverlerle sansür olaylarını ve bunun Ankara Uluslararası Film Festivali’ne yansımasını konuştuk.

Paylaş

Elif Ekin SALTIK
Ankara

İstanbul Film Festivali’nde Bakur filmine yapılan sansür bütün festivallerde etkisini gösterdi.  Kültür Bakanlığının, belgesel ve kısa filmlere daha önce hiç uygulamadığı bir uygulamayı sergileyerek tescil belgesi istemesi Ankara’daki festivallerde de jürinin istifa etmesine, yarışmaların iptal edilmesine sebep oldu. 23 Nisan’da başlayan Ankara Uluslararası Film Festivali açılışına da izleyicilerin protestosu damgasını vurdu. Ankara’daki sinemaseverlerle sansür olaylarını ve bunun Ankara Uluslararası Film Festivali’ne yansımasını konuştuk.

‘HAYATIN HER ALANINDA SANSÜR VAR’

Sebahattin Atakul, geçmişe dönüp bir hafıza tazelemesi yapıldığında; 1988 yılında Mahmut Tali Öngören başkanlığında ilk Ankara Film Festivali’ne çok büyük bir katılım, büyük bir ilgi olduğunu kaydetti. Türkan Şoray ve başka sanatçıların festivale geldiğini belirten Atakul, şimdi ise festivallere o kadar büyük bir ilginin olmadığını söyledi. “Hayatın her alanında sansür var” diyen Atakul,  Tiyatroda var, Devlet Opera ve Balesi’nde var. Kurumlara sanattan, kültürden hiç haberi olmayan insanlar atanıyor. Türkiye’de eğitimde, kültürde, çok alanda sansür var” diye konuştu. Atakul, seyircinin sansüre karşı da sinemadan, tiyatrodan ayağını kesmemesi gerektiğini belirterek festivallere katılarak filmlerin izlenmesi gerektiğini bildirdi. Atakul sözlerini şöyle sürdürdü: Günümüzde en etkin şekilde kullanılan sosyal medyada izleyiciler tepkilerini dile getirebilir. Türkiye açısından da, sanatçılar açısından da durum hiç parlak değil. Sanatçıların tepki vermesi çok önemli, sanatçıların gösterdiği tavır diğer insanlar tarafından örnek alınır. Yani sanatçılar lokomotif görevi görür ve bu izleyici için çok önemli, ilerleticidir.

‘DENETLEMLER SİYASİ ANLAYIŞA GÖRE YAPILIYOR’

Şahap Eryılmaz da Kültür Bakanlığının denetleme fonksiyonunu kendi siyasi anlayışına göre şekillendirdiğini düşündüğünü dile getirdi.  Bunu sanata müdahale olarak değerlendirdiğini vurgulayan Eryılmaz,“Sanat özgürdür, özgür olmalı ve özgür kalmalıdır” şeklinde konuştu.

Seyircinin her şeyi izleme özgürlüğüne sahip olduğunu bildiren Ok,  asıl engellenenin seyirci olduğuna işaret etti. Eryılmaz şöyle konuştu: Çünkü seyretme hakkımızın, özgürlüğümüzün engellendiğini düşünüyorum. Ne kadar desteklersek ve yanlarında yer alırsak o kadar filmleri izleme hakkımız olur.

‘ARADA KALMIŞ  HİSSETTİK’

Elçin Özdamar ise İstanbul Festivali’nde başlayan sansür olayının genel yankılarının Ankara Film Festivali açılışına yansıdığını belirtti. Kendisi de dahil izleyicinin biraz arada kalmış hissettiğini ifade eden Özdamar,“Bir taraftan festivali destek vermek gerekirken bir taraftan da sansüre festivale katılmayarak topyekûn bir tepki göstermek mi gerekir diye düşünüyorum. Arada olmak hiçbir şeye çare olmuyor. Bu sene genel olarak sanırım herkeste bir keyifsizlik var. Bir taraftan da elimizden gelen tüm desteği sağlayarak, filmlere gelerek bir şekilde kendimizi ifade etmeye çalışacağız” şeklinde konuştu.

‘SANSÜRE KARŞI EYLEMLERE KATILMALIYIZ’

Sansür getirilen filmin kendisinin PKK’yi, PKK kampını anlatan bir film olduğunu söyleyen Suna Ok, AKP’nin sanat algısının siyasi eksenle iç içe olduğunu söyledi. “Bir çözüm süreci varken, gerillanın yaşamını anlatan bir filmi yasaklıyorsun sen” diyen Ok, bu işin iyi bir tarafının olduğunu ifade etti. İKSV’deki tüm o filmlerin geri çekilmesinin sanat camiasının kolay boyun eğmediğinin göstergesi olduğunu anlatan Ok, “Sansüre karşı da izleyici olmaktan çıkıp sanatı, sanatçıyı sahiplenen bir tavır göstermek gerekiyor. Edilgenlikten daha da çıkmak gerekiyor. Özelinde yapacağımız en net şey bu anlamda yapılan her tür eyleme katılmak ve her türlü desteği sunabilmek diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Nar Film Festivali yurtsuz ve sürgün halklara adanacak

SONRAKİ HABER

Bir fotoğrafın hikayesi: Liderler hesap, insanlar can derdinde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...